Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cemaat 1000 Kez Düşünür mü; Olasılıklar

15 Ağustos 2013 Perşembe

Et ve Tırnak Masalı-3: Sayıyı karıştırmamalıyım, 25. maddeye kadar gelmiştik, pehlivan tefrikasını tam bitirecektim ki hem Arınç hem Cemaat açıklama yaptı... Ama zaten “şu işbirliği sürer mi, nereye kadar” diye yazacaktım. Siyasetimiz renk kazandı... Dumanlı’nın “çekilin aradan” lafına hiç alınmadım, çünkü ben tepeden gözlüyorum. Meydandaki savaşla doğrudan bir ilişkim yok, kılıç şakırtıları ortalığı kasıp kavuruyor. Kesin gürültüyü kardeşim, şurada sessiz bir tatil yapmaya izin yok mu (tatilde ortalık müziğinden nefret ederim!)...
26) Dünkü Cumhuriyet’te Cemaatin açıklamalarında “şifreler” üzerine yazılmıştı, bunları okuyun. Benim ve sizin için hiçbir yeni tarafı yok, ama özetle: “Yargıçlarımızı temizlediler”, “Gezi’de bizim polisimize de emri RTE bizzat verdi”, “bol sayıda medya organımız var”, “Balyoz ve Ergenekon’da iktidarla işbirliği yaptık”, “devlet bürokrasisinde adamlarımızı temizlemeye kalkarsanız bu demokratik olmaz”, “üç polis bir savcı ile bir çete kurulur, biz bunu sizle birlikte yaptık ve sistem tıkır tıkır işledi, şimdi bize karşı mı bunu deneyecek ve çeteye mi sokacaksınız, yok öyle lolo molo”, “dershaneleri mi bize karşı kullanacaksınız”, “bunlar postmodern darbe yöntemleri ve derin devlet refleksleridir”...
27) Bunları yazıp çiziyoruz yıllardır, bize de
“hani delil hani delil” diye aptalca sorular soruldu... Ben görünen köye delil falan aramam, burası polis, suç kanıtı arama bölümü değil! Siyasi olayları siyasi okur ve yazarsınız... Ama kör kör gözüm parmağına isteyenler, 11 maddelik açıklamayı okusunlar; fakat bilirim ki bu da onları tatmin etmez, tam yatakta baskın isterler...
28) Peki, tamam mı, ayrıldılar mı? Gezi sloganı ile karşılık verebilirim: Dur, bu daha başlangıç... Böyle birlikteliklerin ayrılıkları da zordur, kanlıdır. Bu nedenle de taraflar uzun uzun düşünür, uzun süre zaman alır. Kaybedeceklerini, kazanacaklarını tartar.
F. Gülen, savaşçılarına bu çatışma ile ilgili son fetvalarından birinde şöyle diyordu: Önemli bir karar vermeden önce bin (1000) kez düşünün. Tartışın. Acele karar verirseniz, kazandıklarınızı kaybedebilirsiniz... Yani mesele siyasi ve uzun soluklu. Şimdi ben bir iki deneme fikir ileri süreceğim:
29) Gülen için en büyük düşman
RTE’dir. Onun başını yerse AKP’yi rahat halleder.. Yazmıştım: RTE karizmasının dibinde (seçmeninde henüz tam değil, ama bu ikincil bir konu!). ABD ve AB çiziklerini attı da, 2005’lerin meşhur sifon çekme hikâyesi için RTE seçmeninin davranışını gözlüyor olabilirler. Bir de AKP içindeki rahatsızlıkları, verecekleri teminatlarla körükleyebilirler... Medyaya da “özgürlük alanı” açılır. “RTE bir seçim daha başta kalabilir, engelleyemeyiz” derlerse, Gülenciler “Bizi tamamen temizleyebilir mi” diye düşünecek. Yanıtları evet olursa, o zaman kayıplarını alt alta koyup bakacaklar, ki abovvv biz ayvayı yiyoruz, en iyisi kayıpları azaltacak bir uzlaşmaya gidelim! RTE’nin verdikleri ölçüsünde bir uzlaşma ile güzel çocuk rolüne geçerler... RTE mutlak egemenliğine dayalı bu düşük konum olası mı, evet, ama Türkiye ve çevresinin, muhalif toplumun dinamik yapısı nedeniyle her zaman bozulabilecek bir olasılık...
30) Veya şöyle:
Uluslararası koşullar çok uygun, ABD de hadi diyor. Ekonomi bozuluyor. Kürt meselesi RTE’yi zaten zora soktu. Ha deyince onu indiririz... Gül, alacağı işaretle RTE ile anlaşmasını bozar, Arınç, H. Çelik, “sosyal demokrat kökenliler”, Gülen ve diğerleriyle ittifaka girer. Yeter Söz Milletin diye sağcıların işlettiği yasayı gündeme getirirler. Söz onlardadır, millet de arkalarında... Bu hareket, AKP içinde ve ititfaklarında güçlü bir parçalanma ile RTE’yi indirme ve partiyi ele geçirme şeklinde gerçekleşir, büyük olasılıkla...
31) Tabii diğer bir olasılık da AKP’nin ikiye bölünmesidir. Parti RTE’ye bırakılır, güçlü bir ayrılışla ikinci bir parti ortaya çıkar. Bu olasılık, hem zayıf hem güçlü olabilir, koşullara bağlı...
32) RTE, zayıflığını görerek, önemli tavizlerle, ittifakları ve birliği ayakta tutar mı? RTE’nin mutlak kişiliği ne kadar esner bilmiyorum. Olabilir. O zaman
“güçlü liderlik”ten de vazgeçmiş olur. Güçler parçalanmışlığına dayanan bir tür “koalisyon” ortaya çıkar. Buna “daha demokratik bir yönetim” modeli de diyebilirsiniz. AKP hareketi, ilk kuruluş yıllarına döner, RTE’nin otoriter-totaliter dönemi zayıflar veya biter. Olabilir mi?! Belki de RTE, şüphesiz ki aynı nitelikte değil ama partisinde benzer siyasi otoriter kişiliğe sahip merhum Ecevit gibi küllerinden yeniden doğmayı tercih eder...
33) RTE bir
Mursi’dir... Gerektiğinde de Mısır’daki darbecilerin rolünü üstenebilir bir kişilik yapısına sahiptir. Şapkasını alıp gitmeyi bilmeyen bir siyasetçi, her şeyi göze alabilir!
33) Bütün bunlar
“iktidar cephesi”ne ilişkin bazı varsayımlar. Muhalefet ve halk hareketi ne der, ne yapar ve iktidar cenahındaki bütün bu hesaplamaları parçalayıp atar mı? Mesela yerel seçimlerde büyük kentleri kazanacak ittifak olasılıklarını özgüven ve özveri ile gündeme getirebilir ve iktidar ortaklarına ilk darbeyi indirebilir mi? RTE için CHP baş düşmandır. CHP için AKP ittifakı, aynı şey midir? İktidar, 2011 seçimlerindeki ahlaksız politikayı yeniden devreye sokar mı?
34) Tabii, bütün bu yazılanlardan en güçlü olasılıklar nedir derseniz, biraz bekleyelim... Ama Cemaatin kolay pes etmeyeceğini de belirtelim...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları