Olaylar Ve Görüşler

Uygar olmak zor iş!

18 Nisan 2020 Cumartesi

DAVER DARENDE

EMEKLİ DİPLOMAT

Uygar olmanın, karanlıktan kurtulmanın tek yolu yeniden Köy Enstitüleri uygulamasına dönerek devlet eliyle ülke çapında eğitim seferberliğini başlatmaktır.

Dünyayı kasıp kavuran ölümcül salgın ülkemizde de olanca hızıyla can almaya devam ediyor. Büyük bir toplumsal tehlikenin çığ gibi büyüyerek üzerimize gelmekte olduğunu, bu tehlikenin yaklaştıkça büyüdüğünü, hızlandığını görüyoruz. Çok gergin günlerin bizi beklediği bu duyarlı dönemde salgınla birlikte bir başka tehlike ile de karşı karşıyayız. Bu tehlike cehalettir, gericiliktir ve ortaçağ karanlığına gömülmektir.

‘Eyleme geçen cehalet’

Toplumumuzu içten kemiren cehalete karşı nasıl savaşacağız? Halkımızı nasıl bilinçlendireceğiz? Ufkumuzun karartılmasına izin verecek miyiz? “Hiçbir şey, eyleme geçen cehalet kadar korkutucu değildir.” Cehaletin, vurdumduymazlığın yaygınlaştığı bugünlerde Goethe’nin bu ünlü sözünü nasıl anımsamazsınız. İnsanoğlu ancak akıl ve bilimle, çağdaş eğitimle, felsefe ve sanatla ruhunu kirlilikten kurtarabilir. Laik eğitim, bilim, felsefe ve sanat yaşamın nöronlarıdır. Onlardan vazgeçemeyiz. Zamanla yarışan Ulu Önder Atatürk, devrimlerini gerçekleştirirken halkımızı cehaletten kurtarmanın tek yolunun akıl ve bilimden geçtiğini bizlere öğretmemiş miydi?

Eğitim seferberliği

Aydınlanma ve bilinçlenme yolunda en büyük adım ülkemizde Köy Enstitüleri tarafından atılmıştı. Köy Enstitülerinde uygulanan eğitim sonucunda yaratıcı girişimci, emeğe saygılı, yazan, konuşan, sorgulayan, sömürüye karşı çıkan, toplumsal yapıyı devinime geçiren “yeni insan” yaratılmıştı. Bu büyük bir devrimdi. Ancak bu büyük devrimin gerici çevreler tarafından zaman içinde engellenmesi, yaklaşmakta olan “yeni bir yapılanma”nın habercisi gibiydi. Laik eğitimin kalesi sayılan Köy Enstitüleri, ülkemizin geleceği için bir umut ışığı idi. Ne yazık ki bu umut ışığı acımasızca söndürüldü. Uygar olmanın, karanlıktan kurtulmanın tek yolu yeniden Köy Enstitüleri uygulamasına dönerek devlet eliyle ülke çapında eğitim seferberliğini başlatmaktır. Ancak bu yolla büyük bir toplumsal tehlike olan cehaletten kurtulabiliriz. Yurdunun sorunlarını kendine dert edinmiş herkes, bu alanda tıpkı devrim yıllarında olduğu gibi örgütlü olarak ve özveriyle çaba göstermek zorundadır.

Akıl ve bilim yolunda

Bizi bekleyen tehlikelerin çığ gibi büyüdüğü bu gergin günlerde Atatürk’ün bizlere bıraktığı kutsal emanete sahip çıkarak akıl ve bilim yolunda yürümekten başka seçeneğimiz yoktur. Dünyamızı ve ülkemizi kasıp kavuran koronavirüsü belasına karşı amansız bir savaş veren, yaşamlarını bilime ve insanlığa adamış gurur duyduğumuz tüm bilim insanlarına ve sağlık emekçilerimize, yürekten teşekkürler, saygılar. Uygar olmak zor iş. Bilgi, görgü, birikim, yaratıcılık ve duyarlılık gerektiriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları