Özdemir İnce

Değirmende yoğurt öğütmek

12 Mart 2023 Pazar

Atasözlerinin hepsini sevmem ama “Değirmene yoğurt öğütmeye gitmek” çok sevdiğim atasözlerinden biridir. Anlamı şöyle: “İyi düşünüp taşınmayan, enikonu hesaplamayan kişilerin girişimleri daima kötü sonuçlarla karşılaşılmasına sebep olur. Bağa gönderirsiniz, akılsız dağa gider. Akılsızın ne yaptığını, yapacağını bilemezsiniz. Akılsız olanlara yaptırılan işler berbat olur, doğru ve yapılması gereken iş durup dururken üzerine olmayan işleri yapmaya kalkışır; onun da üstesinden gelemez.”

Bu atasözünde kimseye hakaret yok ve İYİ Parti (İYİP) ile genel başkanı Meral Akşener’in son işlerinini açıklamak için cuk oturmakta. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara BB Başkanı Mansur Yavaş için tutkulu sevdalarını bir türlü anlayamamam yeterince uyanık ve zeki olmadığımdan mı acaba? “Olabilir” deyip bu zor soruyu atlayalım. 

Satrançta, bilardoda, her türlü spor karşılaşmalarında ve savaşta bir hamle yaptığında ikinci ve  üçüncü hamlelerin kafanda hazır değilse hamlen boşa gider ve bozguna uğrarsın! Genel Başkan Akşener ve İYİP’in “masadan kalkma” eylemleri de bozgunla sonuçlandı. Halk, Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu’na cumhurbaşkanlığını CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’ndan daha çok  yakıştırmaktaymış. Olabilir! Olabilir de bu iki başkana oy verecek seçmen bu iki başkanın mensup olduğu partinin genel başkanına, oy vermeyecek kadar şartlanmış budalalar mı? Bu anlayışın siyasal gerçeklikle hiçbir ilişkisi yok. Üstelik CHP’nin yetkili organları genel başkanını aday seçmiş ve iki belediye başkanı da Kılıçdaroğlu’nun yanında ve arkasında olduklarını ilan etmişken! Bu dayatma siyasal ahlak bakımından hiç de uygun değildi. Bu katı gerçeğe karşın dayatmayı sürdürdüler ve masadan kalktılar. Ama Akşener’in iddiasına göre aslında masadan kalkan öteki beş genel başkanmış (!)...

Bunu da geçelim! Siyasetin katı gerçeğini sonunda anlayıp masaya döndüler ve gene dayatmalarını sürdürdüler ve şu tuhaf tanımlı “cumhurbaşkanı yardımcısı” sıfatını iki belediye başkanı için kabul ettirdiler: “İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye başkanları sayın cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaklardır.”( 12. madde)

Bu tanıma göre, bu iki belediye başkanı ancak “Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacaklar”. Demek ki bu koşullu atama olmadan bu iki belediye başkanı cumhurbaşkanı yardımcısı sıfatına sahip olamayacaklar. Millet İttifakı’nın “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Geçiş Sürecinin Yol Haritası”nın şu tuhaf 12. maddesine göre makamlar belli ama adları mevcut değil. Bu 12. madde olmasaydı, Millet İttifakı’nı cumhurbaşkanı olacak kişi bu iki belediye başkanına kendilerine yaraşır görevler vermeyecek miydi?

Akşener ve partisi İYİP’in HDP’ye karşı anlaşılmaz tutumuna gelelim: Meral Akşener, Fatih Altaylı ile yaptığı söyleşide bu konuda şunları söylüyor: “Dün kavga edilmeyen konuda görüşme bile problem yaratıyorsa herkesin dikkat etmesi lazım. Defalarca iddia edildiği gibi, o masada HDP yok. Mithat Hoca’nın söylediğine göre kendileri de ikrar ediyor. Zaman zaman HDP yöneticilerinden farklı söylemler oldu. Ben o söylemlerin her birini bu ucube sistem ateşine odun atmaktır dedim. Bu sağduyunun devam etmesi ve derinleşmesi gerekiyor. Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil. Diyalog başka bir şeydir, CHP diyebilir, anlayışla karşılardım. ‘Sizin oy oranınızla HDP’nin oyu farklı hadi size güle güle’ deselerdi o masadan kalkardık. Alengirli işe karşıyım, dürüstlük ve açıklıktan yanayım. CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez.”

Böyle konuşmak için o günü mü beklemeliydi Meral Akşener? HDP’nin Millet İttifakı’na katılmak gibi bir niyeti yok ki neden bakanlık istesin? Zaten artık Millet İttifakı’na katılmak da mümkün değil. HDP, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayıyla “destekleme” koşullarını görüşecek. Elbette özerklik, federasyon, doğru anlamıyla “anadilde öğrenim hakkı” isteyecek kadar toy değiller. Burada tekrarlamaya gerek yok, konuşacakları metin HDP’nin 11 maddelik “Tutum Belgesi”. Bu belgede siyasal bakımdan sakıncalı bir madde yok. Ayrıca, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İYİ Parti lideri Meral Akşener’e yazdığı gerçekçi açık mektup da var.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları