Orhan Bursalı
Orhan Bursalı obursali@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bakmaz, Etmez, Yapmaz

04 Ağustos 2013 Pazar

Silivri’de Ergenekon kararlarının açıklanması beklenen duruşma için halka katılım çağrısı yaptıkları gerekçesiyle Türkiye Gençlik Birliği, Aydınlık ve Ulusal Kanal yöneticilerine baskınlar yapılması, iktidarın anayasayı, yasayı çiğneyen yolda daha epey alacak yolları olduğunu gösteriyor. Valinin yaptığı açıklama, ardından Bülent Arınç’ın bu kararların siyasi olarak arkasında durduklarını belirtmesi, bir Vali işgüzarlığıyla karşı karşı olmadığımızı göstermekte. Hükümet emir vermiş, vali uyguluyor.
Erdoğan ve ekibinin geldikleri nokta şudur: Her türlü gösteri, yürüyüş, miting, duruşmaları izlemeye gitmek, bizi devirmeye teşebbüs olabilir.
Mehmet Ali Şahin, iktidarın önemli figürlerinden Gezi Parkı protestocularına karşı cezayı biçmişti, biliyorsunuz: Hükümeti yıkmaya teşebbüsten müebbetlik...
İktidarın en çok yediği haltlardan biridir bu: Kimlere ne için, ne ceza verileceğini siyasal olarak belirlemek ve savcı ile mahkemelere de yol göstermek... Bunları açıklamaktan da duydukları bir kaygı yok, çünkü devlet de onlar, mahkeme de, savcı da, yargıç da. Her kurum onlar... Arınç bunu dün ifade etti:
Ülkeyi yönetiyoruz, tabii ki bu kararları alacağız.

\n

***

\n

Bu anayasal suçlarının hesabını gün gelecek bir savcı önlerine koyacaktır... Bundan şüphesi olan var mı? Vali Bey bence ileride kendisine karşı yöneltilecek suçlamalara karşı sağlam bir belge düzenlemesi yapmalı... İşte şu emir verdi, belgesi bu... Şu saatte hükümetten veya bakanlıktan gelen şu içerikte talimat ve emirle, şu önlemleri aldık... Sonra günah keçisi olmasın. Ama kendini kurtarır, çünkü iktidar erkek adam, açıkça verdikleri bütün emirlerin arkasında duruyor ve bunu da kamuya deklare ediyor! Olay siyasetin anayasaya, yasalara uygun icraat yapması beklenen, çeşitli unvanlarla görev yapan yönetim ve icra memurlarını, yasaları çiğnemeye, suça teşvik etmesidir. Ama yasal olmayan emirleri uygulamak da suçtur.
Vali Bey’in sözlerine ve gençleri gözaltına alma gerekçelerine bakılacak olursa suçlama, halkı isyan ve şiddete teşvik etmek... Şüphesiz bunun ucu hükümeti yıkmaya kalkışmaya kadar gider.
Her diktatör heveslisinin en hassas olduğu konu, öncelikle iktidarına yönelik her türlü protestoyu önlemektir. Bu konuda çok titizlenirler çünkü işledikleri suçlara karşı sürekli bir
“yıkılma” kuşkusunu içlerinde taşırlar. Yok yok, buna gerçekten inanırlar... Hastalık hastaları vardır; bunlar da birilerinin sürekli olarak kendilerine komplo, suikast, darbe hazırlığı içinde bulundukları kaygısıyla yaşıyorlar. M. A. Şahin ve benzerlerinin, protestoların ardında darbe rüyası görmelerini başka türlü izah edemeyiz.
Böyle bir halisünasyon, insanı, iktidarı, yeni suçlar işlemeye zorlar... Çünkü iktidarlarına karşı gerçekten ciddi darbe tehlikesi olduğuna inanır ve bunu bertaraf etmek için de ellerindeki bütün olanakları seferber ederler... Giderek daha büyük hukuksuzluk batağına saplanırlar...

\n

***

\n

Ergenekon nedir? Dünyanın en büyük hukuksuz, delilsiz, mesnetsiz yargılamalarından biri... Bir siyasi dava! Hükümet sözcüsü Arınç şu an, mahkemenin kararını açıklamasını engellemeye yöneldiler, diyor. Böyle bir şey mi oldu, olabilir mi?.. İktidar olarak yapacağınız tek şey vardır: Halkın, Silivri’de duruşmayı izleme isteğini mümkün olduğunca yerine getirmek. Yasalar size bunu emrediyor! Fiziksel olarak herkesin izleme olanağı bulunmaz, fiziki kapasite kadar duruşmayı izlemeye girer insanlar. Geride kalanlar dışarıda kalır, onlara da insani muamele yaparsınız, piknik mi yaparlar, bağırıp çağırırlar mı, protesto mu yaparlar... İşte her neyse...
Ama içeriye tıktığınız ve ağır cezalar vermeye hazırlandığınız insanların yakınlarına, destekçilerine, vicdanların sesine uyanlara, siyasi destekçilerine fiilen Silivri’yi yasaklamak ve bu amaçla askeri ve polisiye önlemlerin yanı sıra duruşmaya çağrı yapanları iki gün önceden gözaltına almak...
...ancak keyfi, yasaları çiğneyen bir iktidarın işi olabilir.
RTE ve iktidarı pervasızca hukuku, yasaları hiçe saymayı sürdürüyor. Mahkemelerin açıklığını rafa kaldırıyor. İnsanları tutukluyor. Gençlere gözdağı veriyor...
Bunu neden yapıyor? Normal bir iktidar olsa bu yola (veya yolsuzluğa) yeltenir mi?
Meşruiyetini sürekli olarak yitiririr mi?
Uluslararası kamuoyunun diktatörlük, otoriterlik, baskıcılık, anayasal ve yasaları çiğneme suçlamalarına karşı tüyleri diken diken olmaz mı, kaygı duymaz mı, kendisine dönüp bakmaz mı?
Yapmaz, bakmaz, etmez, olmaz...
Çünkü normal bir iktidar ve sahipleri ile karşı karşıya değiliz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları