Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Önce Güven Aşısı - Prof. Dr. Hasan YAZICI
Çin aşısına güven var
mı sorusunun kesin yanıtını,
nesnel veri -düzgün yapılmış anketleri kastediyorum- yokluğundan gerçekten bilmiyorum. Ancak kesin
bildiğim:
1. Ülke olarak
zaten birbirimize güvenin çok
az olduğu bir ülkeyiz (Y. Esmer, Değişimin Kültürel Sınırları: Türkiye Değerler Atlası, Bahçeşehir Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2012).
2.
Meşhur turkuaz tabloyla ilgili çok
konuşulan sorunlar yanında, belki de sadece benim takılıp kaldığım (H Yazıcı,
Turkuaz tablo üzerine notlar ve ortak akıl - Sarkaç (sarkac.org), 2020, erişim: 12 Aralık, 2020) zatürree oranı denilen, en
hafifinden “Bu da ne?” diye
niteleyebildiğim girdinin ne olduğunu bana söyleyen yok. Sayın Bakan ve bilge Bilim Kurulu üyelerinin her gün
artan ölümler ve çok sayıda ağır hasta sayısı ışığında bu oran nasıl
olur da aynı kalır, hatta düşer, diye akıllarından geçirmemelerini de hayret ve üzüntüyle
izliyorum.
GÜVENSİZLİĞİN NEDENLERİ
Tüm bu güvensizliklere son günlerde bir de aşı konusu eklendi. Görebildiğim kadarıyla aşıyla ilgili güvensizlik yaratan sorunların belli başlıları şöyle:
1-Aşının Çin aşısı olması. Her türlü Çin malının çakma
olması, en azından bazı örneklerde büyük olasılıkla haksız, maalesef yerleşik
bir görüş.
2-Çin aşısının 3. faz
çalışmalarının sonucu henüz elde yok.
Bunun yanında halen ülkemizde devam eden çalışmaya 60 yaş ve üzeri insanlar alınmıyor. Aynı aşının
Brezilya’daki çalışmasında da
bu grup yok (Home - ClinicalTrials.gov, erişim: 12 Aralık, 2020). Ancak
bakanlığın açıklamasına göre
söz konusu aşı yurda
geldiğinde ilk uygulanacaklar arasında 65 yaş ve üzeri olanlar var. Peki, elde
bilimsel veri olmadan bu aşıyı yaşlılara nasıl uygulayacağız?
3-Çin aşısının klinik belirti veren ve ölümcül olabilen hastalığa ne derece engel
olduğu konusunda elde açıklanmış bilimsel veri yok. Halbuki halen ülkemizde süregelen çalışmanın protokolüne göre (Home -
ClinicalTrials.gov, erişim: 12 Aralık, 2020) en başta ölçülmek istenenin bu konu. Öğrenebildiğim
kadarıyla ülkemizde şimdiye kadar olan verilerde daha bu hedefe ışık
tutabilecek veri yoğunluğu da yok. Çalışmanın Brezilya’da süregelen kolunda, o çalışma temmuz ayından beri devam
ettiğine göre, olabilir.
Verilerin bu ay içinde
açıklanması bekleniyor. Rakip 3 aşı firmasının yöneticileri
ise (Pfizer, AstraZeneca ve Moderna) kendi aşıları için bunu açıkladılar. Demek ülkem halkının
Çin aşısıyla diğer 3 aşıyı
klinik etki bakımından bugün itibarıyla kıyaslamak olanağı henüz yok.
4-Gelecek aşının yeterli sayıda olmaması ayrı bir sorun. Burada salt ülke halkı için gerekli sayıda aşı temin edilememesi ve onun doğuracağı kayırmalar, karaborsaya düşme vb. tartışmalar yanında başka ve bir yerde göz ardı edilen bir sorun var. Aşıların etkinliğini değerlendirirken bulaştırıcılığı azaltma ile klinik hastalığı önleme aynı olmayabiliyor. Kısa bir süre evvel Pfizer CEO’su bu yönde bir açıklama yaparak ürettikleri aşının virüsün belirti veren hastalık oluşmasından koruduğunu ancak bulaşıcılığı azalttığına dair elde pek veri olmadığını söyledi. Demek toplumun büyük bir kısmını bir an evvel aşılayamazsak, aşılanabilen mutlu grubun, şu veya bu nedenle aşılanamayan mutsuz gruba, hiç de farkında olmadan virüs bulaştırabilme olasılığı var. Örneğin aşılı bir İngiliz turist mayıs ayında Antalya’ya denize girmeye geldiğinde şu veya bu yoldan kendisine bulaşan virüsü, hiç de farkında olmadan, bir Antalyalı vatandaşımıza bulaştırabilir ve özellikle söz konusu vatandaşımız henüz aşısızsa onu çok hasta edebilir. Onun için duyarlı çevrelerde son günlerde sık dile getirildiği gibi “Herkes emniyette olmadan hiç kimse emniyette olamaz” Yine onun için AB üye bütün ülkelere aynı anda aşı dağıtmayı planlıyor.
KAYGILAR ‘GERÇEK’LE GİDERİLİR
Tüm bu dediklerimden sakın aşı karşıtı olduğumu sanmayın. Tam tersi aşılanarak
hastalıklardan korunmanın tıp biliminin belki de bugüne dek en etkili buluşu
olduğu kanım çok sağlam.
Ancak yukarıda açıkladıklarıma,
bir de etrafta dolaşan akçeli
sorunlar da eklenince, ülkem önüne
konulan Çin aşısı seçeneği,
daha doğrusu seçeneksizliğinin,
ülkem insanının aşıya olan güvenini daha da azaltacağından gerçekten çok korkuyorum.
Hele şu veya bu ileri gelen kişi toplum önünde aşı olursa aşıya güveni
sağlarız; yasalar uygun, gerekirse aşılanmayı zoraki kılarız görüşlerini toplumun sağduyusuna bir yerde
saygı duymamak diye yorumluyorum. Sayın İmamoğlu’na gönderme yaparak “Allah aşkına!” diyor ve çağrımı
tüm politikacılara ve ilgili bilim insanlarına yapıyorum. Toplumun güvenini
sağlamak ancak ve ancak tekrarlayan dozlarda doğruyu söylemekle, kısaca bir gerçek aşısıyla, olabilir diye adeta haykırmak
istiyorum.
PROF. DR. HASAN YAZICI
BİLİM AKADEMİSİ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- İzmir’de 13 yaşındaki çocuk AIDS nedeniyle öldü
- Ayşe’yi siz öldürdünüz!
- Mansur Yavaş'tan ilk açıklama!
- 'Erdoğan dönemi artık kapandı'
- AKP’li üyeler bütçe oturumunu terk etti
- Mansur Yavaş'tan jet yanıt!
- İstanbul'da metro yangını
- 5 çocuğunu kaybeden anne yalanladı
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne soruşturma!
- 'Vız gelir tırıs gider'