Özdemir İnce

Eleştirilere aldırmayan bakan

09 Haziran 2024 Pazar

Yeni müfredat için Milli Eğitim Bakanlığı’na 67 bin görüş iletilmiş. Bakan Yusuf Tekin’e bu eleştiriler sorulmuş. O da tepkileri “yüzeysel” bulmaktaymış ve bu hususta “Aldırmadan, prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım” demiş. Ha, bir de kendisine yeni müfredat hakkında soru soran gazetecinin de mikrofonunu itmiş. İter, kabadayıdır kendileri. Senin bakanlığın millete soru sormuş, milletin 67 bini seni adam sayıp cevap vermiş. Sen de kalkıp eleştirileri umursamadığını söylüyorsun. Aklı başında, ciddi ve dengeli birinin yapmaması gereken bir kabalık. Bu ne burnu büyüklük?

TBMM’deki bütçe görüşmelerinde, bu bakanın tarikatlar hakkında şu zırvayı da söylediğini anımsıyorum: “2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bunların içerisinde sizin ‘tarikat, cemaat’ dediğiniz, bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Onlarla protokol yapmaya da devam edeceğiz” diye kostaklanmıştı.

Adam sivil toplum kuruluşlarının (örgütlerinin) neyin nesi olduğundan habersiz.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI NEDİR?

“Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmi kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukuki ve çevresel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlardan veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.”

TARİKAT NEDİR?

“Dini tarikat, genellikle kurucusunun dini ilkeleri ile karakterize edilen, dini inançlarına göre toplumdan ayrı bir şekilde yaşayan insanlardan oluşan dini topluluklar ve örgütlerdir. Tarikatlar, halktan ve bazen de din adamlarından oluşur. Tarikatlar dünyadaki birçok dinde bulunmaktadır.”

677 sayılı ve 30 Kasım 1925 tarihli yasa ile yasaklanan cemaatlerin (tarikatların) başında hiç değişmeyen, ancak ölümle değişen şeyhler ve mürşitler vardır. Bu yasaklamadan sonra tarikatlar “cemaat” kisvesi altında uzun süre yeraltına inmişler, 12 Eylül’den sonra da yavaş yavaş ortaya çıkmışlardır. Bütün cemaatler çıkar amaçlıdır, ticaridir, siyasi açıdan tamamı Cumhuriyet karşıtıdır. Nereseyde tamamı ticari “holding” olmuştur. AKP iktidarının tufeyli beslemeleridir. Gerçekten laik bir yönetim anayasa ve yasaya dayanarak tamamını anında kapatabilir. Ancak STK’lere böyle bir muamele yapamaz.

CEMAAT NEDİR?

“Toplamak, bir araya getirmek” anlamındaki “cem” mastarından türeyen Arapça bir isim olup “insan topluluğu” anlamına gelir. Fıkıh terimi olarak namazı bir imamla birlikte kılan topluluk için kullanılır.

Tarikat ile cemaat arasında sosyolojik olarak fark var. 

Bakan Yusuf Tekin galiba “sivil”in anlamını bilmiyor. Etimolojisine gitmeden bu yazı bağlamında ne anlama geldiğini söyleyebiliriz: “Dini” ve “askeri” olmayan anlamına gelir.

Bu arada, tarikat ve dini cemaatlerden söz açılmışken onların gayri meşru çocuğu olan vakıflardan da söz etmek zorundayız. Türkiye’de kültürel bağlamlı aile vakıflarının dışında kalan vakıfların neredeyse tamamı AKP hükümetinin denetimi altında olan dini ve siyasi mürteci vakıflardır. Başta veliaht Bilal’inki olmak üzere dini ve eğitimsel vakıfların STK sayılması kesinlikle kabul edilemez.

STK’lerin: 1- Eylemi kâr ya da çıkar amaçlı olmayacak; 2- Mali bağımsızlığı olacak; 3- Siyasal bağımsızlığı olacak; 4- Kamu yararı amaçlı olacak. Bunların olabilmesi için de yapısının demokratik, yönetiminin demokratik usullere uygun olarak değişebilir olması gerekir.

Bütün cemaatler çıkar amaçlıdır, ticaridir, siyasi açıdan tamamı Cumhuriyet karşıtıdır.

Adı geçen bakan, “Aldırmadan, prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım” diyor ki bunun dil içi çevirisi “İt ürür, kervan yürür”dür.

Bunu söyleyene de ancak “zort” ve “yuh” çekilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları