Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Taksim/Gezi'de Bir Şeyler Var

09 Haziran 2013 Pazar

Akşam Ulusal Kanal’daki programdan sonra Ümit Zileli ile Odakule’den Taksim-Gezi’ye doğru yürümeye başladık. Saat 22.00’ye geliyor ve yürümek ne mümkün? Herkes birbirine çarpa dokuna ilerlemeye çalışıyor kendi yönünde!
Ama İstiklal Caddesi’nde o güne kadar görmediğim, tanık olmadığım büyük bir enerji var! Caddede, insanlarda, yürüyüşlerde, adımlarda, dik duruşlarda, bakışlarda, el hareketlerinde, atılan adımlarda, giysilerde, konuşmalarda... Nasıl bir şey bu?! İçine girince hemen esiri oluyorsunuz sanki.. sizi esir alan bir şey var, görünmez ama caddenin bütününde saklı, görünmez ama etkisini anında hissettiren...
İnsanların boyu uzamış, omuzlarına en gelmiş, ayakları büyümüş, eller irileşmiş, yüzlerinde bir güven, gözleri pırıl, kulakları dik... Kimisinde gülen maskeler arkaya yatırılmış, herkes birbirine anlatıyor...
Duvar gazeteleri kaplamış İstiklal Caddesi’ni yer yer... Orada size durmadan haykıran bir şeyler var! Caddenin Taksim’e doğru sol cenahında yer yer yoğun insan kümeleri... Toplanmalar, dağılmalar ,toplanmalar... Satıcılar, çeşitli orkestralar, kuklalar, özel giysili insanlar.. Bir tiyatro festivalinin içine düştüğünüzü sanıyorsunuz yer yer... Veya çocukluğumuzdaki gibi bayram yeri ve panayırlarının çok daha büyümüş, renkli, yürüdükçe uçsuz bucaksız hissi veren hali.. Caddenin yerine başka bir cadde getirilip konmuş sanki, insanlarıyla, binalarıyla.. Bir festival ki sormayın gitsin... Işık takları şenliği tamamlıyor. Bu enerjiyi seyrederken, yara yara ilerliyoruz...
Taksim’e çıkıyoruz... Çıkmak mı? Burası Taksim mi... Sonsuz bir alan duygusu... Duruyor ve görmeye anlamaya çalışıyorum... Orası, sağ karşıdaki bina, Başbakan’ın tüm inşaatı durdurduğu hayalet AKM mi? Bir yıkılacak bir yıkılmayacak dediği!
“Ele geçirilmiş” bir bina, üzerinde, çatısından ayağa sarkan dev bez afişler, yazılar, resimler, sloganlar, logolarla dolu... Dünyanın en büyük panosu gibi.. “Devrim”in yüzü! Geçen günkü insanlar çatısında sıralanmış duruyor mu hâlâ yoksa?..
Gezi, en arkada hayal meyal yarı karanlık içinde, ama kımıl kımıllığını ayırt etmemek mümkün değil.. Enerjinin odağını ve oradan yayılışını bildiğimiz için mi hissediyoruz?
Cumhuriyet Anıtı çevresinde herkes oturmuş, sohbet ve kararlılık. Bir iki küçük çadır da oraya kurulmuş... insan gruplaşmaları, satıcılar, bekleşenler, yürüyenler, hızlı gitmek isteyip de gidemeyenler.. Peki burası neresi? Taksim ki Kanlı 1 Mayıs’lardan tutun son yasaklı 1 Mayıs’a ve iktidarın günlerce sürdürdüğü polis copu, gaz bombası şiddetine kadar hayatımın her zaman bir parçası olmuş. Enerjisi her zaman yüksek, bazen çok sakin, bazen patlayıcı, bazen eğlendirici, bazen öldürücü...
Taksim Alanı’nın yarım yüzyıllık görüntüleri birbirine karışmış, ama hiçbirine şimdi içinde bulunduğum Taksim’de yer bulamıyorum... Geçmişin hiç bir parçası içeri giremiyor..
Alanın Gezi’ye bakan yönü çeşitli örgütlerin panayırına dönüşmüş. İnsanlar insanlar insanlar, bekleşenler, hızlı yürüyenler, telefonla haberleşmeye çalışanlar.. Bütün alan dolu... Gecenin aydınlığında her şeyi izleyebiliyorsunuz.. AKM yönünden Gezi’ye giriyorum.. 3 saat önce metro tarafından girmiş, kitaplar getirmiştim.. o sıradaki göreceli sakinliğin yerini, şimdi adım atmanın mümkün olmadığı gecenin Gezi’si almış.. Terledim ve bunaldım, kendimi dışarı atıyorum, buluşacağım arkadaşlarla Gezi Pastanesi’ne yöneliyorum..
“Savaş” artığı bir otobüs, süslenmiş püslenmiş resimlerle donatılmış, üstünde gençler oturuyor, kapısında anı fotoğrafları çekiliyor.
Geleceği Başbakan’ın iki dudağı arasındaki zahpt edilmiş AKM’nin önünde ters çevrilmiş küçük araba, bir tekerleğine tutturulmuş bir a4 yazı: Sayıştay Raporları Açıklansın! Gülüyorum...
Pastanenin yol kenarı masaları dolu. The Marmara kafeleri dolu.. Oraları birer seyirlik yerler!
Saat 23’e geliyor, Kabataş Büyükada iskelesine yetişmeliyiz, Gümüşsuyu’na yöneliyoruz.. Cadde iki kademede barikatlarla kesilmiş. Sağda otobüs durağı, süslenmiş püslenmiş.. Belli ki iyi bir tasarımcı elinden çıkmış. Adı da konmuş:
Burda Durak!
Gezi / Taksim, adeta kurtarılmış bir bölge.. Herkese açık yeni bir hayat kurulmuş orada..
Zeki yaratıkların gelecek yaşam düşlerinin ipuçları, provaları adeta..
Orada bir şeyler var...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları