Olaylar Ve Görüşler

Seçmen psikolojisi nasıldır?

13 Eylül 2015 Pazar

ABD’nin ünlü Cornell Üniversitesi’nde görevli iki psikolog olan Justin Kruger ve David Dunning’in yaptığı deneylere dayanarak algılama ve anlayış eğilimini açıklayan bilimsel çalışma, bilim literatürüne onların adıyla geçmiştir.

Dunning-Kruger kuramı diye bilinen bu çalışmanın bulguları son derece önemli. O kadar önemli ki, adına demokrasi dediğimiz bir sistemin niye bu kadar kötüye kullanıldığını, dünyanın her tarafında ortaya çıkan liderlik ve yönetim sorunlarının temelinde neler olduğunu açıklaması bakımından da kanımızca son derece ilginç bir bulgu.

Yanlışlar
Özetle anlatmak gerekirse: Yeteneksiz olan insanlar yaptıkları yanlışlıkların sonuçlarını ve kötü tercihlerinin verdiği zararı anlayabilecek kapasiteye sahip değillerdir. Bu kişilerin gerek bilgileri, gerek dünya görüşleri, gerekse deneyimleri içinde bulundukları durumu tam anlamalarına engel olur ve çoğu kez yanlış karar verirler, yanlış tercihler yaparlar.
İşin kötüsü yaptıkları yanlışlıkların, aldıkları yanlış kararların ne derece vahim sonuçlar doğuracağını, doğurduğunu da anlamaktan acizdirler. Hasbelkader az çok bir şeyler öğrenmişlerse veya kendilerinde öyle bir nitelik olduğu inancına kapılırlarsa kendilerini bulunmaz “Hint Kumaşı” sanırlar. Bu yüzden kendilerinde var olduğuna vehmettikleri aslında olmayan yeteneklerine çok önem verirler.

Cahil cesareti
Onlara göre kendilerinde olduğuna inandıkları konularda kendilerinden daha üstün kimse yoktur. Niteliksiz, yeteneksiz ve beceriksiz olduklarının farkında değildirler. Bu kadar yeteneksizlik, bilgisizlik ve cehalet olmasına karşın bu tipler, gayet gözü pektirler. Darwin’ín ifade ettiği türden “cahil genellikle bilgi sahibi olmaktan çok özgüvene” sahiptirler.
Bizim atalarımızın söylediği gibi “cahil cesareti” taşırlar ve yeteneklerinin çok üstünde riske atılmaktan, akıllarının ermediği konularda konuşmaktan, sanki tüm doğrulara sahipmişçesine kendilerini vazgeçilmez lider, yönetici, sanatçı vs. sanmaktan vazgeçmezler. Kendilerinden çok emin konuşurlar, yalan yanlış çok konuda kendilerine güvenleri tamdır.
Bir Alman sosyoloğu olan Mato Nagel, 5 yıl önce yayımlanan bir araştırmasında Dunning-Kruger kuramını bilgisayarla test edip sonuçlarını paylaştı. Geliştirdiği matematiksel modeli kullanarak seçmenlerin kendi nitelikleri ile siyasilerin liderlik özelliği arasında bir bağlantı kurmaya çalıştı. Sonuçta büyük bir çoğunluğun iyi bir adayın liderlik özelliklerini anlamaktan aciz olduklarını ve kendi düzeylerine yakın, özellikleri sınırlı liderleri tercih ettiklerini gördü.

İyi liderlik mi?
Kısaca seçmenlerin iyi liderlik özelliklerini anlamadıkları ve sıradan kişileri tercih ettikleri ortaya çıktı.
Araştırmanın son sözü ise şöyle. Demokrasiler çok nadir olarak en iyi lideri seçerler. Bkz: Mato Nagel, 2010. “A Mathematical Model of Democratic Elections”. Current Research Journal of Social Sciences, 2(4): Sayfa No: 255-261.
Yani halkın önünde konuşan kişinin konuyu bilip bilmemesi önemli değil halk yığınları için, önemli olan konuşan kişinin yalan da olsa, yanlış da olsa sergilediği özgüvendir, çünkü bu tipler inandığı şeyin doğru olduğuna o kadar inanmıştır ki, yalan ve yanlış olduğunun farkında bile değildir. Yani doğruyu söyleyip söylememeniz çok önemli değil, karşınızdaki kişi sizi özgüveninize (ve karşı tarafta uyandırdığınız güven duygusuna) göre değerlendirip ona inanıyor.
Halk yığınları, seçmenler çoğunlukla kendilerinden emin bir şekilde yalan söyleyen, mugalata yapan-yalanı doğru gibi söyleyenlere (demagoji yapanlar) inanırlar ve onları seçerler. O halde muhalefetteki liderlerin de her konuda her şeyi bilir şekilde ve kendilerinden emin, sanki dünya otoritesi gibi konuşmaları gerekiyor halk yığınlarını etkilemek için.  

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç
Teksas Üniversitesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları