Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yalçın Çetin: Çizgilere halk katan adam - Metin Peker
Ah hafıza! Nasıl da unutuluşa yazgılı. İyiler, yetenekliler, iz bırakanlar, çizgi ve hayat bırakanlar, toplumsal kurtuluşun bayraktarları unutulmuşluğun galerisinde tekrar teşhis edilmeyi, tazeliklerinin ve eskimemişliklerinin tekrar ve tekrar keşfedilip zihin haritalarında çiçek açmasını bekliyor. Çünkü dayanışma ve yetenek, yetenek ve vefa sürekli keşfedilmeyi bekliyor.
Yalçın Çetin, çetin ceviz olarak, bükülmeyen bir iradenin dimdik duran bir çizgi çiçeği, özgürlüğün ezgisi olarak yaşadı. Emperyalizm ve faşizm, onun karşısında bir ömür durduğu ve durmaktan da hep gurur duyduğu iki kötülük abidesiydi. Durmadı. Yılmadı. Yıkılmadı. Karamsarlığa kapılmadı. Kalemini ve aklını insanlığın kurtuluşuna adadı, sömürgen ve vahşi baskıların karşısında işlek tuttu. Çünkü eşitsizliğin ve baskının yanıltıcı çemberinde ömür tüketenler vardı ve bu tüketmeye dur demek gerekirdi. Şimdi o bayrak, onun kalemle yükselttiği bağımsız ve özgür Türkiye bayrağı orada duruyor ve daha da yükseklere çıkarılmayı bekliyor.
YURTSEVER HAYKIRIŞ
Daha güzel, daha anlamlı bir dünya istemek, şık ve arındırıcı bir ruhsal dinginlik aramak ve görkemli bir gölgede serinlemek, devrimci saflığın inceliklerini bulut gibi yukarılarda tutmak, gezdirmek... İşte Yalçın Çetin bunu istedi, bunun için yaşadı. Davasını büyük bir meydana kurarcasına, herkesi davet edercesine, yüreğiyle ve kendisine duyduğu güvenle sevdi, sahiplendi. Onun mazlumlardan yana insanca kıvrılan kaleminden daima eşitlik daima adalet döküldü. Şimdi solgun günlerin ortasında devrimci bir ruhla umudu tazelemek, Yalçın Çetin naifliğinde hayatı, sevgiyi ve özgürlüğü kurcalamak gerek...
Onun gülümsetme gücünün yine suda yüzen kayık gibi görünür olmasını inatla istemeliyiz bugün. Çünkü, dünyanın vahşileşmiş yüzünün, ani bir dayanışma dayatan bu günlerinde nasıl şaşkın, nasıl aciz, nasıl nobran ve noksan kaldığını hep birlikte görüyoruz. Dayanışma olmadan ne sağlık, ne insanca yaşam ne de özgür zihinler var olabilir, var kalabilir...
Yalçın Çetin’den, her şeyden evvel, bu genç, çok genç yaşta yitirdiğimiz delifişek zekâdan ve onun hünerli elinden yansıyan o antiemperyalist çizgi coşkunlukları, yurtsever haykırış ve devrimci kararlılık, bir sorumlu aydın ve sanatçı portresini imliyor bize. O çizgi bugün her zamankinden daha daha elzemdir...
BİR GÜN MUTLAKA
Yalçın Çetin, sanatsal düşüncelerini ve onun vücut bulmuş hali karikatürlerini, içten gelen, net ve sarsılmaz bir çekim kuvvetiyle açığa vurur. Onun çizgileri mesajını, özlü ve açık bir biçimde sunuma bırakır. Bunu sanatının duyarlılığı ile açıklayabileceğimiz gibi, sanatı halkın uyanışının bir parçası kılma arzusuna da bağlayabiliriz. Çünkü sanat, halka giden yol üzerinde görülmeyi bekler hep...
Yalçın Çetin o en genç hallerinde, karikatürün saf haliyle yetinmemiş, teknoloji ile çizgi bireşimine doğru giden yolda, çizgi film dolayımında sayısız taslaklar ve denemeler de gerçekleştirmiştir. Yenilikçi ruhunu, sanatın dinamik ruhuna katmayı bilmiştir.
Yıllar yıllar derken vefatının üstünden on yıllar geçti. O gülümsemesi, çizgisi kadar parlak Yalçın Çetin yeniden kendisine dönülmeyi bekliyor. Bir büyük yazarımız, “Bir gün bana döneceklerdir” dememiş miydi? Kendi değerini bilen sanatçı edasıyla. İşte Yalçın Çetin’e de çizgiyi hakiki kardeş sayanlar elbet bir gün, ama bir gün mutlaka döneceklerdir.
YÜREK TİTRETEN ÇİZGİLER
Yalçın Çetin, kısa duyuşları, etkili sunuşlarla aktarmanın özüne varmıştı. Onun “güm güm” diye yürek titreten çizgilerinden öğrenilecek çok şey vardır, ki kendisi de sanatını daima bir öğrenen olarak icra etmenin derdinde ve inceliğindeydi. Öğrene öğrene öğretmek, öğretirken hep öğrenen olmak, hep öğrenen kalmak, bunu becermek, bunu başarmak... İşte, sanatçının asıl durması gereken nokta burasıdır. O burada durmayı bildi...
Çizgileriyle bugünün güncelliğini dahi yakalamayı bilen, çünkü sanatın hep güncel kalabileceğini bilen Yalçın Çetin, kendisini bilen sanatçıların vakurluğu ve içten huzuruyla yukarılarda bizi seyreylemektedir. Ona şimdi buradan yeni bir dayanışma ruhuyla el sallayabilirsek ne mutlu bizlere...
Öğrene öğrene öğretmek, öğretirken hep öğrenen olmak, hep öğrenen kalmak, bunu becermek, bunu başarmak...
İşte, sanatçının asıl durması gereken nokta burasıdır.
O burada durmayı bildi...
METİN PEKER
KARİKATÜRCÜLER DERNEĞİ BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Hediye Güran'ın ifadelerinde 'Enes' çelişkisi
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Hâkimin itirafı
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Ünlü fenomen adeta bir servet kazandı!
- Erdoğan'dan 'sürpriz' 10 Kasım kararı
- Galatasaray, Tottenham'ı sahadan sildi!
- Arbede çıktı, oturuma son verildi
- Köy tipi yoğurt diye yedirmişler!
- AKP’li vekil ateş püskürdü!