Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Topraklarını geri kazanmaya çalışan ülke
Yok hayır, Türkiye’den bahsetmiyorum! Niyetim başka bir ülkeyi yazmaktır ama benzerlik hiç de şaşırtıcı değil.
Türkiye de bir kısım kent ve kasabalarını “kendisine ait” sanırken aslında “başkasının” yönetimine geçtiğini; adaleti, vergiyi, kararları, güvenliği o “başkasının” sağladığını görünce, “topraklarını geri kazanmaya” girişti! Güneydoğu’da yaşanan tam da budur! Evlere, mahallelere, yollara, kimsesizliğe, savaş alanlarına bakın....
Tabii, iki yıldır “silah yığınaklarına müdahale edilmesini isteyen 400 başvuruyu engelleyen iktidar ve valileri” ortaklıkla suçlayanlar haklıdır derim. Barış süreci umut tüccarlarının her zaman kaçacak bir bahanesi, aması, suçlayacağı bir başkası vardır. “Bu sorun böyle, iktidarı fayda ilişkileri içinde çözülmez” diyenleri, vay savaş yanlıları diye suçlayanları da burada hiç iyi anmıyorum.
Savaş varsa...
Her savaşta insanlar, “siviller”, çoluk çocuk da ölür. Savaşın “normali”dir bu. Evet de, hiçbir “savaş” tek başına olmaz. Bütün yaşadıklarımızı, bu felaketi, insanlık dramını göze alan, ölmeye ve öldürmeye hazır bir “karşısı” da vardır. Türkiye’nin karşısında siyasi isteklerini silahla ve öldürerek, öldürterek, ölerek kabul ettirmeye adeta yeminli bir başka “savaş makinesi”...
Evet yakın çevremizde ve içimizde birileri tarafından haklı, mazur, normal, vatanını kurtarıcı olarak görülen bir makine. Şüphesiz savaşa övgü her durumda savaşın sürdürülmesine teşviktir.
Tüm “analar ağlamasın” sosyal ve toplumsal iktidar propagandasının (yalanının) üzerinden silindir gibi geçen, yüzlerce ölüm gerçeği ve ağlamayan analar. Daha doğrusu, bir tarafta ağlayan ve öte tarafta ise ağlayamayan analar.
Hiçbir yerde ağlayamayan bir Kürt anasına gidip de ateşe sürülen oğlunun arkasından iki kelime ağzından aldınız mı? Sonrayı mı bekliyorsunuz, yeniden “analar ağlamasın” zamanlarını... Belki Kürt analar da helal olsun oğlum diyecektir ve biz de öğreneceğiz.
“Topraklarını kurtarmak isteyen” bir başka ülkeyi anlatacaktım aslında.
Halep’i ve başka kaybedilmiş kentlerini “geri aldıkça” sürü sepet küfür yiyen Esad Rejimi... “Benim kurtarmam haklı, senin kurtarman kanlı”, ikilemi içinde vicdanları boğulan, yüzleri kayıp, yerlerde sürünen bir politikanın zincire bağlanmış toplu esirleri...
Politikası iflas eden, kurduğu yanlış denklemin acısını, felaketini, kendi topraklarına, insanlarına yönelmesini bile “karşı tarafın suçu” olarak gören bir Ankara!
Yine binlerce Suriyeli geliyormuş. Hiç kuşkunuz olmasın, içlerinde onlarca, yüzlerce, ölüm makinesi ve katille birlikte... İçimize salınacaklar. Savaşı yayacaklar...
“Esad yıkılmalı” zırva, katı bir politikanın ötesinde, yıllardır önünü göremeyen, durumu yeniden değerlendirme yetisi sıfır, burnunun ucunda oluşan ve oluşması kesin tehlikeleri seyreden bir Ankara, bu duruma büyük katkı yapmıştır. Her araç, her politikayla, her gereçle! Şimdi bu kullandığı araçların korkusu içinde, şaşırmış.
Felaketi önleyebilirdiniz
Bütün bu 4-5 yıllık Ankara politikası, ülkenin içinde ve dışında sadece heyulalar yarattı! Hepsi bu! Bu heyulalar altında eziliyorlar şimdi.
Tek yapacağınız iş taa ilk zamanlarda Esad’ın kendi ülkesinde egemen olmasına yardımcı olmaktı. Yoksa onun yerine Mursici bir yönetim kurulmasına destek olmak değil. Başta bu tavrı alsaydınız, bugünkü felaketleri büyük ölçüde önlemiş olurdunuz.
Hele Ortadoğu’da emperyalist güçlerin tüm güçleriyle yüklendiği bir devlet yıkılınca, yerinde güllerin açmayacağını, ölüm ve savaşın egemen olacağını, parçalanmanın kaçınılmaz olacağını ve buradan da sizi yiyecek canavarların üreyeceğini görmeyenlerin, ülkeyi yönettiği bir Türkiye burası!
Irak’ı da mı görmediniz... İslam dünyasının birbirini yiyenlerin, öldürenlerin yeri yurdu olduğunu bilmeyecek kadar bellek kaybına mı uğradınız.
İslamcı, fetihçi, ideolojik saplantılarınızın ülkeyi getirdiği dar boğazdayız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!