Olaylar Ve Görüşler

Savaş, politika ve gelecek - Cengiz Kuday

02 Ağustos 2024 Cuma

Taşıdığımı düşündüğüm insani değerler ve uzun yıllardır sürdürdüğüm hekimlik uğraşımı gereği savaşa daima karşıyım. Ancak tarihin her devrinde savaşın olmadığı yıllar çok azdır. 

Ne yazık ki savaş, politikaların başka araçlarla devamından başka bir şey değildir. Hedef politiktir. Savaş bu konuda araçtır. Savaş insani ve ahlaki açıdan çok acı sosyolojik bir olaydır ve sonuçları çok yıkıcı ve trajiktir. 

Savaşın kurbanları hiçbir zaman yalnızca asker olmaz. Savaştan başta çocuklar, kadınlar, yaşlılar olmak üzere pek çok masum sivil etkilenir. Bugün bunun sıcak örneklerini komşularımızda ve dünyanın değişik ülkelerinde yaşandığını görüyoruz. Savaş hiç şüphesiz mantığa aykırı bir harekettir. 

İKİ ORDU

Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaşın bir cinayet olduğunu pek çok savaşa girmiş olan Atatürk söylemiştir. Fakat gerekirse ve savaşla belirli bir hedefe ulaşılmak istenirse savaş yöntemine mantık hâkim olmalıdır. Almak istediğiniz sonuç elinizdeki araç ve olanaklara göre ayarlanmalıdır.  

Ülkemizi toplumumuzu gerçek hedefe mutluluğa eriştirmek için iki orduya gereksinim vardır. 

Biri yurdun yaşamını kurtaran asker ordusu, öbürü ulusun geleceğini yoğuran yönlendiren kültür ordusu. Asker savaşa her an hazır olmalıdır. Varlık nedeni budur. Ancak o da kazanılamayacak hiçbir savaşa sokulmamalıdır. Yani asker savaşmak için değil, doğru zaman ve yerde savaşı kazanmak için vardır.

OGÜST’ÜN DEVRİ

Askerlerin savunma ve güvenlik alanıyla sınırlı kalmak üzere siyasi karar alma sürecine yapacağı teklifler, siyasete müdahale olarak değil, ihtisasa ilişkin olumlu bir askeri-politik öneri ve devlet  aklına değerli bir katkı olarak değerlendirilmelidir. Ülkede savaş kararı alınırken yalnız kendi resmi tarihlerini değil gerçek tarih bilgilerine sahip karar alıcıların olması gerekir. Ülke yöneten kişi ve kişilerin hem siyasal ve ekonomik hem askeri hem de sosyolojik yapıyla ilgili yeterli ölçüde bilgi sahibi olmaları şarttır. 

Demokrasinin farklı şekilde değerlendirildiği bazı ülkelerde bazı liderlere fazla yetki tanınması son derece sakıncalıdır. Tarihte bunun pek çok örneği vardır. Mesela Roma tarihinde Ogüst olarak ün kazanan Oktavius’un elinde -kendisi başlangıçta buna karşı olmasına rağmen- Roma Cumhuriyeti sessiz sedasız hükümdarlığa döndü.  

ÖNÜMÜZDEKİ TEHLİKE

Oktavius başlangıçta senatoya dikkat ve saygı gösterdi. Kamuoyuna kendini sevdirdi. Fakat senato ona çok fazla yetki tanıdı. İşte bu yetkileri yavaş yavaş kendinde toplayan Ogüst’ün 44 yıl süren devri, cumhuriyet değerlerinin unutulmasına yeterli geldi. Ogüst’ten sonraki devirde imparatorluğun başına gelenleri tarih bilenler daha iyi hatırlayacaklardır. 

Bugün dünyada enerji, petrol, ticaret yollarının neden olduğu savaşlar yaşanıyor. Yakın bir gelecekte de ülkemizin içinde bulunduğu bölgedeki anlaşmazlıklar ve savaşlar, su kaynakları yüzünden çıkacaktır. Ülkemiz de bu kaynaklara sahip olan hedef alanlarından biridir. Bu nedenle cumhurbaşkanının dolaylı yolla İsraile yönelik söylediği sözler, ileriye dönük bir tehlikeyi işaret ediyor biçiminde yorumlanabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları