Olaylar Ve Görüşler

Öğretmenlerin geliştirilmesi - Erdal ATICI

08 Eylül 2022 Perşembe

Eğitim cephemizde değişen bir şey yok. Milli Eğitim bakanları ve kadroları değişiyor yalnızca. Her şeyin her an devinim içinde olduğu bir dünyada, değişmeyen, sorunları çözül(e)meyen bir eğitim dizgemiz var. Öğretmen yetiştirmeden tutun, eğitime ayrılan paydan, atanamayan öğretmenlerden, sınıf sayılarından taşımalı eğitime, köy okullarının hâlâ kapalı olmasına kadar bir sürü el atılmayan sorun... En son, bu sorunların üstüne, öğretmenlere sormadan, danışmadan çıkarılan “Öğretmen Meslek Yasası” tüy dikti...

Zaten yasalara göre uzman olan öğretmenleri, bir kez daha uzman/başöğretmen diye ayıracak olan yasa, bir kısım öğretmenlerin ve öğretmen sendikalarının karşı çıkmasına rağmen apar topar çıkarıldı ve uygulamaya sokuldu.

EZBERCİ MEB

Tam tatil başlarken Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) üzerinden 180 saatlik uzman, 220 saatlik başöğretmenlik dersleri başlatıldı. Sınava girebilmek için bu dersleri almak da zorunlu tutuldu. Çoğu öğretmenin birkaç dersten sonra sıkılıp zorunlu olarak izlediği ya da görüntüyü açıp sesini kapattığı bu derslerin içeriği ve verilen konular, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ezberi ne kadar çok sevdiğinin ve içselleştirdiğinin adeta bir kanıtı gibiydi. Bu derslerin bir tek yararı oldu. O da ezberci, öğretmen merkezli eğitimin ne kadar sıkıcı olduğu konusunu, öğretmenlerin yaşayarak görmeleri... 

Çoğu konuda bir türlü birleşemeyen öğretmenler, dersleri izledikten sonra, sınavın iptali konusunda birleşmeyi başardılar. Sosyal medya üzerinden sağlanan örgütlenmeyle günlerce gündem oluşturuldu. Konu toplumun birçok kesimine anlatılmış ve belli oranda kamuoyu desteği de sağlanmış oldu.

Ancak eğitim yöneticilerini eğitimin dışından seçen, arkadaşlarını, dostlarını sınavsız bakanlıkta yönetici olarak atayan Milli Eğitim bakanımız, tüm bu tartışmaları “Sınavsız kariyer olmaz!” diyerek kestirip attı.

ZORUNLU SINAV

Şimdi okullar açılırken öğretmenlerin kafasında sınav konusu var. Bir yandan okul hazırlıklarını yaparken bir yandan bakanlığın yayımladığı 400-500 sayfalık kitaba çalışıp sınava girmek ya da sınava girmeyerek protesto etmek, düşüncesi zihinlerini yiyip bitiriyor.

Öğretmeni işbaşında yetiştirme sorunu mutlaka çözülmeli, buna hiç kimsenin itirazı yok, olamaz! İşbaşındaki öğretmenler bilgilendirilip, yetiştirilmedikçe yeni eğitbilim ilkelerini uygulamak, okulları yaşamdaki yeni gereksinimleri karşılayacak duruma getirmek zaten olanaklı değil. Toplumun kültür seviyesini yükseltmek iyi yetişmiş öğretmenlere bağlı!

Amaç, öğretmenlerin mesleğinde geliştirilmesi, uzmanlaştırılması olsaydı bu iş daha basit bir şekilde çözümlenebilirdi: Yaz dönemi tüm üniversiteler tatile girerken, öğretmenlere açılabilir, makul bir sürede onlara yüz yüze eğitim verilip uzmanlaşması sağlanabilirdi. Bu şekilde verilecek bir eğitim, hem öğretmeni daha bilgili, daha donanımlı yapar hem de dersleri sıkıcılıktan kurtarmış olurdu...

Maddi olarak zor durumda olan öğretmenleri, para konusunu öne çıkararak inanmadıkları bir sınava zorlayanlar, yanıldıklarını er geç anlayacaklardır.

ERDAL ATICI

KÖY ENSTİTÜLERİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları