Olaylar Ve Görüşler

Zamanı geldi... - Feridun Andaç

03 Mayıs 2023 Çarşamba

Bilmek, bilgi, bilim her şeyin başı. Bundan uzaklaştığınızda karanlıklarınız çoğalıyor. Toplumu körlüğe, yabanlığa, yavanlığa, karanlığa sürükleyen zihniyetin çığırtkanları ortalığa düşeli beri; yaşanan “savaş”ın farkında olmayanların sürüleşme hali de içler acısı... Toplumun yaşadığı yoksullaşma döngüsü, biat ve şükür nidalarıyla örtülecek gibi değil.

Kurgulanan yalan makinelerinin yaydığı puslu isli görüntüler ülke gerçeğini hiç mi hiç yansıtmıyor. Görüp gözlediklerimin bana anlattığı; örtük bir “savaş” halini yaşadığımız. Bu, insanın insanla savaşı değil; hayatta kalma savaşı, yani ekmek- işaş savaşıdır. Fernando Solanas’ın Yağma Anılar (2004) belgeselini izlerken Arjantin’i yıkıma götüren sürecin aktörlerinin öyküsüne tanık oluyordunuz ister istemez.

Siyasal yozlaşma

Kötü yönetilen bir ülkenin çöküşünü hazırlayan nedenler benzer şeylerdi aslında yukarıda sıraladıklarım... Ve elbette siyasal yozlaşma, yolsuzluk, yalan... Ortaya çıkan gerçeklikte toplumu çaresizlik iklimine sürükleyen siyasal oluşumun nasıl inşa edildiğini görürüz. Bunun diğer bir boyutu da kurumsal çöküşlere neden olacak yasal düzenlemelere el atılması...

Giderek toplumsal hasarın çoğaltılması; talan, yağma düzenini var eden zihniyetin gözü karalığı, enformatik yalanlarla / saptırmalarla kitleleri maniple etme çabası...

“Eski”yi, “denenmiş”i yeniden denemek çabası yerine; topluma yeni ışık ve umut taşıyabilecek “hareket” gerekiyor. Birçok Avrupa ülkesinde bunun kıvılcımı ateşlendi... Türkiye’nin önündeki belirsizliği ortadan kaldırabilecek bir “sol hareket” neden olmasın?

Örgütlenme

İçinden geçtiğimiz süreci sloganlarla tanımlamak yerine; toplumun dinamiklerini harekete geçirebilecek “eylem” planlarıyla, örgütlenmeyle yola çıkmak kaçınılmaz. Bugünkü görünüm, gelinen yer böylesi bir hareketin oluşumunu hazırlamıştır. ABD’nin küresel savaşı sürüyor. Türkiye’nin siyasal iktidarı bu savaşın bir parçası olalı beri, “yeni sömürgecilik” anlayışı toplumsal yapımızın her alanını dumura uğratmıştır. Tarım toplumunun getirildiği duruma bakarak bu çıkarımların neden/niçinlerini anlayabiliriz/ görebiliriz. Beton yığınına çevrilen ülke, toprağı/ tarımı/ hayvancılığı bırakıp sanayi toplumunun çöplüğü kılabilecek sözüm ona (otomobil üretimi) hamlelerle “gelişmişlik yalanı” üretmenin derdinde bir iktidar anlayışı artık iflas etmiştir.

Solanas’ın Arjantin için anlattığı 2000’li yılları, Türkiye’de anlatabilecek bir belgesel sinemacı, eminim ki tüm bunları kayda geçerek bize anlatacaktır. Bunun da artık zamanı geldi!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları