RTE'nin Apoile Dansı

12 Şubat 2013 Salı

Bu dans uzun zaman önce başladı, adıKürt Meselesini Çözüm Dansıdır. Aslında Habur erken başlamış bir danstı. Koreografisi ve koreograf berbat mı berbattı. Gösteri, sahneye konur konmaz yuh sesleri altında yumurta yağmuruna tutuldu ve derhal iktidar repertuvarından kaldırıldı! \n

\n

RTE, yeni koreografisiyle Kürtlerle Çözüm Dansını sahneye koyacağı en uygun anın, yıllardır pişirdiği Başkanlık Anayasasıile birlikte, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce olduğu saptamasını yapalı da epey oldu. Tam tarih, belki de Başkanlık Sistemini ilk dile getirdiği zaman olabilir! 2010 seçimlerinden önce... Bu amaçla milletvekilleri arasına bol miktarda anayasa profesörlerini koymuştu (işaret etmiştim yazılarımda!). Burhan Kuzu kitap bile yazdı, adam yıllardır başkanlık başkanlık diye sabahları erkenden herkesi uyandırıyor!\n

\n

Arka fonda hep analar ağlamasın vardır. Bu koro, Habur döneminde Türkiyenin en büyük korosu ve sesini bütün Türkiyeye ve dünyaya duyuracak bir coşkuyla görev yapmıştı. Lütfen, yanlış anlaşılmasın, bu savaşın yarattığı acılar hepimizindir, çok derin bir yaradır savaş ve ölenler... Burada işaret etmek istediğim, siyasetin, analar ağlamasın sloganını kendi amaçları için yüksek kullanma becerisidir...\n

\n

***\n

\n

RTEnin yeni Mecliste en önemli işlerinden biri Anayasa Uzlaşma Komisyonu kurdurmak oldu. Bu göstermelik bir komisyondu. Asla oradan herhangi bir uzlaşı çıkacağına inanmadım! RTE Meclisten uzlaşıyla hangi yasayı çıkardı? Hele başkanlık anayasası gibi sistemi tepetaklak eden bir yeni anayasanın komisyondan uzlaşıyla çıkacağına kargalar bile inanmadı! Nitekim çanağı çömleği patlattı RTE; çünkü başkanlık anayasası için takvim daralmıştı, hatta çoktan dolmuştu...\n

\n

RTE ve başkanlık sistemi sözcüleri (Bozdağ, Kuzu, Çelik en hasları...) MHP ile epeyi dirsek temasında bulundular bu anayasa için. Hatta, Alparslan Türkeşin yüzyıllar önce başkanlık sistemini öven sözlerini bile tarihin çöplüğünden bulup çıkardılar...\n

\n

RTE gerçekçidir; MHP ve CHP ile böyle bir ilişkiye giremeyeceğini kısa sürede gördü. Zaten uzlaşı sepetinde Apo - BDP hep vardı. Başkanlık anayasası, RTEnin hayatının en büyük projesidir... Bunu yazılarımda sık sık vurguluyorum ki önemi, her şeyi belirleyici niteliği anlaşılabilsin! Çünkü siyaset öncelikler bütünüdür; ilk önceliğinize her şey tabi olur...\n

\n

Gelinen noktada olurlar ve olmazlar ayıklandı... Başkanlığı olurlayacak tek seçenek BDP idi. BDPnin düğmesi de Öcalandaydı. (BDPlilerin açlık grevinde bu test edildi!) \n

\n

Öcalan, adeta RTEnin esiri gibidir. Oslo sürecini kolayca bu kez doğrudan İmralı sürecine dönüştürdü. BDP sözcüleri, örneğin Selahattin Demirtaş, Yakınlaştığımız parti AKPdir... Referandum seçeneğine olumlu bakıyoruz..dedi.\n

\n

Kürtler (üstelik sosyalist mi sosyalist!..) için tek bakış vardır: Kürt ulusunu oluşturma sürecine kim ve ne hizmet ediyor... Gerisi fasa fisodur. Bu amaçla Türklerin hepsini, mesela kavalcının peşine takabilirler! \n

\n

Başkanlık anayasası projesi, Meclisteki oylamada Kürtlerin desteğini alarak referanduma götürülecektir. Burada, RTE de özgürdeğil, o da Kürtlerin (Apo, BDP..) esiri durumundadır. Karşılıklı bağımlılık söz konusudur. RTE için başkanlık sistemi ne kadar hayati ise bunu Meclisten geçirebilmek ve referanduma götürebilmek için BDP oyları da o derece hayatidir... (Diğer seçenek 4-5 milletvekili satın almaktır... Ama AKP içinde fire verecek milletvekilleri de söz konusuysa referandum için en güvenli yol BDP ile ittifaktır...)\n

\n

***\n

\n

İkisi arasındaki uzlaşı (al gülüm ver gülüm) görüşmeleri kapalı açık sürüyor. RTE, Türk milliyetçiliğine de Kürt milliyetçiliğine de karşıyım demiş ve anayasa önerisinde Türk vatandaşlığını çıkarmıştır. Türk adı artık anayasada olmayacaktır. Tek devlet, tek millet, tek bayrak ve tek dil (din de vardı!), 2010 seçimleri önerisiydi... \n

\n

Kürtler, bununla yetinmez şüphesiz. Özerk bölge, federatif yönetim, şu veya bu şekilde kendi kendilerini yönetecek bölgesel bir anayasal çözüm, her ne adla olursa olsun, Kürtlerin olmazsa olmazıdır... Bir de tabii Kürt dili meselesi... \n

\n

Gelinen noktada, dört bir taraftaki Kürtlerin ortak devlet organizasyonu olan KCK davasının da anlamı kalmamıştır RTE için. Bu davayı da hızla tasfiye edecektir, zaten uzlaşıda bu da var. Bu süreçte şüphesiz ki Silivri de bitirilmek zorundadır... Zaten Ergin Saygunun hasta yatağında elini tutan Başbakanın yüzündeki derin şefkatini herkes görmüş olmalı!..\n

\n

Evet, daha yazılacak çok şey var, ama Acaba referandumda ne olur sorusunu incelemeye bir türlü gelemiyoruz... CHPnin ne yapabileceği sorusunu irdelemeye de... (Kürtlerle dansı umutsuz bir vakaydı zaten, bu kadar şimdilik...)\n

\n

RTEnin Öcalanla dansının sahnedeki figürlerini seyredin şimdi... \n

\n

Koro lütfen!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları