'Çözüm Süreci'

14 Mart 2013 Perşembe

Kürt tarafı, kendi deyimleriyletutsaklarıserbest bıraktı. Şüphesiz sevindirici bir gelişme! Öncelikle iki yıla yakınesirlikçeken insanların ailelerine kavuşması mutluluk... Ama acaba 10 gün önceye kadar, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının PKKnin elinde rehine olduğunu yüzde kaçımız biliyordu? Arada sırada muhalif basından sesler çıkıyordu... RTE iktidarı bunu sorun yapmadı hiçbir zaman! Ama İmralıda RTE-Apo pazarlığında rehineveya esir” “değiş-tokuşuda çözüm sürecinin bir parçası olarak gündem maddesi olunca işin farkına vardık: Vay canına!!

\n

Kimileri bu terimlerle konuşmama kızabilir ama bunlar savaş terimleridir. Bana değil Başkan Apoya kızın lütfen! İktidar da KCKrehinelerini üçer-beşer bırakıyor. Karşılıklı bir alışveriş durumu... Kötü mü diye sorarsanız hayır şüphesiz, KCKde de bir sürü hukuk dışı tutuklamaların olduğunu biliyoruz. Ama AKP iktidarının gözünü geçen yıl KCK bürümemiş miydi? Ortalığı kasıp kavurmamışlar mıydı, paralel devlete izin vermeyiz diye!

\n

Buna karşılık, Silivri esaretinden kurtulan yok! Çünkü onların bir örgütü yok, TCden rehin alsınlar ve sonra bunları iktidarla pazarlık konusu yapsınlar!.. Çok mu acı oldu bu kıyaslama!? Üzülen varsa, onlara en hafifinden hadi canım sende diyebilirim ancak... PKK ve KCK için çırpınanlar, CHPyi, RTEnin Suriye ve Kürt çözümü projesinin kuyruğuna takmak için çalışanlar, Silivride tamamen hukuksuz ve imansız süren bir yargılamaya seslerini çıkarmıyor. Bunu sadece satılmış ruhlukla ve beyinle izah edebiliyorum... Başka bir izahı olan varsa, buyursun...

\n

Şimdi gelelim olayın çözümboyutuna...

\n

***

\n

PKKnin rehinelerini serbest bırakmasının çok fazla bir anlamı yok. Gizli bir silahlı örgütün istediği zaman yeni rehineler almasının kolaylığını herkes anlayabilir. Bu serbest bırakmayı iki adımın daha izlemesi beklentisi içinde, önce çatışmasızlık, sonra PKK savaşçılarının ülkeyi terk etmesi. Törene, “güvenlikli geri çekiliş gibi gösterişli açıklamalara gerek yok... Silahlı örgütün adamları nasıl geri çekileceklerini iktidara soracak değiller. Bunu en iyi kendileri bilir.

\n

Bu geri çekilme kontrol edilebilir de değildir! Burada kaç yüz veya bin PKK silahlı adamı olduğunu sayı olarak bilmek de zor, bunu kimse de açıklamaz. Ama estirilen hava şu: Tamamdır, PKK dağılıyor, kendini dağıtıyor, işte Mahmur kampında toplanacaklar, isim isim kaydedilecekler ve yaşayacaklar! Örgüt zaten artık bir çıkmazda, bu işi daha ne kadar sürdürebilirler... Dünyada da bu tür örgütlerin işleri kesat... Bu iş bitmiştir...

\n

Öyle mi? Keşke öyle olsa!

\n

Eğer gerçekten öyleyse, vallahi ben Aponun bir an önce serbest bırakılmasını isterim.. Savaşı sona erdirmiş demektir. Başbakana da kocaman bir alkış çekerim...

\n

***

\n

Bize gösterilen olayın bir yüzü, orada sadece rehinelerin serbest bırakılması var. Silahların susması ve geri çekilme... Burada, millet olarak soracağız: Ne karşılığı? Gizli kapaklı iş olamaz. İktidar anlaşmanın koşullarını açıklamalı. Bu anlaşmayı kimler biliyor? Başbakan ve belki Bakanlar Kurulu ve yakın danışmanları. Tabii ki MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey ve işleri yürüttüğü ekibi. Başka kim biliyor? Abdullah Öcalan... Öcalanın BDPye, Kandile ve Avrupaya gönderdiği mektuplarda, RTE ile vardığı anlaşmanın koşulları var mı? Hepsi var mı? Bu mektuplarda anlaşmanın bütün koşulları varsa, o halde, anlaşmayı Kürt tarafın da hepsi biliyor demektir...

\n

Apo ile varılan anlaşmadan kimin haberi yok sorusuna sıra geliyor. Türklerin, milletin... Senin, benim, hepimizin... Yani bizden saklanan bir anlaşma söz konusu...

\n

Oysa bu anlaşmayı öncelikle millet bilmelidir... Çünkü 30-40 yıldır süren savaşta canı evladı, malı-mülkü giden, RTE ve arkadaşları değil, milletin ta kendisidir... Savaşta harcanan yüz milyarlarca liranın esas sahibi de millettir...

\n

Ama milletin kendisi, hiçbir fikri - bilgisi olmadığı bir çözüm-anlaşmaile karşı karşıya. Çözüm süreci, RTEnin başkanlık anayasasına bağlı görülmekte. Nisan ayında Meclise sunarlarsa millet çözümü orada öğrenecek!

\n

Yazmıştım: Kürt meselesinin çözümü, RTE anayasasına bağlı olmaktan çıkarılmalı. Anayasa ayrı, çözüm ayrı. RTEnin başkanlık anayasası milletten ret alırsa, Kürt meselesinin çözümü de suya düşecek... RTEnin ya herro ya merrosuyla ve istikbal inşasıyla bu iş olmaz.

\n

Işık Kansu’nun Haberi

\n

Gülün parti resti, değerlendirmelerimi yaparken Aydınlıkta yayımlanan bir kulis haberine gönderme yapmıştım. Oysa Işık Kansu, 18 Şubatta Ankara Kulisinde AKPde Çatlakbaşlığıyla bu konuyu gündeme getirmişti. Işık özetle şöyle yazmıştı:

\n

AKPye çok yakın kaynaklardan duyduk: Sonbaharda AKP tüzüğünün üç dönem üst üste seçilememe hükmünden rahatsız olanların öncülüğünde bir ekibin partiden ayrılarak yeni bir yapılanma içine girmesi bekleniyormuş. RTEnin başkancı, otoriter tutumuna gösterilen tepkinin yanı sıra, cemaat ile anlaşmazlıkların da yol açabileceği, itici güç olacaklar arasında Abdullah Gülün adı ön sıralarda anılıyor AKPden kopması beklenen yeni yapının CHP ile olası bir koalisyona sıcak bakabilecekleri de söyleniyor.. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki aylar, siyaseten gök gürültülü ve sağanak yağışlı geçebilir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları