Özdemir İnce

Ahmet Türk: ‘Bütünleşme’yi esas alıyoruz…

08 Ekim 2021 Cuma

48 yıllık siyasetçi Ahmet Türk, Ruhat Mengi’nin HDP’nin deklarasyonu bağlamında kendisiyle yaptığı söyleşide (Sözcü, 28.9.2021) “Biz ‘bütünleşme’yi esas alıyoruz ‘ayrışma’yı değil” diyor. 

***

Ruhat Mengi soruyor: “ (…) Mesela siz son konuşmanızda, ‘Kürtler bir halktır, kendi dillerini konuşacak, kendi bölgelerini yönetecek hakka sahip olmalıdır’ diyorsunuz. Acaba kastedilen ‘Kürtçenin ikinci resmi dil olması’ ve Güneydoğu’da bazı illeri kapsayan ayrı bir bölge talebi midir?”

Ahmet Türk yanıtlıyor: “Bizim istediğimiz halklarımızın ortak demokratik değerlerde buluşmasıdır. Biz olabildiğince adil, eşit bir yönetim anlayışının gelişmesini istedik. Nasıl bugün Türkiye’de ‘parlamenter demokratik sistemde’ herkes buluşuyorsa, Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözümü de bir diyalog ve siyasetçilerin ortak bir akılla (I) hareket etmesiyle ancak mümkün olabilir. Burada önemli olan demokrasidir, katılımcı bir demokrasi olmasıdır. Avrupa’da biliyorsunuz Yerel Yönetimler İlkesi var, bu bile uygulansa Türkiye’de birçok sorun kendiliğinden çözülür. Yani burada bir ‘ayrışma’ politikasını değil, ‘bütünleşme’ politikasını esas alıyoruz. Bütünleşme politikası için de hak ve özgürlüklerin esas alınacağı bir anlayışın egemen olması gerekir.”

Özdemir İnce: Avrupa’da Yerel Yönetimler İlkesi var ama hangi Avrupa’da? İspanya ve Almanya gibi federal devletlerde mi, yoksa Fransa’daki gibi mi? Bunlar TBMM’de yapılan görüşmelerde konuşulacak son derece önemli konular.

***

Ruhat Mengi soruyor: “Avrupa Yerel Yönetimler İlkesi derken Güneydoğu’da bazı illerde özerk bir sistemden mi söz ediyorsunuz? Mesela Diyarbakır özerk mi olsun?”

Ahmet Türk yanıtlıyor: “Hayır, böyle bir şey söylemiyorum, burada bütün mesele o halkın iradesine saygı gösterecek bir siyaset anlayışının gelişmesi. Yerellerde halkın iktidarı önemlidir, belediyeler bir yerde halkın iktidarı. Anadil konusunda elbetteki hassasiyetleri vardır, bir dilin yok olması konusunda suskun kalamazsınız. Bu dilin yaşayabilmesi için olanak sağlanmalıdır… Biz ‘Kürtçe de resmi dil’ olsun gibi söylemde değil, bu dilin yaşamda her alanda kullanılabileceğini, Türkçe (IV) eğitim verilmesinin de yasaklanmaması gerektiğini ifade ediyoruz.”

Özdemir İnce: Avrupa Birliğinin “Türkiye İçin Katılım Ortaklığı” metnini iktidar da muhalefet de özellikle HDP de vatandaş hazretleri de çok iyi anlamak zorundadır. Ne diyor söz konusu belge? “Kültürel çeşitliliğin sağlanması ve kökenlerine bakılmaksızın tüm vatandaşların kültürel haklarının güvence altına alması. Bu hakların kullanılmasını engelleyen her türlü yasal hüküm -eğitim alanındakiler de dahil olmak üzere- kaldırılmalı.”

Kararın İngilizcesi ise şöyle:

“Ensure cultural diversity and guarantee cultural rights for citizcens irrespective of their origin. Any legal provisions venting the enjoyment of these rights should be abolished, including in field of education.” (II)

Buna göre, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri, Kürtçenin öğrenilmesinin önündeki bütün engelleri kaldırmak ve bu dili yaşatmak zorundadır.

***

Ruhat Mengi soruyor: “Söylediklerinize göre HDP’nin Kürtçe ikinci resmi dil olsun talebinin ve özerk yönetim talebinin olmadığı sonucu çıkabilir mi?”

Ahmet Türk yanıtlıyor: Özlediğimiz elbette Kürtlerin bir statüye sahip olmasıdır ama bugün demokrasi oluşmadan bunu ilk elde gündeme getirmek çok doğru değil. Şimdi silahın, şiddetin, çatışmanın olduğu bir süreçten, bir diyalog sürecine geçilmesi lazım. Bu süreçte birçok şey tartışılabilir! Elbette ki Kürtlerin bazı talepleri olur ama bu işi yürütenler de bu talepler karşısında bunların olup olmayacağı konusunda düşüncelerini ortaya koyabilir. Ortak Akıl (III) ortaya çıktığı zaman, herkes samimi feragatçı olmak durumundadır. Ama tabii ki bir halk, yerelde kendini yönetebilecek bir imkâna sahip olmak ister.”

Özdemir İnce: Birleşmiş Milletler’e göre “Kendi Kaderini Tayin Hakkı” sömürge halkları için geçerlidir. Türkiye’nin kendi sınırları dışında herhangi bir sömürgesi yoktur. (V) 

***

İlgililer, yeni anayasa görüşmeleri başlamadan önce, devletler hukukunu, Halkların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı’yla ilgili kaynakları ve bu konudaki Birleşmiş Milletler kararlarını mutlaka çok iyi öğrenmelidir. 


(I) “Ortak Akıl” yanlış. Doğrusu “Müzakere, istişare, görüşme.”

(II) 3.10.2021 günkü yazım: “Hem Var Hem Yok”. 

(III) Doğrusu: Görüşmeler sununda ortak karar çıkınca. 

(IV) Acaba Kürtçe mi?

(V) 3.10.2021 günkü yazım: “Hem Var Hem Yok”. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları