Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Uzaktan Yönetilmek - A. Celal BİNZET
23 Kasım 2020 günlü
gazetede üst başlıktan verilen “Atatürk
Yine Yok! Haberinde yer alan açıklamalar yürek acıtıcı. MEB’in desteğiyle hazırlanan “Medeniyet Bilinci” seminerinde yine sultanlık kurumu yanında dinci
yapılanma övgüleri yapılarak çağdaşlaşmanın öncüsü Atatürk’ün yok sayılmaya çalışıldığı dikkatlerden kaçmıyor. Zaten bunların varlık
nedeni böyle bir görev için.
Türkiye
Cumhuriyeti ile kurucusunu atlayarak Osmanlı düzenini -daha açıkçası kul/efendi- sistemini yerleştirmek
olduğu bilinen bir gerçek.
Hedeflenen bu sistemi yalnızca bize özgü bir eylem sanmak biraz fazla saflık olacak.
BİR GÖZLEMİ
ANIMSATALIM
Olaya daha geniş bir pencereden bakıldığında Büyük Ortadoğu
Projesi’nin (BOP) Atlantik ötesinden
yönlendirmeli bir düzenleme
olduğunu anlamak zorundayız. Çevre ülkeler yönetimlerinin son yıllarda yaşadıklarına bakılırsa ne demek
istendiği kolayca anlaşılacaktır sanırım.
Söylemek istediklerimizi
kolaylaştırmak anlamında geçmiş
tarihli bir gazete haberiyle bir gözlemi
aktarmak yeterli olur mu bilemem!
16 Haziran 2003 tarihli Cumhuriyet’ten bir haber dikkatlerden uzağa düşmüştü. Yazılanlara göre “Amerika Irak tarihini değiştiriyor”. ABD ve onun işbirlikçisi güçlerin yardımıyla Irak’ta
darbeyle ülkenin yasal başkanı devrilip öldürülecekti. Her darbe yapanın kendince haklı nedenleri vardı
elbet. Bu haklılığı da eline tuttuğu propaganda araçlarıyla kitlelere benimsetmeye çalışacaktı.
Nasılsa yeni gelenler
demokrasi(!) için
gelmişlerdi. Irak’taki ABD yönetimi
yeni öğrenim yılı için Saddam
Hüseyin ve Baas rejimiyle ilgili bütün bölümleri okul kitaplarından çıkaracağını açıklıyor. İşgal güçlerinin eğitimden sorumlu danışmanı
Dorothy Mazaka, Fransız haber ajansı AFP’ye yaptığı açıklamada “Okul kitaplarını gözden
geçirmeye başladık bile.
Baas
propagandasının yapıldığı bütün bölümlerle
Saddam Hüseyin resimlerini çıkarıyoruz” diyor.
Şu kısacık haber bile komşumuz Irak’taki darbeyi kimlerin kotardığı
konusunda oldukça yeterli ipuçlarına sahip. Şimdi biraz daha
gerilere uzanıp bir gözlemi
aktarmanın zamanı. 1984-85 yılları. Dört yıl öncesinin
12 Eylül darbesi aracılığıyla pişirilen açık-örtülü savaş dönemi.
Dedelerinin mezar taşlarını okuyabilsinler bahanesiyle Kenan Evren’in doğu ve
güneydoğu illeri üzerinden helikopterlerle Kuran adlı kitaptan Arapça yazılı sayfaları attırdığı yıllar. Anılan dönemde Konya yolu üzerinde eğitici bir kamu
binası var. Burada eğitsel filmler, kitap, broşür gibi basılı malzemeler
hazırlanmakta. Kurumun başında yönetici
olarak emekli bir albay görev
yapıyor.
Dönemin Milli Eğitim
Bakanı V.D. de bu kurumun hemen yukarısındaki Atatürk Anadolu Lisesi’nde görev yapan eşini her sabah okuluna
bıraktıktan sonra buraya geliyor. Buraya geliş gerekçesi bakanlık makamında ziyaretçi çokluğundan doğru dürüst çalışamaması. Bir süre sonra binanın giriş katındaki genişçe bir bölüm burada çalışacak yabancı bir grup için hazırlanıyor.
SİS PERDESİ ARALANIYOR
Çalışanlarla hiçbir bağlantının olmadığı bu grubun Amerikalı olduğu çıktı ortaya.
Bu arada küçük bir sorun var. O dönem
ülkemizdeki iletişim teknolojisi bugünkü düzeyde olmadığı için uluslararası telefon görüşmelerinde PTT santrallarının devreye
girmesi zorunlu. Ancak bizim konuk ABD’liler. ülkeleriyle yapacakları görüşmelerde aracı bulunmasını
kesinlikle istemiyor.
Çözüm mü?
PTT kurumu hemen kolları sıvayarak o günün koşullarında bu yetkin
uzmanların kendi ülkeleriyle doğrudan bağlantı kurmalarını sağlayacak telefon
sistemini kurdu. Bu kişiler özlem içindeki aileleriyle mi görüştüler? Arkadaşlarıyla havadan sudan mı
konuştular yoksa! Bilinmez. Bilinen, onların bu isteğini kırmayan ilgililerin
ülkemizde o gün var olmayan bir sistemi salt onlar için kurmasıdır.
Bugünden dönüp bakıldığında ülkemize gelenlerin, sonrasında Irak’ta görülen uzmanlarla aynı görev anlayışı içinde
olup olmadıkları sorusu üzerindeki sis perdesi aralanmış oluyor. Yoksa bizim de
bir Dorothy Mazaka’mız oldu mu? Çünkü son yıllarda Atatürk adını her yerden silme çabalarının giderek hız kazandığı görüldükçe benzer senaryoların uygulandığı bir
laboratuvarda bulunduğumuz duygusu ağır basıyor.
Aynı çatı altında buluşan yerli yöneticiler ile ABD’li uzmanlar mutlu bir şekilde yaşayıp gitti.
Tıpkı masallardaki gibi gökten
bu kez birçok elma düştü.
Birisi Irak’ın başına, birisi Suriye’nin başına, öteki bölge ülkelerinin başına, birisi de...
A. CELAL BİNZET
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- 9 sayfalık not bırakmışlar
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı