Olaylar Ve Görüşler

Tek başına mı, koalisyon mu?

29 Ekim 2015 Perşembe

Yapılan kamuoyu araştırmaları, partilerin 7 Haziran’a göre oy oranlarında önemli değişim olmayacağını işaret ediyor. Ancak sonuçları yakından incelediğimizde, çok az oy farkla kazanılmış milletvekillikleri olduğunu görüyoruz.

Oy oranları aynı kalmak üzere, çıkartılacak milletvekili sayılarını değiştirebilecek faktörler nelerdir? AKP hangi koşullarda milletvekili sayısını 276 ve üzerine çıkartabilir? Az farkla kaybedilen seçim çevreleri: AKP 7 Haziran’da, 2011 genel seçimlerine göre 48 seçim çevresinde 69 vekil kaybetmişti. Son vekili kaybettiği 32 seçim çevresi, kazandığı seçim çevresi sayısı 25’ti. Sınırda kaybettiği 32 çevrenin 11’ini MHP, 17’sini CHP, 4 tanesini HDP kazanmıştı. Sınırda kazandıkları ise MHP’den 10, HDP’den 6, CHP’den ise 9 seçim çevresiydi. AKP’nin % 0,01 ile % 1,36 arası oy ile sınırda kaybettiği seçim çevresi sayısı 18, % 0,21-% 1,7 arasında sınırda kazandığı vekil sayısı ise 13’tür. AKP’nin sınırda kazandığı ve kaybettiği 18+13 (31) bölge vardır. Bu bölgeler AKP için hayati önemdedir. AKP 18 vekili, 18 seçim çevresinde (İstanbul-3, İstanbul-2, Ankara- 1, Balıkesir, Kayseri, Van, Giresun, Sivas, Erzincan, Eskişehir, Ordu, Samsun, Burdur, Gümüşhane, Aydın, Çanakkale, Kırıkkale ve Antalya) toplam yaklaşık 62 bin oy ile kaybetmiştir. Bu 18 seçim çevresinde yaklaşık 233 bin oy aldığında, yani oyunu % 1,24 arttırdığında 7 Haziran’a göre oy kaybetmemesi varsayımıyla % 41,4 ile 276 vekil sayısını yakalayabilir. Yurtdışı oyları:
Yurtdışı oyları, 85 seçim çevresine yurtiçindeki ağırlığı oranında “oy sayısı” eklenip, yurtdışı genelinde partilerin oy oranlarına göre dağıtılmaktadır. AKP’nin vekil kaybettiği Bayburt, Giresun ve Samsun illerinde yurtdışı oylarının eklenmesi ile AKP’nin oyları daha da azalmaktadır. AKP’nin yurtdışı oylarının artması kendisi açısından önemlidir. Yurtdışı oylarının artması, CHP’ye Ardahan ve İzmir-2 bölgelerini, HDP’ye Şanlıurfa’yı, MHP’ye ise Adana, Amasya, Ankara-2, Çankırı, Çorum, Iğdır, Kocaeli, Malatya illerinin son vekillerini kazandırabilecektir.
Geçersiz oylar: 7 Haziran’da ülke genelinde 1 milyon 344 bin oy, yani kullanılan oyun % 2,8’i geçersizdi. İstanbul’da ise yaklaşık 536 bin oy, yani kullanılan oyun % 6’sı geçersizdi. Geçersiz oyun önemli bir çoğunluğu bağımsız aday sayısı çok olduğu için yanlış mühür basma nedeniyledir. 7 Haziran’da 165 bağımsız aday seçime katılmışken 1 Kasım’da 21 bağımsız aday seçime katılmaktadır. Bu, özellikle İstanbul’da sonuçları önemli ölçüde etkileyecektir. Seçmen artışı ve azalışı: 7 Haziran seçimlerine göre yurtiçi seçmen sayısı yaklaşık 310 bin (% 0,6) artarak, 54.049.940 oldu. Artışa baktığımızda, en yüksek artış İstanbul’dadır; 80.835 kişi ve oranı % 26,2’dir. Doğu, Kuzey ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ise 29.349 kişi ve oranı % 9,5’tir. İki bölgede ise azalma olmuştur; Doğu Karadeniz Bölgesi’nde 1739 kişi, oranı -% 0,6 ve Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde 7282 kişi, oranı -% 2,4’tür. Seçim çevrelerinin 59’unda artış yaşanırken, 26’sında azalış yaşanmıştır. 7 Haziran’a göre en çok artış 37.804 seçmen ve % 12,3 ile İstanbul-3. Bölge iken; en çok seçmen kaybı yaşayan seçim çevresi ise 5111 seçmen ve % 1,6 oranında Gümüşhane’dir. Az farkla vekil kaybedilen 11 seçim çevresindeki yeni seçmen artışı da sonuçları etkileyecek düzeydedir.
Katılımın düşük olduğu seçim çevreleri: 2011 genel seçimlerine göre katılımı düşük olan ve 2011’de vekil çıkardığı halde 7 Haziran’da çıkaramadığı bölgeler AKP için önemlidir. Gümüşhane, Samsun, Elazığ, Zonguldak, Burdur, Kırıkkale, Giresun, Kilis, Karabük, Kütahya, Aydın, Balıkesir ve Çanakkale’de katılım % 2-3 puan azalmış ve AKP, oy kaybederek bu illerde birer vekil kaybetmiştir. AKP bu illerde % 6-15 oranında oy kaybetmiştir. Yani dolayısıyla zaten bu iller oy alma potansiyeli olan illerdir. AKP ve SP/BBP İttifakı:
AKP ile SP-BBP ittifakı (% 2,06) arasında yeni bir ittifak haberleri basına yansımıştı. Resmi bir anlaşma olmasa da, bunun yarattığı bir eğilim olarak AKP’nin bu kesimlerden belli ölçüde oy çevirebilmesi mümkün olabilir. Bu faktörler dikkate alındığında, kısa aralıklarla iki seçim yapılacak olmasından dolayı, partilerin özel bir seçim çalışması yürütmesi 1 Kasım erken genel seçiminin özelliği haline gelmiştir.  

FİLİZ AYDIN KOÇ
Seçim Analisti / İstatistik Uzmanı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları