Savaş Hızlanıyor

07 Ocak 2014 Salı

İktidar, gemleri çekiyor... Medyasını kurmuş durumda. Gazeteci “özel istihbaratçılarını” alana saldı. İnternet siteleri, gazeteleri ve televizyonları, yaylım ateşe aldı cemaat örgütlenmesini... “Amiral gemileri” Sabah.. Orada yakında “Ordu içinde cemaat örgütlenmesi” üzerine dizi yayına başlayacaklarını duyuruyorlar. Ordudan sorumlu “imamlar” güya saptanmış. Ordu içinde cemaat örgütlenmesinin yüzde 10 olduğu anonsunu yapıyorlar...
Önceki yazımda bu konuya işaret etmiş ve ordunun imamı kim, diye sormuştum. Bir yazımda da “Cemaat RTE’ye ordu üzerinden darbe yapar mı” diye sormuştum. Amaç, iktidar savaşının salt Emniyet ve yargı içinde değil, aslında ve aynı zamanda orduyu da kapsadığını belirtmekti. Şimdi görüyoruz ki, orduda da bir tasfiye söz konusu.
Cemaatin daha ilk zamanlardan beri ordu içinde örgütlenmeye çok özel önem verdiği biliniyor. Bunun ödülünü mutlaka görmüştür! Orduda özellikle Deniz Kuvvetleri’nde, çok değerli albay, kurmay albay ve general-amiral budamalarının çok önemli bir nedeni de, alttaki kendi adamlarına hızla yukarıya doğru yükselme koşullarını yaratmaktır...
Tabii, savaşın diğeri boyutu eğitimdir. Dershane, imam hatipler ve Bilal Erdoğan’ın vakfı da, RTE’nin cemaate yanıtlarıdır... Vakfa kısa sürede yüz milyonlarca varlık aktarımı ve bu alanda yolsuzluk iddiaları da, bu kez cemaatin Erdoğan’a eğitim alanındaki karşı yanıtıdır!

***

Pazar yazımda “Erdoğan Silivri’de yeniden yargılamanın önünü açmak isterken, rüşvet ve yolsuzluğun da önünü kesmek istiyor, takas yok” biçiminde saptadığım olgunun, Kılıçdaroğlu ve Rıza Türmen önemle altını çiziyor. Haklılar, Erdoğan ve adamları, cemaat yapılanmasını çözmek isterken, rüşvet ve yolsuzluğu, “Bakın işte bu sahtekârlar orduya kurdukları kumpası şimdi de bize karşı yapıyorlar” denklemi içinde, saf dışı bırakmak istiyor.
Ama yeniden yargılama yolunun açılması için çalışmaları, “Rüşvet ve yolsuzluğu örtüyor” diyerek önemsizleştirmek doğru değildir. Her kim en iyi neyi yapabiliyorsa, onu yapsın.
Benim gördüğüm şudur: Silivri’de yargılamaların yolu, özel yetkili mahkemeleri tamamen ortadan kaldırarak açılmalıdır. Burada tek yanlı bir yargılama yapılmış ve savunmanın hiçbir delili, iddia çürütmeleri, bilirkişi raporları asla dikkate alınmamıştır. İddialar gerçekmiş gibi onaylanmıştır... Yeniden yargılamada, işte eksik kalan savunma dikkate alınacaktır. Bunun yolu açılırsa, zaten çok hızlı bir şekilde davalar çökerek biter...
Bu olay af ile çözülemez, insan için, haklılığını mahkemede kanıtlamak kadar doğal bir istek olamaz. Bazı okumuşlarımız, “Ama orada ağır cezalıklar da var” diye ahkâm kesiyor, ama ağır cezalık olan nediri hukuki olarak bir türlü dile getirmiyorlar... O zaman sussunlar! (Bkz. dünkü Hürriyet’te Pazartesi Söyleşisi)

***

Silivri yargılamaları, bir dönemin tüm ahlaksızlıklarının ipliğini pazara çıkaracaktır. Bu davalar, bir dönemi çökertecektir. Şüphesiz bundan AKP, Erdoğan da payını alacaktır. Ama dünkü yazımda belirttiğim gibi, Erdoğan bunu göze almış gözüküyor.
Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet olayının üzerini örtmek istemesi yeni değildir. Başından beri öyle. Ama bu olayın Deniz Feneri gibi kapanması imkânsızdır. CHP ve herkes, rüşvet ve yolsuzluğun alabildiğine üzerine gitmeli... Zaten Kılıçdaroğlu da bunu yapıyor..
Ama bu konuda büyük bir halk aydınlatılmasının örgütlenmesi gerekir. Bu iş tepeden nutuk atarak eksik kalır, dahası olmaz. Esas mücadele, tabanda halkın aydınlatılması ve bilgilendirilmesidir... Oyunu almaya çalıştığınız seçmenin...
CHP ve diğer bütün muhalif güçler, basit bilgilendirme formatları hazırlayarak, ellere tutuşturarak ve konuşarak, ev ev, esnaf esnaf, sokak sokak seçmen aydınlatma toplantıları yapmalıdır.
AKP’den hâlâ öğrenemiyor musunuz?
Mart kapıya dayandı, umarım size kazma kürek yaktırmaz...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları