Özdemir İnce

Elinize dilinize dursun ya, ulan!..

01 Ekim 2021 Cuma

Bundan önceki yazımda “Peki, ‘Elinize dilinize dursun ya, ulan!..’ demek ne demek” diye sormuştum. Bu sorunun yanıtını birlikte vereceğiz. Önce “ya” ve “ulan” sözcüklerini geçelim, gerekirse sonra döneriz. Önemli olan “Elinize dilinize dursun” deyişi ve anlamı. Anlamı şu: “Nankörlük eden birine Allah nankörlüğünün cezasını seni kör ve kötürüm ederek versin anlamında söylenen bir ilenme (lanetleme) sözü.”

Deyişin iyice anlaşılması için iki sözcüğün anlamının da açıklanması gerek:

Nankör: Kendisine yapılan iyiliğin değerini bilmeyen, iyilik bilmez.

İlenmek (lanetlemek): Bir kimsenin kötü bir duruma düşmesini gönlünden geçirmek ya da bunu açıkça söylemek, bir kimse için kötü dilekte bulunmak.

Biri, birine iyilik ediyor. Adam iyiliği bilmiyor. İyilik eden kimse nanköre “Gözün kör olsun, kötürüm ol!” diye ileniyor, lanet okuyor. Gerçekten “iyi insan” nedeni ne olursa olsun kimseyi lanetlemez!

Açık söyleyeyim: Aşağılık bir davranış. İyilik yapmak, faize para yatırmak ya da ütülmek değildir! İşin tuhafı nankörlükle ilgili epeyce ayet olması.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler 76’ncı genel kuruluna katılmak üzere Atatürk Havalimanı’ndan ABD’ye hareket etmeden önce açıklamalarda bulunmuş… Bir gazeteden aktarıyorum:

“Erdoğan, kira artışı ve gıda fiyatlarındaki artış ile ilgili önlem alacaklarını ifade etti. Erdoğan, kira artışlarıyla ilgili suiistimal varsa bunun kontrol yoluyla önüne geçeceklerini kaydetti. Üniversite öğrencilerinin kira ücretlerinin yüksekliğinden dolayı ev bulamadıkları yönündeki haberlerle ilgili olarak ise ‘Yurt konusunda bir defa Türkiye’de biz bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmadığı yatırımları yaptık’ dedi. Öğrencilerin ev kiralarının yükseldiğini gündeme getirmesiyle ilgili olarak Erdoğan, ‘Biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Ya elinize dilinize dursun ya. Şu anda ulan 650 liraya çıktık. Nereden nereye geldik. Özellikle yurt konusunda bugüne kadar hiçbir iktidarın yapmadığı yatırımları yaptık. Bizden önceki dönemlerde böyle yurtlar söz konusu değildi’ dedi.”

***

Bu konuşmada iki “nokta”ya itirazım var: İktidara geldiklerinden bu yana “hiçbir iktidarın yapmadığı kadar” yatırım yapmış olsalardı şu anda öğrenciler sokaklarda, parklarda yatmazlardı. Gerçekte, ülkenin gereksiminden çok fazla gecekondu üniversiteler açtılar ama o üniversitelerin kampuslarında kendilerinden önce kurulan Hacettepe Üniversitesi ve ODTÜ’de olduğu gibi yurtlar açmadılar. Onlarca ticari vakıf üniversitelerinin kurulmasına izin verdiler ama yurt açmalarını zorunlu tutmadılar. 

Ben, iki uçağını sat, neden şu gökdelene para yatırdın, sığınmacılara neden para yediriyorsun diye sormaya tenezzül etmem; kaç lira olursa olsun, geri ödemeli olarak verdiğin bursu halkın verdiği vergiyle veriyorsun, cebinden harcamıyorsun! 

“Çok kaba biçimde öfke ve nefret ifadesi olan ulan sözcüğü”nü bu halkın gençleri için kullanamazsın.

***

Gelelim şu “45 liracık” ile “650 lira” mukayesesine. Sözcü gazetesi (21.9.2021) yazarı Yücel Arı’dan aktarıyorum: 

“20 Eylül 2002 Türkiyesi’nde altının gramı 17 milyon 198 bin 741 lira. Çeyrek altın, 27 milyon 682 bin 998 lira. Yarım altın, 55 milyon 265 bin 196 lira. (Sıfırlar atılınca, gramı yaklaşık 17, çeyrek 27, yarım altın 55 lira!)

20 Eylül 2021’de ne kadar altın? Gramı 489.63, çeyrek altın 806, yarım altın ise 1613 lira!

45 liracık öğrenci bursu ile 2002’de neredeyse iki çeyrek altın alınıyormuş. Üstüne 10 liracık daha koyan yarım altın bile alabilirmiş.

Elinize dilinize dursun bursları 650 liraya fırladığına göre çil çil altınları istifleyebilir mi tasarruflu bir öğrenci bugün? Altın, Kaz Dağları’ndan çıkıyor ama kazın ayağı öyle değil…”

***

Her zaman kirada oturan beş çocuklu bizim aile, 1950’lerde bir fabrikada kantar kâtipliği yapan babamın kazancı ile karnımızı doyururduk, ayda birkaç kez et ve balık yerdik. 2000’li yıllara girmeden, lokantada 5 liraya yenen bir porsiyon yemek (kavurma) şimdi 100 lira. Aklı olan, geçmiş ile günümüzü mukayese etmekten kaçınır.

***

AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Biz göreve geldiğimizde üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Ya elinize dilinize dursun ya. Şu anda ulan 650 liraya çıktık. Nereden nereye geldik” demiş. Der!

Ama kim olursa olsun kimse bu halkın çocuklarını lanetleyemez. Lanetlenen çocukların ana-babasının ağzı mühürlü değil, karşılık verir. Böyle biline!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları