Olaylar Ve Görüşler

Türkiye’nin içerideki ve dışarıdaki itibarı - Halit PAYZA

25 Ağustos 2023 Cuma

Tüketici güven endeksi, adından da anlaşılacağı gibi tüketicilerin ekonomik yapıya ilişkin beklentilerini ifade eder. Tüketici güven endeksini belirleyen anketler kamusal olarak Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca yapılmaktadır. Son dönemde bu endeks kamusal alan dışında kimi özerk kuruluşlarca da belirlenmeye başlandı. Tüketici eğilimini belirleyen anketin Avrupa Birliği’nin kullandığı denge yöntemine göre hesaplanması, sonuçların somut biçimde gerçeği yansıtarak açıklanması gerekmektedir. 

Bugünkü adıyla Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tarihçesi 1891 yılına uzanır. Kurum Osmanlı İmparatorluğu’nda Merkezi İstatistik Encümeni olarak işlevine başlamıştır. Cumhuriyet döneminde kurumun adı Merkezi İstatistik Dairesi adını alır. Cumhuriyetin istatistik dairesi 25 Nisan 1926 tarihli ve 3517 sayılı Merkezi İstatistik Dairesi Hakkındaki Talimatnamenin Meriyetine Vaz’ına Dair Kararname ile kurulmuştur. 1930’da kurumun adı İstatistik Umum Müdürlüğü, 1962 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü, 18 Kasım 2005’de Türkiye İstatistik Kurumu olarak değiştirilir.

Devlet ile birey arasındaki ilişki güvene dayalıdır; devlet bireye, birey devlete güvenerek devlet olma niteliğini korur. Devlet bireyin haklarını koruduğu gibi, devletin yapısıyla ilgili bilgileri eksiksiz ve güvenilir biçimde bireye duyurmakla yükümlüdür. Bireyin devlete duyduğu güvenin ortadan kalkmaya başlamasıyla toplumsal sözleşme ile bir araya gelmiş ve devleti oluşturan birliktelik de zarar görür. Bireylerin güven duygusunu yitirdiği kurumlar arasında TÜİK ilk sıralarda yer almaktadır.  

Kurum enflasyon oranlarını seçilmiş mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarının dönemsel değişimini gösteren fiyat endeksleri ile hesaplanmaktadır. Seçilmiş mal ve hizmetlerden oluşan sepetin oluşumunda, bireyin zorunlu ve yaşamsal gereksinimleri dışında, hiç tüketmediği mal ve hizmetler de yer aldığından kurumun verileri gerçeği yansıtmaktan uzaktır. 

Söz konusu ayrımın ortaya çıkması ve itirazlarla karşılaşılması üzerine kurum verileri oluşturan mal ve hizmetleri artık yayımlamaktan kaçınmaktadır. Şeffaf, gerçekçi ve ulaşılabilir olmayan veriler bireyin kuruma olan güvenini ortadan kaldırmaktadır. Kurumun açıkladığı veriler bireyin ve ülke ekonomisinin yapısını belirlediğinden ortaya çıkan sonuçlar ülke güvenliği için de sorun oluşturmaktadır. 

TÜRK-İŞ’in Haziran 2023’e ilişkin açıkladığı verilere göre dört kişilik bir ailenin aylık açlık sınırı 10 bin 373, yoksulluk sınırı 33 bin 788 TL’ye yükseldi. Bu oran bir kişi için 13 bin 471 TL. Görüleceği gibi Türkiye açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan çoğunluktan oluşmaktadır. 

Ülkemizin içerideki ve dışarıdaki itibarı budur!

HALİT PAYZA

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları