Özdemir İnce

Bir PMYO öğrencisi ihbar etmişti

21 Ağustos 2022 Pazar

5 Haziran 2009 tarihli Hürriyet gazetesinde “Bir Polis Meslek Yüksek Okulu” başlıklı yazımda, bu okullardan birinde öğrenci olan gencin “ihbar mektubu”nu yayımlamıştım. Aradan daha 8-10 saat geçmeden aldığım tekzip yazısını da “Polis Akademisi Başkanılığı’nın Cevabı”(7 Haziran 2009) başlıklı yazımda yayımlarken süratinden dolayı Polis Akademisi Başkanlığı’nı kutlamıştım (!)

Son sınav hırsızlığından dolayı yalanlanan (!) ihbar mektubunu bir kez daha yayımlıyorum.

***

“Ben Polis Meslek Yüksek Okulu öğrencisiyim. Güvenli olmadığını düşündüğüm için hangi ildeki olduğunu belirtmeyeceğim. Şu an okumakta olduğum Polis M.Y.O’da 300’e yakın devremizde yalnızca 5-10 kişi normal hakkıyla kazanıp gelenlerdeniz. Normal hakkıyla kazanıp gelmek ne demek diyeceksiniz. Şöyle ki Fethullah Gülen grubunun kendi dershanelerinde PMYO sınavı soruları dağıtılmakta. Liseyi zor bitirmiş ÖSS’den barajı kılı kılına geçmiş öğrenciler bu dershanelerde soruları alarak, ezberlemek suretiyle sınava giriyorlar ve doğal olarak kazanıyorlar. Dediğim gibi 300’e yakın devrede 5-10 kişi ancak normal kazanmakta. İllegal şekilde okula gelen öğrenciler Türk Dili, Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi derslerinde çok zorlanıyorlar. Bütünleme sınavlarına kalıyorlar. Hatta pişkince ‘çalışsak da yapamıyoruz hocam!’  gibisinden ifadeler kullanıyorlar. Neden? Çünkü bilmiyorlar bu dersleri. Ama polislik sınavını kazanmak için sınavda yüzde 50’den fazla sözel soru var ve bu sorular Türk Dili, Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi derslerinden oluşuyor. O zaman bu okulu sen nasıl kazandın diye sormazlar mı? Cevap: Sormazlar. Çünkü okuldaki sıralı amirler, öğretim görevlileri de bu şekilde Fethullah grubunun özenle seçtiği kişiler. (Emniyet’teki teşkilatlarından haberinizin olduğunu düşünüyorum.)

‘Nihai hedefe ulaşana kadar, yani sonuca ulaşana kadar; her yöntem, her yol mübahtır. Bunun içerisine yalan söylemek de, insanları aldatmak da girer...’ (Fethullah Gülen, Fasıldan Fasıla, C:1, S:119) 

İslam ile bağdaşmayan, böyle bir şeyi yazan insanın peşinden kitleler koşuyor.

Bizim okulda gazete panosunda Zaman gazetesi başı çeker ve okula başka gazete sokmak kesinlikle yasaktır. Bizim okuldaki öğrenci gazinosunda televizyonda Kanal 7 ve Samanyolu kanallarından başka bir kanal izlenmez, izlenemez! Bizim okulda mescite gitmeyenler dışlanır. Namaz kılmayanlara değişik yöntemlerle psikolojik baskı yapılır.

Bizim okulda hafta sonları üniversitelerden belirlenmiş Fethullahçı abiler geziler düzenler. Toplu evlere giderler, sohbetler beyin yıkama merasimleri vs. vs.

Bizim okulda Atatürk’ü savunmak yürek ister. Bizim okulda Atatürk ilkelerinden bahsetmek (özellikle laiklik) dışlanmak, yüzünüze bakılmamak gibi sonuçlar doğurabilir.

Bizim okulda Türk Silahlı Kuvvetleri düşmandır! (Evet, yanlış duymadınız.)

Lütfen medya olarak daha güçlü daha sağlam adımlar atmanızı istiyorum.

Benim bu okulda harcanmam an meselesidir. Neden mi? Çünkü onlardan değilim. Çünkü Atatürk ilkelerine bağlıyım. Atatürk ilkelerine bağlı bir Türk olduğum için benim onların gözünde bir sürüngenden farkım yok.”

***

Okurlar, bazen “Din İman Masa Kasa” adlı kitabımdan söz ettiğimi anımsarlar. Güzel Cumhuriyetimiz yoksul halkın, çiftçi ve köylülerin çocuklarına öğrenim eşitliği sağlamak amacıyla Parasız Yatılı Sınavı’nı (Leyli Meccani) icat etmişti. Mürteci tayfasının çocukları bu sınavda başarılı olamadıkları için “masa ve kasa”dan uzak kaldıklarını düşünüyorlardı. Hep bu saplantı ile yaşadılar ve “din ve iman”ı kullanarak iktidara gelince de sınavlarda başarılı oldular ve en azından 2007’den sonra ortakları FETÖ teşkilatı marifetiyle sınav hırsızlıklarını icat ettiler.  Bilim ve akıl düşmanı oldukları için “çalmak” zorundalar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları