Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dezenformasyonun ana kaynağı iktidarsa eğer…

30 Mayıs 2022 Pazartesi

Dezenformasyon nedir? Yanlış ve/veya sahte bilgi denebilir. Doğru olmayan şeyler, söylenti yaymak… Aslında dünya bununla çalkalanıyor. 2016’da Oxford sözlüğü post-truth sözcüğünü (hakikat ötesi/sonrası veya gerçek ötesi) yılın sözcüğü seçmişti. Çünkü siyasal ve toplumsal ortamı zehirleyen, gerçekle gerçekdışını birbirine karıştıran davranış ve söylemlerin yoğunluğu bu sözcüğü gündeme taşıdı.

Siyaset yalanlarla dolup taşıyor. Muhafazakâr/sağcı politikacılar “İklim değişikliği yoktur” diyor bilimsel gerçekleri çarpıtıyor veya bu araştırmaları yasaklıyor, verileri saklıyor. İktidarlar tonla yalan söylüyor. Popülist liderler yalanla alıp başını gidiyor. Günlük hayatın iletişim dolaşımının içine, tabii ki öncelikle sosyal-elektronik medyada bir sürü palavra sokuluyor. Pandemi döneminde özellikle ayyuka çıktı yalanlar.

Her neyse, yani dünyanın gerçekten bir dezenformasyon sorunu var.

Gerçeğin medyada dolaşım hızıyla, cezbedici, ilgi çekici yalanın dolaşım hızı arasında en az 10 kat fark var. Komplo teorilerini yayanlar, kitap yazanlar için bu bir ticaret- kazanç kapısı aynı zamanda.

Evet, bizim sosyal-elektronik medyamız da şüphesiz bundan nasibini alıyor.

‘KORKU YARATTIN’ AL CEZAYI

Bir yasal düzenleme-çerçeve gerekli. Yıllardır yapıyoruz yapacağız derken, seçimlere bir yıl kala, iktidar 40 maddelik bir düzenleme tasarısı hazırladı. Pek çoğuna bir itiraz olmayabilir. Ama tasarının hazırlanış biçimi her zamanki gibi yanlış. AKP’nin siyasi kadrosu oturdu, konunun muhatabı basınla, sosyal ve elektronik medya ile hiç fikir alışverişi yapmadan, kendi siyasi çıkarlarına uygun bir tasarı hazırladı.

Can alıcı yönü, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayarak endişe, korku veya panik yaratma, ülkenin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini ve kamu barışını bozmaya” diye bir madde içermesi… İktidarın bugüne kadar uygulaması, muhalif mahkûmiyetlerin hepsinin keyfi, anlamsız, hukuksuz, yasadışı, siyasi karakterde olması.

İktidarın elindeki yargı, nalıncı keseri gibi çalışacak.

Hiçbir nesnel tanımlama içermeyen madde, savcı-mahkeme birlikteliğince, sen panik, olmadı korku, olmadı endişe yaratmak için bu haberi yaptın deyince akan sular duracak.

‘GÜÇLÜNÜN BORUSU ÖTECEK’

Burada sorun şu: Dezenformasyon kaynağı iktidarsa, medyası ise bir sorun yok.. Ama medya nesnel gazetecilik yapsa bile iktidarın zülfü yârına dokunursa derin sorun var, karakolluksun.

İktidarın medyası her gün onlarca yalan haber yayıyor muhalefet ve liderleri, nesnel gazetecilik yapan yazarlar, şarkıcılar hakkında, hepsinin kişisel haklarına tecavüz var...

Hiçbiri hakkında dava açıldığını gören var mı?

Mesela Cumhurbaşkanı, önceki “Yargı etki alanım içinde” başlıklı yazımda bahsettiğim konuşmasında şunları da söylüyordu:

POLİTİKACI DEZENFORMASYONU

“2017’deki halkoylamasıyla cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişi onayladığı anayasa değişikliğinde, yargının bağımsızlığı ilkesi, tarafsızlığıyla tahkim edilmişti. Böylece millet adına karar vererek hakemlik görevini üstlenen yargı, güçler ayrılığında hak ettiği yeri tam manasıyla almış oldu.” Diyor ki:

*Yargının bağımsızlığını sağladık…

*Tarafsızlık ilkesini sağladık…

*Güçler ayrılığını kesinleştirdik.

Hiçbiri doğru değil. Bir politikacı olarak “dezenformasyon” yapıyor.

Tamamen Cumhurbaşkanı, iktidar ve çoğunluğunca atanan/seçilen bir yüksek yargı heyeti varken… gerçekten bağımsız, tarafsız kararlar verme teşebbüsünde bulundukları için dağıtılan mahkemeler ve hâkimler gerçeği ortadayken..

“Benim atadığım, denetlediğim, seçtiğim, kontrol ettiğim yargı, tarafsız ve bağımsızdır” denmektedir.

Yargı, başka vesayetler altındayken kötü, ama benim vesayetim altındayken iyi, bağımsız ve tarafsız..

Öyle mi?

Dezenformasyonu önleme yasası, iktidarın dezenformasyon borusunu alabildiğine çalacak, ama nesnel haberciliği de cezalandıracak bir nitelikte.

Seçimlere böyle gidiyoruz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları