Olaylar Ve Görüşler

PISA 2022’deki görünüm - Prof. Dr. Ali Ekber ŞAHİN

04 Ocak 2024 Perşembe

OECD tarafından ilk uygulaması 2000 yılında yapılan Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), dünyanın dört bir yanındaki 15 yaşındaki öğrencilerin sosyal ve ekonomik hayata tam katılım için gerekli olan temel bilgi ve becerileri ne ölçüde edindiklerini ortaya koyan, üç yılda bir yapılan değerlendirme çalışmasıdır. 

PISA’NIN ÖNEMİ

PISA 2022, 37’si OECD ülkesi olmak üzere toplam 81 ülkeyi kapsayan bir çalışma olduğundan farklı ülke ve ekonomiler arasında karşılaştırma yapabilme olanağı sunmaktadır. PISA çalışması okul içindeki ve dışındaki pek çok değişkeni (sosyoekonomik durum, tutum, motivasyon, okula devam, sınıf tekrarı, öğrenme stratejisi, kaygı, okul türü, yaşadığı çevre vb.) öğrencilerin öğrenmeleriyle ilişkilendirebilmektedir.

PISA öğrencilerin bilgi ve becerilerini günlük yaşamında yeri olan bir problemin çözümünde uygulama, problemi tanımlama, yorumlama, çözümleme, akıl yürütme ve iletişim kurma yeterliklerine ilişkin sahip oldukları düzeyi belirlemektedir. Bu kapsamda etkili performans gösteren öğrencilerin, okulların ve eğitim sistemlerinin sahip oldukları özellikleri öne çıkarması PISA’yı önemli yapmaktadır.

Türkiye’nin, katıldığı PISA değerlendirmelerinin tamamında tüm alanlarda OECD ortalamasının altında yer aldığı görülmektedir. Bu bulgular son 20 yılda izlenen eğitim politikalarının öğrencilerimizin gelişimlerini destekleyici sonuçlar üretmediğinin önemli kanıtlarıdır. 

FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ

PISA 2022’de Türkiye, okullar arası değişkenlik oranı en yüksek yedinci ülkedir. Bu durum eğitimde fırsat eşitsizliğinin temel göstergelerinden biri olarak değerlendirilebilir. PISA 2018 ile kıyaslandığında PISA 2022’de Anadolu lisesi, mesleki teknik Anadolu lisesi ve fen lisesi öğrencilerinin fen, matematik ve okuma alanı performanslarının PISA 2018’e göre oldukça düştüğü görülmektedir. Üst yüzdelik dilimlerden öğrenci alan fen liseleri ve Anadolu liselerindeki gerileme dikkat çekici düzeydedir.

PISA 2022’nin önemli bulgularından biri de öğrencilerin ekonomik, sosyal ve kültürel durumlarının performanslarını önemli ölçüde etkilediğine, sosyoekonomik düzey düştükçe öğrencilerin performanslarının düştüğüne ilişkindir. Örneğin sosyoekonomik düzey değerlendirmesinde alt çeyrekte bulunan öğrencilerin puan ortalamaları üst çeyrekte bulunan öğrencilerden matematik alanında 82 puan, fen alanında 73 puan ve okuma alanında 69 puan daha düşüktür. 

Okulöncesi eğitime katılım yılı arttıkça OECD ülkeleri için matematik performansının arttığı görülmektedir. Türkiye’de en az iki yıl süreli okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması önem taşımaktadır.

Akademik performanstaki düşüklüğün yanı sıra, PISA 2022 verileri, Türkiye’de öğrencilerin OECD ülkelerine göre okulda, okul çevresinde kendini daha az güvende hissettiklerini, daha fazla zorbalığa uğradıklarını, okula aidiyet duygularının daha düşük olduğunu göstermektedir. Türkiye PISA 2022’ye katılan 81 ülke içerisinde öğrencilerin okulu asma durumlarının en yoğun yaşandığı yedi ülkeden biridir. 

SONUÇ

PISA 2022’nin Türkiye’ye ilişkin sunduğu bulgular eğitimde radikal bir değişim olarak 2012 yılında uygulamaya konulan 4+4+4 düzenlemesinin öğrencilerin akademik gelişimlerine hiçbir katkısı olmadığını bir kez daha ortaya koymuştur. Öğrencilerimizin üç alandaki elde ettikleri sonuçlar OECD ortalamalarının altındadır. Liselerin güç kaybı dikkat çekicidir. 

Sosyoekonomik eşitsizliklerin akademik performansı etkileyen en önemli etken olduğu bir kez daha ortaya koyulmuştur. Okul alanlarının öğrenciler için giderek daha riskli alanlara dönüşmesi, zorbalığın yaygınlaşması, öğrencilerin okula aidiyetlerinin giderek düşmesi, okula devamsızlığın artması eğitim sistemimizin durumunu gözler önüne sermektedir. Bu bulgular ortadayken eğitim sisteminin başarısından söz etmek algı yönetiminden başka bir şey değildir.

PROF. DR. ALİ EKBER ŞAHİN

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları