Orhan Erinç
Orhan Erinç oerinc@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Örtülü Siyasal Reklam

26 Ağustos 2013 Pazartesi

Özel yasaya ve RTÜK’ün koyduğu kurallara göre radyo ve televizyonlarda örtülü reklam yayımlamak yasaktır.
Reklamlarda, şayet
“örtülü” kapsamına girenler de varsa yayının başında izleyici-dinleyiciye bildirilmeli, reklam ücreti alınmış ve yüzde 3 RTÜK payı da ödenecek olmalıdır.
Ancak başarılı bir kafa çalıştırma, kamunun örtülü reklam yapabilmesinin yolunu açmış ve
“kamu spotu” adıyla ücretsiz iktidar reklamının yapılması sağlanmıştır.
Çeşitli bakanlıkların ve onların denetimindeki kimi kuruluşların
“kamuya verdikleri hizmetin” tanıtılmasını amaçlayan siyasal içerikli duyuru-reklamlar bazen üst üste televizyon ekranlarına yansımaktadır.
Başta TRT olmak üzere Türkiye çapında yayın yapan radyo ve televizyonların büyük çoğunluğu iktidarın başarılarını yansıtmak için adeta yarış halindedir.
Üstüne, iktidara karşı olanlara da
“kamu spotu” aracılığı ile sızmak da sağlanınca durum, çift katlı ve kaymaklı ekmek kadayıfına dönüşmektedir.
Bana sorarsanız kamu spotlarının kimilerini dudak bükerek izlemekteyim.
Ama aralarında keyifle izlediğim biri de var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na ait olanı.
Çünkü bu iddialı spotta
“Tarıma elverişli alanların tarım dışı kullanımına izin verilmediği”(!) belirtiliyor.
Barış Manço’nun “Domates, Biber, Patlıcan’ı, halk türkülerinden “Gesi Bağları” ve Âşık Veysel’in “Benim Sadık Yarim Kara Topraktır” parçaları da bu iddiaya sesle giriş yapıyor.

\n

***

\n

Oysa tarıma elverişli alanlar, bir yandan TOKİ ve TOKİ ile ortak olmayı başaranlar tarafından beton bloklarla kaplanıyor, öte yandan hidroelektrik santral (HES) tutkusuyla sular altında bırakılıyor.
İktidar, hem tarıma elverişli alanların miras yoluyla bölünüp küçük parçalara ayrılmasını önlemeye çalışıyor, hem de büyük parçaların tarım dışı kullanıma açılmasını kolaylaştıracak yasa ve yönetmelik değişiklikleri yapıyor.
Kentsel dönüşüm projelerinin hedefinde ise tarıma elverişli alanlarla çayırlar ve meralar var. Zaten son çıkan torba yasalardan biri ile çayırların ve meraların inşaata uygun hale getirilmesinin önü açıldı bile. Tarım can çekişirken zaten zor durumda olan hayvancılığın da köküne kibrit suyu dökmenin olanakları yaratılıverdi.
TEMA Vakfı, yıllardır erozyonla yok olan yurt toprağı ile bozuk mera ve çayırların iyileştirilmesi için çalışıyor, sesini duyurmaya uğraşıyor ama başarılı olamıyor.
Olması da mümkün değil. Katrilyonlarca liralık toprak rantının paylaşılması sürerken uyarılara kulak verecek yetkili varsa bile korkudan sesini çıkaramıyor.

\n

***

\n

Sıcaklar bastırınca orman yangınları da arttı. Doğal nedenle çıkanları da eklersek çok sayıda ağacın ve dolayısıyla orman alanının zarar gördüğü ortaya çıkıyor.
Gazeteler 10 dönümlük alanda çıkan orman yangınını bile önemseyerek büyük başlıklarla duyuruyorlar.
Çevre ile Orman ve Su İşleri bakanlıkları da orman ağaçlarının yangınla yok olmasını önlemeye çalışıyor.
Ama sıra yerleşime açılan ya da üçüncü köprü yüzünden yok edilmeye başlanan milyonlarca ağaca gelince gazetelerde çıt çıkmıyor, bakanlık da yapılanları anlam saptırarak örtmeye çalışıyor.
Doğrusu şöyle anlamlı bir kamu spotunu da ilgili bakanlıktan bekliyorum.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları