Olaylar Ve Görüşler

Özgürlük Anıtı - Daver DARENDE

21 Ağustos 2020 Cuma

New Yorktaki “Özgürlük Anıtı”nın dünyamıza ışık saçtığı, “özgürlüğün simgesi” olduğu söylenir.

Amerikan geçmişte ve günümüzdeki “özgürlük (!)” arayışını düşündükçe, tacından ışıklar saçan, hüzünlü bakışlı kadın heykelinin özgürlüğün ve barışın gerçek simgesi olamayacağını düşünüyorum.

ABDnin, “özgürlük ve demokrasi” adı altında başta Irak ve Suriyede olmak üzere yerküremizde yaptıklarını artık herkes biliyor, nedeni ise sorgulanmıyor. Dünyaya meydan okuyan küresel güç ve onun temsilcisi Amerika, amacına ulaşmak için savaştan başka bir şey düşünmüyor.

BARIŞ MELEĞİ (!)

75 yıl önce, 6 Ağustos 1945 günü önce Hiroşimaya, ardından 9 Ağustos günü Nagazakiye tarihte ilk kez atom bombasını acımasızca atan ABDnin bu barbarlığını insanlık tarihi asla unutmayacak. Ünlü Rus Yönetmen Andrey Tarkovski, Solaris” adlı filmde, dünyayı kurtaracak şey, utançtır” mesajını vermişti. Ne acıdır ki bu mesaja aldıran olmuyor.

13 Ocak 2009 gecesi BBC televizyonundaki açıkoturumu izlerken, dünya kamuoyunu etkilemeye çalışan, Barış Meleği!” İngilterenin eski başbakanı Tony Blaire, Washington tarafından “özgürlük madalyası” verileceğini duyunca irkildim. Irak’ı kana bulayan, bir milyondan fazla insanın ölümüne neden olan eski ABD Başkanı George W. Busha da “özgürlük madalyası” verilmesinin yararlı olacağını düşünmekten kendimi alamadım. Iraka sözde “özgürlük” ve demokrasi” getiren Bushun önderliğindeki neo-con”ların desteğinde sürdürülen savaşın sonucunu hepimiz biliyoruz.

KÜÇÜK İNSANLARIN GÖLGESİ...

CNN televizyonunun o dönemdeki ünlü sunucusu Larry King, 15 Ocak 2009 gecesi Bushun eşi ile birlikte yer aldığı programda kendisine, geceleri rahat uyuyup uyumadığını sorunca, gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmayan Bushun “Çok rahat uyuyorum” şeklindeki yanıtını dünya kamuoyu o gece ibretle  izledi. Yaptıklarından hiç pişman olmadğını belirten, ezilen insanlara ve uluslara tepeden bakan, onları aşağılamaktan zevk duyan Bushun, televizyondaki bu görüntüsü gözümün önüne gelirken eski bir Çin atasözünü anımsamadan edemedim: Bir yerde küçük insanların büyük gölgesi oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.”

Bush yönetiminden sonra başa geçenler ve günümüzdekiler, yani dünyaya egemen olan bu ellerin ülkemize karşı ne kadar acımasız olduğunu biliyoruz. Kaderimizi bu ellere bağladığımız zaman ne büyük tehlikelerle karşı karşıya kalacağımızı iyi hesaplamamız gerekiyor.

NASIL GÜVENECEĞİZ?

Kuruluşumuzun ve kurtuluşumuzun resmi belgesi Lozan’ın 97. yıldönümünü kutladığımız bugünlerde Lozan’ı tanımayan ve her dem Sevri hortlatmaya çalışan Amerikadan Türkiyeye tabanca namlusu” gibi dayatılan ve unutulduğu sayılan Doğu sorunu”nun gündemde yer almaya devam ettiğini hatırlamak zorundayız.

Türkiyeye karşı yaptırım kartını elinde tutan, Dedeağaç’ta, yani sınırlarımızda, deniz ve kara üsleri kuran, PKK-PYD-YPG terör örgütünün Suriyedeki siyasi uzantısı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile petrol anlaşması imzalayan, Suriyenin kuzeyinde bir Kürt devleti kurmaya çalışan, PKK/YPG terör örgütü ve uzantılarını kendi kara gücü” olarak gören sözde müttefikimiz” ABD ile bu bölgede ve Doğu Akdenizde ortak işbirliğini, güven içinde nasıl gerçekleştireceğiz? ABDye nasıl güveneceğiz?

EMPERYALİST EŞGÜDÜM

Emperyalizmin tapınağının mimarları ve destekçileri ülkemize yönelik amaçlarını gerçekleştirmek için tam bir eşgüdüm içinde hareket etmektedirler. Türkiyeyi denetim altında tutan küresel projenin her dem gündemde olduğunu, ülkemizin olmak ya da olmamak” sorunuyla karşı karşıya kaldığı bugünlerde New Yorktaki hüzünlü bakışlı kadın heykelinin, özgürlüğün ve barışın gerçek simgesi olamayacağına inanıyorum.


DAVER DARENDE
EMEKLİ DİPLOMAT-YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları