Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Üniversiteler: Neden 500’de yokuz?

30 Ekim 2018 Salı

Cumhurbaşkanı ilk 500 arasında tek bir üniversitemiz olmadığını belirterek, üniversiteler geriliyor dedi.
Ama övündüğü bir konu var: “Her ilde üniversite açtık, 206 üniversitemiz var”. Sayı ve büyüklüklerle övünmek en sevdiği şey. Bu sayede yüz binlerce gence daha üniversite olanağı açıldı, aileler memnun.. Bu alanda sayıların büyüklüğü ile oy-sandık ilişkisi arasında doğrusal bir oran da olduğunu kabul edelim öncelikle. Ama birinci nokta, üniversitelerimizde nitelikte bir büyüme sağlayabildiniz mi, yoksa üniversitelerin ortalama niteliğinde önemli düşüşler mi var... 16 yıldır iktidardasınız, buralardan hangi evrensel nitelikte bir buluş, niteliği yüksek bilimsel araştırmalar çıktı? Bu sizi ilgilendirmiyor.

Ödül alan kimse var mı?
Şöyle soralım: Dünyanın etki faktörü en yüksek mesela 10 dergi’de yayımlanan araştırma sayılarımızda kayda değer bir artış var mı? Nobel’i bir kenara bırakalım, 206 üniversitemizde herhangi bir bilim insanımız, uluslararası önemde büyük ödül kazandı mı?
Gazetelerde, dergilerde Türk bilim insanlarının çok önemli başarılarını okuyoruz. Hepsi yurtdışında! ABD, Kanada ve Batı Avrupa’da yaşıyor ve mükemmel işler yapıyorlar!
Acaba neden diye soruyor musunuz? Mesela Türkiye’den yurtdışına büyük nitelikli göç.. Bu göçün sonucu yurtdışından bize Türklerin büyük başarısı olarak yansıyor ve yansıyacak. İktidar bundan şikâyetçi, geri getireceğiz diyor.. tabii ki hayal kuruyor. Çünkü, bilim bir iklim ve özgürlük meselesi.. Biraz açalım.

Neden 500 içinde yokuz?..
Evet de neden ilk 500 de bir tek üniversitemiz yok? Cumhurbaşkanı’nın, ülkenin tek adamı olarak aslında buna yanıt vermesi gerekir. Yanıtını bilmesi için sorup soruşturması gerekir. Ama çevresindeki danışmanlara sorarsa veya onlara “araştırın konuyu ve bana bilgi verin” derse, doğru yanıtı bulamaz.
Çevresinde önce bilimi, bilim-üniversite ilişkisini gerçekten bilen ve ayrıca Cumhurbaşkanı’na, duymak istediğini değil de gerçeği söyleyebilecek özgür insanların olması gerekir.
Şimdi bir haberde okuyorum: Ankara’da Gata’nın da dahil olduğu Ankara Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesine giren, eski adı Gata, yeni adıyla Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi alanında 2 bin 500 kişi kapasiteli en az 10 milyona çıkacak bir caminin maketini görüyoruz (Sözcü, Deniz Ayhan’ın haberi).
Yo hayır, şimdi bazı aklıevvellerin “Ne yani, üniversitelerde ibadete niye karşısın” itirazıyla ilgisi yok. Artık bu iktidar zamanında camilerle donatılmamış üniversite kaldı mı?
Mesele, ülkenin kaynaklarının nereye, hangi amaca akıtıldığı ile ilgili. Üniversitenin ihtiyacı varsa, yaparsın küçük bir ibadet yeri, isteyen gider. Mesela İstanbul Üniversitesi’nin ünlü Botanik Bahçesi, biliyorsunuz Diyanet’e devredilmişti. Botanikçilerin yıllar içinde birikimi ne oluyor diye tartıştık. Orası Osmanlı zamanında Şeyhülislamlık’a aitmiş. Sonra Üniversite Reformu’yla birlikte Botanik Bahçesi yapılmış. Şimdi de alınıp aslına geri veriliyormuş. Şeyhülislamlık!
Peki ne oldu, tepkiler üzerine bir protokol yapıldı İstanbul Müftülüğü ile üniversite arasında. Botanik Bahçesi’ni üniversite kullanacak. Ama oradaki Şeyhülislamlık yapısı canlandırılacak, müftülük oraya taşınacak sanırım.
Hemen bir kalemde 50 milyon aktarılıyor canlandırma için.
Bilime aktarılan kaynaklarla bu tür yapılara ayrılan kaynakları bir kıyaslar mısınız? Önceliğiniz bilim ve kalite değilse, Türkiye’den büyük başarı öyküsü çıkmaz. Şüphesiz bir de üniversitelerin başlarına atadıklarınız var ki, bu ayrı bir yazı konusu.

Bilim, etkileşim ve özgürlük
Robert Langlands dünyanın yaşayan en büyük matematikçilerinden. Türk Matematik Derneği’nin davetlisi olarak 3 hafta ülkemizde kaldı, konferanslar verdi. Onunla keyifli bir söyleşiyi, Herkese Bilim Teknoloji dergisinde bu hafta yayımladık, okuyun.
Langlands, özgürce bilimini yapıyor. Zaten çalıştığı Jersey’de İleri Araştırma Enstitüsü’nde çalışıyor. Einstein’in Ofisini kullanıyor. Orası çok yetenekli insanlara özgürlük alanı açan bir yer. Kimseye hesap vermek durumunda değiller. Ürettin, üretemedin sorunu yok. Siyasi olarak her türlü sözünü söylemesine engel olan yok. Hain diyen yok. Kimleri besliyoruz paramızla, düşünen yok.
206 üniversitemizden kaç bilim insanı atıldı son 10 yılda ve neden? Kaç öğrenci hapishanelerde?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları