Nergis Şimşek
Nergis Şimşek nergis.simsek@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

İşçi emeklilerinin aylık miktarları neden azaldı?

07 Nisan 2025 Pazartesi

İşçilerin yani SSK kapsamında çalışanların emekli aylık hesaplama sistemlerinin değiştirilmesi ve getirilen yeni kuralların aylığı azaltıcı etkileri nedeniyle, emekli aylıklarının miktarı sürekli düşmeye başlamıştır. İşçi emeklilerinin aylık miktarlarının azalmasına neden olan faktörler şöyle sıralanabilir.

1- İşçi emekli aylığı hesaplama sistemlerini değiştiren yasal düzenlemelerin, aynı zamanda  emekli aylığına hak kazanma koşullarını da değiştirdiği bilinmekte olup,  8/9/1999 tarihinde 4447 ve 2008 yılı Ekim ayında 5510 sayılı kanunlarla yapılan düzenlemelerde; emekli aylığına hak kazanma koşullarında, emeklilik yaşı ve prim ödeme gün sayıları artırılarak, sigortalıların sistemde daha uzun süre kalmaları ve daha çok prim ödemeleri amaçlanmıştır. Emeklilik yaşları 58-60’lara, hatta 5510 sayılı Kanunla kademeli olarak 65 yaşına yükseltilirken, işçiler için prim ödeme gün sayıları 7.200 güne yükseltilmiştir. Belirlenen yaş ve prim gün sayılarının tamamlanması için sigortalıların çalışma hayatında daha uzun süre kalmaları gerekmektedir. Aylık bağlama oranlarının (ABO) belirlenmesinde, çalışılan her yıl için verilen artış oranlarının azaltılması bu mantığa dayanmaktadır. Örneğin 5510 sayılı Kanunda sigortalının ABO’su her 360 güne yüzde 2 puan verilmek suretiyle hesaplanmaktadır. Yine, bu sistemde emekli olacak sigortalının en az 7.200 gün çalışması gerekmektedir.  Sistemde kadında 58, erkekte 60 yaş olarak belirlenen yaşların tamamlanması, sigortalıların ortalama 20’li yaşlarda çalışma hayatına başladığı varsayıldığında, sistemde 30 yıl kalması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. 30 yıl çalışan sigortalının prim gün sayısı 10.800, ABO’su (30 x % 2) yüzde 60 olacaktır. Dolayısıyla, getirilen her sistemde, aylık hesaplama kuralları ile sistemde öngörülen emekliliğe hak kazanma koşulları ile kendi içerisinde uyumlu olmasına rağmen, bu sistemlerin daha önceki sistemlerde çalışmaya başlayan sigortalılara uygulanması, karma sistemlere göre aylık hesaplarını gündeme getirmekte ve bu durum aylıkların azalmasına neden olmaktadır. 

Örneğin EYT’liler ilk defa 8 Eylül 1999 tarihi öncesi çalışmaya başlayıp, 2023 yılı Mart ayından sonra aylık talebinde bulunan sigortalılardır. Sigortalılık başlangıç tarihleri; aylık hesaplamalarında gösterge sisteminin, emeklilik koşullarında ise 506 sayılı Yasanın 4447 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükümlerinin (3.600 veya 5.000 prim gün sayısı ile emeklilik)  geçerli olduğu bir dönemdir.  Gösterge sisteminde, gösterge tablosundan bağlanan aylığın taban aylık bağlama oranı yüzde 60 olup, 3.600 günden emekli olan bir sigortalının  ABO’su yüzde 55 olarak hesaplanmaktadır. Ancak, toplam 3.600 günü bulunan  bu sigortalının 4447 sayılı Kanunla getirilen aylık hesaplama sisteminde ABO’su  yüzde 35, 5510 sayılı Kanunla getirilen sistemde ise  ABO’su yüzde 20 olarak hesaplanmaktadır. Bu sigortalının aylığının sadece gösterge sistemi yerine, karma sistemde bağlanması ve her bir sistemin kurallarının 3.600 güne uygulanması sonucu aylıklar düşmektedir. Çünkü 4447 ve 5510 sayılı kanunlarda 3.600 günle emeklilik bulunmamaktadır. 

Netice itibarıyla, sigortalıların emekli aylıklarının, aylığa hak kazanma koşullarının belirlendiği tarihte geçerli olan aylık hesaplama sistemi (tekli sistem)  yerine, karma sistemlerde (ikili ve üçlü) hesaplanması ve sistemlerin birbirine entegre edilmeye çalışılması aylık miktarlarını düşürmektedir. 

2- Sigortalıların emekli aylığının hesabına esas ortalama aylık veya yıllık kazançlarının tespitinde; gösterge sisteminde prime esas kazançlar için herhangi bir güncelleme yapılmadan   son 5 veya 10 yıllık kazanç ortalaması alınırken,  4447 ve 5510 sayılı kanunlarla getirilen aylık hesaplama sistemlerinde, sigortalıların prime esas kazançları TÜFE ve GH ile güncellenmeye başlamıştır. Ülkemizde sık sık ekonomik krizlerin yaşanması ve enflasyonun yüksek olması nedeniyle, prime esas kazançların olduğu gibi alınmak yerine, enflasyonun değer kaybettiren etkisinin azaltılarak kazançların güncellenmesi gerekmektedir. Ancak, 4447 ve 5510 sayılı kanunlarla getirilen güncelleme kurallarında TÜFE ve GH oranlarının farklı uygulanması aylıklar arasında farklılık yarattığı gibi aylıkları düşürmektedir. Sigortalıların prime esas kazançlarının güncellenmesinde kullanılan kriterlerin aylığı düşürücü şekilde değiştirilmesi, kazancın ait olduğu yıldaki değerini aylık talep tarihinde koruyamamaktadır. Örneğin ilgili yılda prime esas kazancı asgari ücretin 2 katı olan sigortalının,  bu kazancının talep yılına güncellenmesi sonucu, prime esas kazancın talep yılında asgari kazancın 2 katı değerinde olması gerekirken nerdeyse bunun yüzde 50’si tutarında olduğu görülmektedir. 

3- Sigortalıların 2000 yılı öncesi hizmetlerine esas gösterge rakamlarının belirlenmesinde;  

-2000-2008 yılı Eylül (dahil) ayı arasında aylık talebinde bulunanlar için, kamu ve özel sektöre göre, sadece 2000 yılında;  2000 yılından önce son 5 yıllık prime esas kazançlar dikkate alınmak suretiyle hazırlanan gösterge tespit tabloları ile son 10 yıllık prime esas kazançlar dikkate alınmak suretiyle hazırlanan üst gösterge tespit tabloları kullanılmıştır. 2000 ila 2008 yıllarında aylık talebinde bulunanlar için ayrı gösterge tespit tabloları düzenlenmemiştir.  Sigortalıların  gösterge tespitine giren yıl sayısının 10 veya 5 yılın altında olması halinde de sadece 2000 yılında düzenlenen gösterge tespit tabloları kullanılmıştır. 

- 2008 yılı Ekim ayı sonrası aylık talebinde bulunanlar için, 5510 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinde öngörüldüğü şekilde, sigortalıların 2000 yılı öncesi ortalama yıllık kazanç tespitine esas mevcut yıl sayılarına göre oluşturulan yeni gösterge tespit tablolarının kullanılması aylık miktarını düşürmüştür. 

Örneğin, 2000 yılından önce 1996, 1997 ve 1998 yıllarında üç yıllık çalışması bulunan ve bu yıllara ilişkin prime esas kazanç tutarları;  1996 yılı 210.500.000 TL, 1997 yılı 480.100.000 TL ve 1998 yılı 800.000.000 TL ve ortalama yıllık kazanç tutarı 496.866.666,67 TL olarak hesaplanan sigortalının;

-2000 ila 2008 yılı Eylül (dahil) ayı arasında aylık talebinde bulunması halinde, tespit edilen göstergesi, üst gösterge tablosunun en yüksek göstergesi olan 15175,

 -2008 yılı Ekim ayı sonrası aylık talebinde bulunması halinde, tespit edilen göstergesi, gösterge tablosunun en düşük göstergesi olan 9475,

Olmaktadır.  Bu durum, karma sistemde aylık hesaplanırken, gösterge sistemine göre hesaplanan aylığın düşmesine neden olmaktadır.

4- 2000 yılı sonrası getirilen aylık hesaplama sistemlerinde, aylığın miktarını etkileyen ABO’nun belirlenmesinde yaş faktörü dikkate alınmamıştır. Prim ödeme gün sayısına göre belirlenen bu oranın tespitinde;  her yıllık çalışma süreleri için artış oranlarının periyodik veya birden azaltılması aylık miktarlarını düşürmüştür. 

Gösterge sistemi ile 4447 ve 5510 sayılı kanunlarla getirilen aylık hesaplama sistemlerinde, emekli aylığı bağlama oranının tespitindeki kurallar aşağıdaki Tablo 1’de gösterilmiştir.  

Karma sistemde farklı prim ödeme gün sayılarına sahip sigortalılar için hesaplanan aylık bağlama oranları ile yine aynı sistemlerde alt sınır aylıklarında kullanılan aylık bağlama oranları aşağıdaki Tablo 2’de  gösterilmiştir.

Karma sisteme göre bağlanan aylıklarda, sigortalının toplam prim ödeme gün sayısı esas alınmak suretiyle, aylık hesabında kullanılan sistem sayısı kadar ABO hesabı yapılmaktadır.  Örneğin, sigortalının toplam gün sayısı 6000 gün ve aylığı üçlü karma sisteme göre hesaplanıyor ise, ABO1: %64, ABO2: %47 ve ABO3: %33,34 şeklinde belirlenmektedir. Her bir sistemde ABO tespitine ilişkin kuralların değiştirilmesi ve yeni kuralların aylığı düşürücü etkiye sahip olması nedenleriyle, Tablo 2’de de görüldüğü üzere, ABO’lar azalmaya başlamıştır. 

ABO’ların düşürülmesi emekli aylıklarının azalmasına neden olmakla birlikte,  aylık düşüşlerinde tek belirleyici faktör olmamaktadır. 

5- Aylıkların belirli bir miktarın altına düşmesini önlemek ve asgari geçim düzeyini korumak için farklı oranlarda uygulanan alt sınır aylıklarının; 2008 yılı Ekim ayı sonrası aylık talebinde bulunanlara karma sistemde bağlanan aylıklar için 2019 yılına kadar uygulanmaması, malullük ve ölüm aylıklarında ise yaşlılık sigortasından bağlanan en düşük aylığa endekslenmesi, aylıkların miktarını düşürmüştür.

6- Aylıkların hesaplanması ile bağlanan aylıkların artırılmasında farklı kriterler uygulanmıştır. Aylıkların hesaplanmasında yıllık TÜFE ve GH uygulanırken, aylık artışlarında bir önceki 6 ayda gerçekleşen TÜFE oranlarının kullanılması, bunun dışında zaman zaman seyyanen zamların veya refah payı adı altında farklı artışların verilmesi, mevcut aylıklar ile bağlanacak aylıklar arasındaki dengeyi bozarak, aylıkların farklılaşmasına neden olmuştur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları