Olaylar Ve Görüşler

Savaş kimi vurur?

27 Aralık 2015 Pazar

Savaş; sağlığı, insan haklarını ve çevreyi vurur... “Yurtta barış, dünyada barış” söz konusu değilse bir savaşın başlangıcı sağlık, insan hakları ve çevre konusunda sözün bittiği yerdir.

Sağlık, insan hakları ve çevreye yönelik saldırı en kırılgan gruplar olan kadın, çocuk ve göçmenlerde kitlesel kırıma yol açar. Savaşların en korkunç silahı, aslında savaşın kendisinin yol açtığı hastalıklardır. Savaşta ateşkes ilan edildiğinde silahların takırtısı diner, adı bile konmamış hastalıklar ise can almaya devam eder. Yol açtığı ruhsal örselenmeler katlanarak büyür. İnsanlık onurunun ayaklar altına alınması ateşkes kapsamında görülmez. Hal böyle iken “çevreyi” soracak olursak alacağımız yanıt “güldürme beni” olacaktır...
Çiçek hastalığının ortadan kalkmasında önemli katkıları olan epidemiyolog William Herbert Foege yetmişli yıllara kadar savaşlarda hastalıklardan ölen asker sayısının silahla vurulanlardan fazla olduğunu ortaya koymuştu. Artık uygarlık ilerledi. Silahla ölen asker sayısı hastalıklardan ölenlerden daha fazla. Hastalıklardan ölme kadın ve çocuklar başta olmak üzere sivillere bırakıldı.

Savaş ve hastalık
İnsanı ve diğer canlıları yok edilmesi gereken bir böcek sürüsü durumuna düşüren nükleer, kimyasal ve biyolojik silahları bırakın. Alışılagelen silahların ticareti bile ilk olarak sağlık ve refaha ayrılacak kaynakları çalar. Savaşın neden olduğu sosyoekonomik ve politik kopmalar yoksulluğun boyutlarının çok artmasına, göçlere, sağlık ve temizlik altyapı ve olanak yetersizliklerine ve bunlarla ilişkili sağlık sorunlarına neden olur. Sivil çatışma ve kargaşa dönemlerinde bile tifo, kolera, çocuk felci ve sıtma sıklığının arttığı çok iyi biliniyor. Körfez savaşından sonra ishal ve aşılarla korunabilir hastalıklardan 500 bin çocuğun öldüğünü bilen var mı? Bosna’da on binlerce kadın tecavüze uğradı. Bu tecavüzler dünyanın gözü önünde bir savaş stratejisi olarak uygulandı. İnsan olan her yerde insanlığın da olduğunu sanmayın. Dilimiz bunu çok güzel ayırmış: “Kadın” cinsi sadece insanlarda vardır, hayvanlarda yoktur. “Erkek” cinsi ise hem insanlarda hem de hayvanlarda vardır...

BM istatistikleri...
Vietnam savaşında 15 milyon kişinin sağlık sorunlarıyla uğraşabilecek 150 doktor vardı sadece. Verem, asalak hastalıkları, cüzam ve sıtma aldı başını gitti. Kolera, veba ve insan kuduzu arttı. Birleşmiş Milletler rakamlarına göre Angola’da 1993 yılındaki sivil savaş döneminde savaş kırımı, açlık ve hastalıktan ölenlerin sayısı 500 bin dolaylarındadır. 1992 yılında Somali’de 400 bin çocuk açlıktan öldü. Savaş mı açlığın nedenidir, açlık mı savaşın?
Ne yazıyor Dünya Gelişme Raporu’nun iç kapağında? “Yiyeceği getirecek olan barış değildir, barışı getirecek olan yiyecektir”. 1994 yılında Zaire’ye sığınan Ruandalıların 4000’ den fazlası çok kısa sürede dizanteriden öldü... Son on yılda savaşa bağlı çocuk ölümleri 10 milyon olarak bildiriliyor. Bunun yanı sıra 4-5 milyon çocuk sakat ve engelli kalırken 12 milyon çocuk evsiz barksız duruma düştü...
Gelelim savaş yokken bile sorun olan konulara: Temiz içme suyu? Besin sağlığı, hava kirliliği, su kirliliği? Savaş sonrası genç kuşaklarda görülecek olan şiddetle ilgili sorunlar? Okul sağlığı mı? Zaten okul yok ki! “Yurtta barış dünyada barış” değilse bırakın bu konuları gündeme taşımayı, söz etmek bile bir tür kara mizah olarak algılanacaktır!  

Çağatay Güler H.Ü. Tıp Fak. Halk Sağlığı AD



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları