Tutuklu Meslektaşlarla Geçen Bir Günün Öyküsü

25 Temmuz 2012 Çarşamba
\n

Basın Konseyinden bir heyetin 24 Temmuz Gazetecilere Özgürlük günü için Silivriye gitmesi önerisi Pınar Türençten geldi. Apar topar Adalet Bakanlığına başvurduk. Sağ olsun Sayın Sadullah Ergin, bu ivedi isteğimizi aynı duyarlılıkla olumlu olarak yanıtladı.

\n

Bu nedenle dün beş saati Silivri Ceza ve Tutukevi yerleşkesinin “1” numaralı cezaevinde geçirdik.

\n

Hep söylerim;

\n

İstanbuldan 105 kilometre ötedeki bu sayfiye kenti, şimdilerde en büyük gelirini 7 kapalı cezaevinin bulunduğu bu yerleşkeye bağlamış...

\n

Bir kasaba ya da kentte sanayi yoksa, tarıma ayrılan topraklar bina yapımı için gelişi güzel dolduruluyorsa en büyük gelir ya asker kışlası yapmaktır ya da büyük bir cezaevi inşa ederek orayı dolduracak hükümlü ve tutukluların iaşesini sağlayacak esnaflara arka çıkmak.

\n

Kalkınan Türkiyenin siyasi iktidarı on yıldır devlet eli ile tek fabrikanın çivisini çakmamış. Ama Tanrı için söyleyelim; ceza ve tutukevlerini dolduracak potansiyel şüphelilerin hesabını yapmış. Onlar için kapalı binaları sıralamış!

\n

Silivri Ceza ve Tutukevi Yerleşkesi bunların ilk sıralarında olmalı.

\n

Tekirdağ yönündeki 7 binalı cezaevinin yanında yargıç lojmanları var. Bir ortaöğretim okulu var.

\n

Ve bir de çift minareli cami var.

\n

Kara mizah sevenler için de söyleyeyim; oradaki mahkemelerde özellikle siyasi davalara bakan yargıçlar, uzun tutuklulukta ısrar etmeyi vazgeçilmez bir uygulama olarak gördükleri için, duruşmalardan sonra Tanrım bizi bağışla diye dua etmek için soluğu mabette alsınlar düşüncesi Adalet Bakanlığına egemen olmalı ki, kampus bu eksiliği de doldurma yoluna gitmiş.

\n

Saat 11.00de ilk ziyaret ettiğimiz kişi CHP milletvekili, kapı yoldaşım Mustafa Balbay oldu.

\n

Sevgili Balbayın sözdeÖzgürlük Bayramını kutladıktan sonra kendisine moral yüklemesi yapmaya kalkıştık.

\n

Oysa Balbay da, daha sonra sıra ile görüştüğümüz Barış Pehlivanoğlu da, Barış Terkoğlu da, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Mehmet Perinçek de birer moral deposu halindeydi.

\n

ASIL SUÇU Musanın Günlüğü kitabı ile Başbakana hakaret olması gerekirken o kitapta kimi satırlarında Ergenekon şifreleri olduğu savı ile Silivri de beşinci yılını 27 Temmuzda mahkûm değil tutuklu şüpheli olarak dolduracak olan Ergün Poyraz, en kıdemli gazeteci sıfatıyla yeni kitaplar yayımlamaya hazırlanıyor.

\n

Ve yine Mustafa Balbay.

\n

Beş yaşındaki küçük kızının parklarda babası ile gelen bir yaşdaşını gördüğü zaman o arkadaşını tekmeleme gibi bir alışkanlığın sahibi olmuş.

\n

Küçük Balbay babasının her gün kitap yazarak evine para gönderdiğini de mahalledeki arkadaşlarına söylemeye öylesine alışmış ki.

\n

Özgür ülkemin, özgür basınından bir cezaevi anısı böyle...

\n

Uzun tutukluluğun ucu açık olarak süreceğine, kendilerini öylesine inandırmışlar ki!

\n

Ne yazık ki saplantı halinde bir başka inanç; şüpheli olarak yargılandıkları Ergenekon, Balyoz ve Odatv davalarının da birer siyasal dava olduğu için adeta bir Matruşka bebek gibi birbiri içinden yeni davalar doğurmaya devam edeceğini söylediler.

\n

Ve bu koşullar altında, dışardaki yurttaşlar çoğunluğunun düşündüğü Ülkemizde en az güvenilir kurum adalettirgörüşünü art arda paylaştı.

\n

Hemen ekleyeyim: Tutuklularla ayrı ayrı saat dilimlerinde konuştuğumuz için aynı söylemleri paylaşmaları, bir danışıklılığa dayanmıyordu.

\n

Hepsi tıpkı Müyesser Yıldızın söylediği gibi yeşile, maviye ve toprak rengine hasret çekiyor.

\n

Bu hasreti gidermek amacıyla bir kuru soğan filizini, hücrelerinin tabanında topluiğne ile kazıyarak elde ettikleri o küçük yuvada yetiştirebilirlerse bayram ediyorlar.

\n

Peki, özgürlüklerine kavuşma umutları ne âlemde?

\n

Bu sorunun yanıtını ne yazık ki anlı şanlı yargımızdan değil, kamuoyunun oluşturacağı ortamdan bekleyeceklerini söylüyorlar.

\n

Sivil topluma, meslek örgütlerine bu yüzden kucak kucak selamları var.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları