Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yargı Siyasi Dönüşümün Aleti

10 Ekim 2013 Perşembe

Yargı Siyasi
Dönüşümün Aleti

Tersi asla olamazdı. Yapabilecekleri
en çok bazı mahkûmları bunlar masum,
haklarındaki deliller yetersiz diyerek
tahliye etmekti, nitekim bu oldu. Bunları
dün sabah erkenden sosyal medyada
paylaştım, beklediğim kararı verdiler.
Öngörüler dışında davransalardı, özellikle
2010dan sonraki sürecin tahlilini yeniden
yapmamız ve nerede yanlış yaptık diye
bakmamız gerekirdi! Çünkü Ergenekon
ve arkasından Balyoz ile başlayan siyasi
süreç henüz sürüyor.
Böyle komplo davalar, sahte suçlamalar
ve buna uygun yargılamaların bu
boyutlarda olmasını gerçi beklemeyelim;
ama siyasi süreç iktidarda henüz!
2015 seçimlerinden sonra yeni dönem
başlayabilir ama Türkiye siyaseten
öyle dinamik ki bugünden ne olacağını
kestirmek çok zor. Çok bilinmeyenli
denklem kurulabilir ancak.
RTEnin elindeki af kozunu iki yıl içinde
oynaması da güçlü bir olasılık. O zaman
bu işi cemaatin üzerine yıkma olasılığı da!
Güçlü bir gerekçe arayacak ve bulacak
kendine, mesela 7 Şubat MİT darbesiyle
beni bile tutuklamaya kalkıştılar, devleti
ellerinden zor kurtardım gibi...
...
Neden bazı tahliyeler? Eh yani,
cezayı veren adli makam sözde kendi
tarafsızlıklarını gösterecek ya! Toplumda
şöyle bir algı oluşturmuştu taraftarları
zaten: Yargıtay suçsuz olanları ayıklar,
suçluları mahkûm eder.
Sonuç buna uygun: Tarafsız Yargıtay
dairesi!
Zaten bilmem kaç numaralı daire
geçmişte hep devletin özel siyasi
hukuk dairesi gibi çalıştı. AKP ittifakı,
bu devletçi-darbeci dairenin özelliğini
korudu, orayı kendi adamlarıyla yeniledi
ve bu daireyi, kendine gönderilecek
Ergenekon, Balyoz vb. gibi dava
kararlarını onaylamaya hazırladı.
2010daki yetmez ama evet anayasa
referandumunun bütün özü, hedefi,
maksadı buydu! Yargıyı tamamen ele
geçirmek ve hedefledikleri bütün siyasi
dönüşümü, sivil darbeyi, hukuk eliyle
meşrulaştırmak
. Yargı bu açıdan sadece
bir alettir. Yani askerin nasıl topu tüfeği
bir aletse, bununla savaş, darbe vb.
yapıyorsa; kestaneleri mangaldan almak
için nasıl maşa kullanılıyorsa, bu siyasi ve
toplumsal iktidar değişimini de en iyi yargı
aleti ile yapıyorlar.
Hiyerarşik yapılanma şöyle: Emniyet
içinde özel polis timi, savcılık içinde
özel savcı timi, mahkemeler içinde özel
mahkeme timi... Ve yüksek yargı içinde de
gerekirse bütünüyle iktidar yargı timi. Olur
a, yüksek yargı sallanır mallanır, bunun
için de o daireyi çok sağlam tutarsın,
olur biter. Yani en özel yargı timini orada
oluşturursun...
Bu hiyerarşik düzen tıkır tıkır işliyor,
Ergenekonda da kesin işleyecek.
Muhtemelen Odatv davasında da!
Bir tane karara muhalif kimse varsa,
işte her nasılsa kalmış bir tane gerçek
yargıç odur,
dedim dün sosyal medyada.
Oybirliğiyle alınmış karar!
...
Gerekçelere baktım, laga luga,
utandım vicdan adına. Bu karşıdevrimin
oluşturduğu tam giyotin hukuku. Kafalar
kesile hukuku.. Karar okunurken davanın
kurduğu bir idam sahnesinde, okunan her
ismin kafası sepete düşüyor gördüm.
Kararı veren daire kendini de mahkûm
etti aslında! Bütün dava boyunca
savunmanın bütünüyle, çırılçıplak,
güneş gibi ortaya koyduğu Balyoz
senaryosunun sahteliği konusunu
tamamen reddediyor karar. Zaten ret
üzerine kurulu bir hiyerarşik düzendi,
başka bir karar vermesi de mümkün
değildi...
Bütün bilirkişiler bu CD sahtedir
derken mahkeme hayır doğrudur,
diyor. Doğruluğuna tek kanıt ise kendi
yorumları. Dijital veriler düzgün elde
edilmişmiş, bilirkişi raporlarını da sanıklar
sunmuşlarmış ve savunma haklarını
kullanmışlarmış. İşin esası bunlar değil ki!
Kardeşim, delillerin bütünüyle sahte
olduğunu bildiğin, gördüğün halde, bu
kararı veriyorsan, siparişi dört dörtlük
yerine getiriyorsun demektir..
Gerekçe tam bir fostur ve boştur..
...
Serbest bırakılanlar özgürlüğe hoş geldi.
İçerideki masumlara ve ailelerine de sabır
dileyelim...
Türkiye Cumhuriyetinin 80 yılı, öyle
kolayca iki yargı kararıyla silinecek, teslim
alınacak, köktendincileştirilecek, savaşa
sürülecek, yalancı çıkartılacak, söz ve
küfürle aşağılanacak ve yok edilecek bir
olay değil.
Yanılıyorlar.
Masal değil gerçektir bu geçmiş, insan
hak ve özgürlükleri, demokrasi çağdaşlık,
yolunda ilerleyecektir.
Bunu onlar da görecek.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları