Gerekirse askeri seçenek de olur. Panama Kanalı’nı ve Grönland’ı ele geçirme, ABD topraklarına katma konusunda ısrar ve kararlılığını vurgulayan Trump, Kanada için de askeri seçenek mi düşünüyorsunuz sorusuna, hayır ekonomi seçeneğimiz var, der.

Bırakalım emperyalist yayılmacılığını, olayın çok komik bir yanı şu: ABD, Kanada ve Danimarka NATO’da ortaklar. Bu örgüt, NATO üye ülkelerini dış saldırılar karşısında korumak için kuruldu.

Şimdi NATO, Kanada ve Danimarka’yı, Trump’ın ekonomik ve askeri tehdit ve işgal saldırıları karşısında koruyacak mı?

Trump aslında kendini NATO dışına atıyor.

AVRUPA ORDUSU

Zaten ilk başkanlık döneminde Avrupa NATO ülkelerine, artık sizin jandarmalığınızı yapmayacağız, milyarlarca dolar harcıyoruz sizler için, savunma harcamalarınızı artırın, uyarılarında bulunmuş ve etekleri tutuşan başta Almanya ve Fransa Avrupa ordusu kurma girişimlerini resmen duyurmuşlardı.

Trump onlara hatta, askeri harcamalarını artırmayan ülkelere Rusya’nın saldırmasını bile teşvik etmişti.

Avrupa’nın imdadına Biden yetişmişti.

ABD’nin parasal ve askeri gücünü yeniden dünya jardarmalığı için seferber etmiş, dahası NATO’ya Avustralya’ya kadar görev alanı kabul ettirmişti.

Şöyle yeni bir durum var. Trump NATO’yu bağlayıcı görmüyor. Umursamıyor da.

Yakında yine NATO’ya tehditlerine başlayabilir: Parayı ver!

NATO TRUMP’A KÖSTEK

Trump’ın son olaylarından bir çıkarsama yaparsak: NATO’yu kendine köstek bile görüyor.

O uyduruk hür dünyanın savunmasını değil, ABD’nin yayılmacılığını ve dünyadaki olaylar karşısında tek başına karar almayı ve hareket etmeyi politika olarak benimsemiş durumda.

Bu 18. yüzyılın emperyalist ve sömürgeci yayılmacılığın ve işgalin, birbirleriyle rekabetin tipik bir düşüncesidir.

ASKERİ GÜCÜ AB İÇİN

Trump’ın bu politikası, dünya çapında muazzam askeri gücüne dayanıyor. NATO’nun hiçbir ülkesinde, tüm güçlerini birleştirseler dahi, olmayan bir askeri güç ve tüm ülkeler üzerinde vesayet.

Bu gücü neden Avrupalıların refahı için kullansın ki!

Askeri gücünü, öncelikle ABD’nin büyümesi, refahı için kullanma yolunu seçiyor.

Büyük bir askeri güce sahip, yalan propagandayı baştan sona benimsemiş bir liderin milliyetçi söylem ile bütünleştiğinde varacağı noktayı yaşıyoruz.

Trump’ın Çin ve/veya Rusya ile çatışma olasılığını bile çok az görüyorum.

Bu iki ülke Trump’ın işgal politikasını, gerçekleştiği takdirde, sadece kendileri için bir propaganda malzemesi olarak görür.

NATO’nun çöküşünü ise alkışlar.

GRÖNLAND GİTTİ GİDER

Burada ana sorun: Trump Grönland’ı işgal ederse diğer NATO ülkeleri yardıma koşacaklar mıdır?

Görüşümü söylersem, kocaman bir hayır.

NATO’nun çöküş alarmı çalıyor.

Veya yeni bir Avrupa NATO’su düşüncesinin şafağı doğuyor.

Danimarka tek başınadır ve Grönland gitti gider!

***

Peki bu yazıya yukarıdaki başlığı neden koydum.

Ben de bilmiyorum.

Belki de bilmenin henüz zamanı gelmemiştir, kim bilir.