Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Barış toplumu için barış liderleri

12 Eylül 2022 Pazartesi

1 Eylül’ü, Dünya Barış Günü’nü geçirdik ama yine de size geçmişten bir barış yazımı sunuyorum..

***

Barış çok azınlık dışında herkes için zaferdir...

Kazanan: İnsanlar... Ülkeler ve milletlerdir... Doğadır, börtü böcektir...

Savaş ve süreçlerinde kazananlar ise ırkçılık, milliyetçilik, silah sanayisi, popülist ve demagog politikacılar ve onların iktidarları.

Emperyalistler, savaş taraftarları...

Ve her türlü ilkellik...

Ülkelerin birbirine düşmanlığı kazanır.

Milyonlarca insan kırılır, ülkeler yıkılır.

Hastalar, çocuklar, kızlar ve kadınlar en büyük açıyı çeker..

Dünya, savaş hastası

Savaş, sadece silahlı kuvvetlerin birbiriyle savaşması değil. Toplum içinde de insanlar evde, sokakta, siyasi bölünmüşler içinde, bir erkek veya siyasi şiddet halinde de farklı olan dışlama ve doğayı mahvetme biçiminde de yaşıyor. Ekmek kavgası adı verilen bir ekonomik savaş alanı da var! Silahlı, külahlı... Birbirini yiyip bitiren... Soygun, yağma, ağır sömürü halinde..

Dünya, savaş hastası dedik. Pandemi koşullarında bile azalmayan bir savaş harcaması var. “Küresel askeri harcamaların, küresel GSH içindeki payı geçen yıl 0.2 puan arttı ve yüzde 2.4’e yükseldi. Toplam küresele askeri harcamalar 1.9 trilyon dolara yükseldi 2020’de. Her şey etkilendi, silahlanma hariç.”

İnsanlığın geçmişinde barış içinde yaşayan toplum örnekleri var. Savaşmayan komşulardan oluşan kabile, uluslar ve diğer sosyal sistemlerin varlığı, savaşsız yaşamanın mümkün olduğunu gösterir.

Beş İskandinav ülkesi 200 yıldır birbirleriyle savaşmıyor. Anlaşmazlıklarını tartışma ve müzakere, karşılıklı saygı ile hak gözeterek, işbirliğine ve hukukun üstünlüğüne inanarak hallediyorlar..  Hiçbirinin aklına birbirine silah göstermek gelmiyor..

Avrupa Birliği de çok önemli bir barış ve işbirliği girişimidir. Avrupalı kimliği içinde 30’a yakın ülke ve daha çok sayıda dil ve etnik kimlik birleşiyor. Bu, dünya için çok değerli bir deneyimdir. Ancak bu duruma, iki dünya savaşı Avrupa topraklarında çıktıktan sonra vardılar. 

Fakat hiçbir şey saf değildir, AB’de de henüz milliyetçilikler, çıkarcılıklar var, AB’nin, barışı hem içinde hem dışa yaymak için daha zamana ihtiyacı vardır.

Egeli kimliği

Biz de mesela Ege’de bir Egeli ortak kimliği niye geliştiremeyelim? Ortadoğulu komşularımızla bir yeni barışçı kimlik niye geliştirmeyelim? Kapsayıcı kimlikleri birleştiren, üst sistemlere şiddetle ihtiyacımız var.

Çok sayıda yazımda şunları yazdım:

Türkiye Ortadoğu bölgesini savaşlardan ve büyük devletlerin müdahalelerinden arındırmak için büyük bir işbirliği ve barış projesini hayat geçirmelidir; İran, Suriye, Lübnan, Ürdün ile bir büyük işbirliği, bilim-teknoloji temelinde büyük barış programını başlatmalıdır. Ortadoğu ülkeleri arasında savaş, çekişme, egemenlik kurmaya kalkışmak gibi büyük devletlere bölücük fırsatı yaratan politikaları unutmalıyız... Yeni bir Ortadoğu gerekir ülkeye...

Giderek daha büyük ordular beslemek ve silaha yatırım, gerçek güvenliği sağlayamaz... Ayrıca silahlanma, emperyalist emelleri körüklüyor. Sürdürülebilir kalkınma, eğitim, sağlık ve diğer insani ihtiyaçlar için gerekli büyük mali kaynaklar yaratılmasını da engelliyor.

Aslında dünya işbirliğinin ve ortak yaratıcılığın nimetlerini çok iyi yaşıyor. Mesela internetin gelişimi.. Uzaya yolculuklar.. Çiçek gibi hastalıkların ortadan kaldırılması.. Hele hele bir yıl gibi kısa sürede etkili Covid-19 aşılarının geliştirilmesi. Tüm bunlar ortak insanlık çıkarları için. Büyük bir barış umudunun varlığının göstergeleri..

Barış için liderlik, kadınlar öne 

Barış liderlerini yaratmalıyız. Dünyada özellikle Kanada merkezli, barış ve adalet konularında liderlik eğitimi veriliyor. Lisans eğitimini bitirmeye bir yıl kalan öğrencilere barış eğitimi bursu veriyor. 

Barış için liderliğin en büyük adayları kadınlardır. Çünkü savaş durumlarında en çok kaybeden kadınlardır. Bu nedenle kadınlar barışın liderliğini üstlenmelidir.

Fakat politikada liderliğe veya milletvekilliğine soyunan kadınlar, politikanın çatışmacı erkek dilini reddetmeliler ve politikada yeni bir kadın dili, barış dili geliştirmeliler.

Partilerde, kadınların bu rolü için kadro alanları ve mevkiler açılmalıdır.

Partiler artık eski geleneksel, dünyayı değiştiremeyecek olan erkek diline dayalı politik örgütlenmeleri ve söylemlerini değiştirmeye yönelmeli.

Mesela CHP, parti ve halkın örgütlenmesinde parti içinde resmen barış kanadı, yeşil kanadı açmalıdır. Bu kanatlar parti meclisinde, merkez yönetimde yer almalı.

Geleceğin dünyasını kurabilmek, yeni bir örgütlenme biçimi ve politik dilden geçmektedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları