Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yeniden: Ankara ancak yerel iktidarlardan fethedilir

02 Ekim 2018 Salı

Tekirdağ’ın merkez ilçesi Süleymanpaşa Belediyesi Başkanı Ekrem Eşkinat’ın ilçeyi bütünüyle saran çok yönlü çalışmalarını gördükten sonra, düşüncem çok daha kesinleşti: Ankara’daki merkezi iktidar, ancak ve ancak yerelde çok başarılı çalışmalarla elde edilebilir.
Şüphesiz Ekrem Bey tek başına değil, çok başarılı çalışmalar yapan CHP belediyeleri var.
Bu yazıyı yazarken, daha önce bu köşede dile getirdiğim ve benzer düşünceleri işleyen yazıları düşündüm. Dahası, birinde şöyle demiştim: “Meclis’te 5 milletvekili bulundurmak yeter, tüm diğer milletvekilleri hayatlarını belediyelerde, kentlerde siyasi, sosyal çalışmalar yapmakla geçirmeli ve partiler seçimlere buralarda hazırlanmalıdır..”
Bu devrimci bir dönüşüm gerektirir, bu nedenle Ankara merkezli düşünen hiçbir parti bunu gerçekleştiremez.
 
CHP iktidarda değil mi?
Önce bu soruya yanıt vermeli.
Eğer iktidardan kasıt Ankara ise değil, ama yerel iktidarlar ise evet.
CHP: 6’sı büyükşehir belediyesi, 13 il ve 162 ilçede, toplam 181 yerelde işbaşında!
Burada da soru şu: CHP, parti olarak, iktidarda bulunduğu il, ilçe, belde vb’de mükemmel bir yönetim gerçekleştiriyor mu?
Yani 181 yerde, tıpkı Ankara’dan Türkiye’yi yönetiyormuş gibi, bir yönetim anlayışı gösteriyor mu, yerel parti örgütlerini bir kenara bırakıp, merkezi olarak ve ciddi olarak belediyeleriyle istişare ediyor, ortak bir yol haritası izliyor, yön ve yol gösteriyor mu?
Ülkeyi yönetiyormuş gibi..
Bilmiyorum, ama bazı belediye başkanları dürüstçe, CHP merkezinin belediyelerde elini taşın altına koymadığını söylüyor.
 
Tıpkı ülkeyi yönetiyormuş gibi
Muhalefetin, en büyüğü olarak da CHP’nin, yerel yönetimlerde, tıpkı merkezi hükümetmiş gibi bir “iş planı” var mı, belediye başkanlarıyla düzenli toplantılar yapıyor mu, yapılan güzel şeyleri alkışlıyor, eleştiriyor ve yol gösterici oluyor mu?
Şimdi tam bu noktada çok sayıda CHP’li belediye başkanı şöyle düşünüyor olabilir: “Aman aman, bize bulaşmasınlar yeter!
Şüphesiz böyle düşünen vardır. Burada da soru şu: Acaba neden böyle düşünüyorlar? CHP yönetiminin bu konuda yetersizliğinden mi, yoksa ben seçildim, istediğim gibi yönetirim anlayışından mı?
Mesela 181 belediye yönetimi 5 yıla yakın iktidarda, acaba yönettiği il, ilçe ve beldelerde halkın hizmet memnuniyeti ne kadar? Bu nesnel olarak hiç ölçüldü mü?
Temel kıstas budur... Yerelde halkın, çok güzel yönetiyorlar, çok başarılılar, valla ülkeyi yönetmeyi hak ediyorlar, demesi gerekiyor.. Dahası bunun CHP oylarına da yansıması gerekiyor.
Şüphesiz, yaşadığımız siyasal koşullarda henüz en zor konulardan biri, CHP’nin oylarını önemli ölçülerde artırmasıdır. Sosyal dönüşümler kolay olmuyor.
Belediye yönetimlerinde sorunlar varsa, belediyelerin yeni bir yönetim anlayışıyla ilerlemesine katkıda bulunuldu mu?
Martta yerel seçimler yapılacak.
Şimdi yerel iktidarlarda olan CHP yönetimlerinin işleri daha zor.
Çünkü pek çok yerde AKP, MHP desteğiyle seçimlere girecek (veya tersi).
Dolayısıyla, CHP’nin belediye seçimlerinden kayıpla çıkması mümkün.
 
Seçmen ‘yerelde’ oyunu kullanmalı
Şüphesiz, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hayal kırıklığı yaşamış pek çok seçmen, yerele katılmayacağız, CHP’ye oy vermeyeceğiz diyor. Parti yönetiminde bir anlayış hâlâ var: Başka nereye vereceksiniz, AKP’ye mi, tıpış tıpış bize vereceksiniz..
Buna rağmen, yerelde herkes oyunu kullanmalıdır.
Yerel çok önemlidir.
En yakın hemen hesap sorabileceğimiz, talepte bulunabileceğimiz, eleştirebileceğimiz yanı başımızdaki iktidarlardır.
Her ne kadar bugüne kadar bu gündeme gelmemişse de..
CHP yerelde iktidar olmayı ne kadar başarıyor?
Bunu bu seçim sonuçlarında göreceğiz.
Bu seçim sonuçları, önemli başka siyasi sonuçlar da üretecek.
Bu nedenle “yerelde kalın, oyunuzu kullanın” derim seçmene!
Yerel iktidarın önemini pek çok yerde görebilirsiniz, Süleymanpaşa dahil.
Düzeltme: Dünkü “Dünyanın en berbat hali” başlıklı yazımda iki yanlışı düzeltiyorum.
Yazının içinde geçen “Dünya 1.7 milyar dolar harcıyor” ifadesi “1.7 trilyon dolar” olacaktır. Aynı şekilde “Türkiye’nin 9 milyar dolar” olarak yazılan savunma harcamaları “18.2 milyar dolar” olacaktır. Düzeltir, özür dilerim. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları