Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Ulusal egemenlik anlayışı - Prof. Dr. Yakut Irmak Özden
“Büyük Millet Meclisi
Türk milletinin asırlar
süren arayışlarının özü ve
onun bizzat kendisini idare
etmek şuurunun canlı bir
timsalidir.” -Mustafa Kemal
Atatürk
Sanırım hepimiz ülkemizin
yollarında seyreden bazı
araçların arka camlarında
“Egemenlik ulusundur”
yazısına, bazılarındaysa
da “Hâkimiyet Allah’ındır”
ibaresine rastlamışızdır.
Bu sonuncuyu yazanların
-sanırım konunun tam
bilincine varmadan- aslında
söylemek istedikleri,
egemenliğin tüm ulusa
değil, yalnızca Allah’ın
yeryüzündeki temsilcilerine
ait olduğudur. Oysa İslam
felsefesini derinlemesine
kavrayabilen insanlara
göre, Yaradan’la kul arasına
hiçbir kurum ya da kişi
girmemelidir ki bu inanç
da özünde -devletle dinin
birbirinden ayrılması ve
devletin, inançları ne olursa
olsun, tüm vatandaşlara
eşit uzaklıkta durması
olarak tanımlanan- laiklik
anlayışıyla uyuşmaktadır.
Gene sokaklarda
rasgele seçilen birkaç
vatandaşımıza 23 Nisan’da
neyi kutlamakta olduğumuz
sorusu yöneltildiğinde,
çoğunun öncelikli yanıtı
“Çocuk Bayramı” olacaktır.
Oysa, Meclis’in 1920’deki
ilk açılışından bir yıl sonra,
yani 23 Nisan 1921’de bu
tarihe geçen olayın bayram
olarak kutlanması konusu
yasallaşırken, aynı günlerin
“Çocuk Bayramı” ve “Çocuk
Haftası” olarak kutlanması
kararı 1929’u bulmuştur.
İLK ADIM
Çocuk Bayramı’nın ulusal
egemenliğimize ilk adımı
attığımız tarihe isabet
etmesinin nedenlerini başka
bir yazımda ayrıntılı olarak
irdelemek istiyorum. Bu
yazımda sizlerle yalnızca
paylaşmak istediğim, her
konuya yaşadığı günün çok
ötesine yönelik gözlerle
bakan ve uzak geleceği bile
gören Atatürk’ün, nasıl ulusal
bağımsızlığımızı 19 Mayıs
bayramıyla gençlere emanet
ettiyse ulusal egemenliğimizi
de geleceğin yetişkinleri olan
çocuklarımıza emanet etmeyi
seçtiği inancıdır.
GEÇMİŞE BİR BAKIŞ
1920’ye geri dönelim...
Ülkemizin dört bir köşesinden
seçilerek çoğu günlerce süren
zorlu yolculuklarla Ankara’ya
ulaşan 115 milletvekili,
o tarihte bu kentimizde
Meclis’in toplanabileceği
gerekli büyüklük ve
donanımda bir başka bina
bulunamadığı için, 23 Nisan
Cuma günü Hacı Bayram
Camisi’nde kılınan öğle
namazından sonra, İttihat
ve Terakki Fırkası kulübü
olarak inşası başlanmış ama
yapımı yarım kalmış binada
toplanırlar. Binanın çatısı
Ankaralıların evlerinden
ve ilkokuldan getirilen
kiremitlerle tamamlanır.
Meclis kürsüsü Ankaralı
bir marangoz tarafından
hediye olarak yapılmıştır. İki
petrol lambası ve sac sobalar
civardaki kahvehanelerden,
büro malzemeleri resmi
dairelerden sağlanmıştır.
Ankara dışından gelen ve
burada evlerinde konuk
olarak kalabilecekleri
yakınları olmayan kimi
milletvekilleri de Muallim
Mektebi (Ankara öğretmen
okulu) ve Ankara Mekteb-i
Sultani’sinden (Taş Mektep)
getirilen tahta sıralar üzerinde
geceleyeceklerdir. Böylece,
ulusal egemenliğimizi
başlatan ilk meclisimiz,
gerçekten de tüm halkımızın
özverili katkılarıyla
açılıp çalışmalarına
başlayabilmiştir.
Yurtseverlikleriyle,
görevlerini inançları
doğrultusunda, hiçbir maddi
beklentileri olmaksızın yerine
getiren ilk milletvekillerimizi
derin minnet duygularımla ve
rahmetle anıyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Erdoğan belayı satın aldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Yıkılması gerekiyor!
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- ‘Kar leoparı’ neden cezaevinde
- Ünlü kebapçının kardeşi 20. kattan aşağı düştü!
- Kayyum belediyeyi kapattı!
- Trabzonspor'da ayrılık!