Olaylar Ve Görüşler

Mustafa Necati'nin Adını Yok Edeceğinizi mi Sanıyorsunuz? - Erdal ATICI

15 Haziran 2020 Pazartesi

Atatürk’ün devrimci Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin yaşadığı, Ankara Mithatpaşa Caddesi üzerindeki evi sessiz sedasız Nuri Pakdil Edebiyat Müzesi” yapılmış. Anımsatalım; bu ev, Hüseyin Çelik’in Milli Eğitim Bakanlığı döneminde de kuru fasulyeci yapılmak istenmiş, kamuoyu tepkisi sonucunda bundan vazgeçilmişti.

Nuri Pakdil kimdir, dünya görüşü, Cumhuriyete bakışı, Atatürk’le ilgili duygu ve düşünceleri nedir” sorusu üzerinde durmayacağım. O başka bir yazının konusu olsun…

Baştan söyleyeyim, ne yaparsanız yapın, Mustafa Necati adını başta biz eğitimcilerin yüreğinden öyle kolay kolay çıkartamaz, Türk tarihinden de asla silemezsiniz.

MUSTAFA NECATİ'Yİ SİLEMEZSİNİZ!

Neden silemezsiniz, tane tane anlatalım…

Bir kere Mustafa Necati ateşli bir Kuvayı Milliyecidir. Ateşi ve ihaneti görmüş” Yunan’a karşı savaşmış, iyi bir örgütçü... Yunanların İzmir’i işgal etmeye hazırlandıkları gün, kendisi gibi vatanseverlerle birlikte ortaya çıkıp hiç çekincesiz, kapı kapı dolaşarak halkı örgütlemişlerdir. İşgalden bir gün önce de halkı ‘maşatlık’ta toplayıp, silahlı direnişe çağıranlar, yine Mustafa Necati ve arkadaşlarıdır…

 

YUNANLARIN ARADIĞI İLK KİŞİ

Yunanlar İzmir’e çıktıktan sonra ilk aradıkları adamlardan biri Mustafa Necati’dir...İzmir’de yakalanacağını anlayınca İstanbul’a kaçmış, orada rahat çalışamayacağını anlayınca da Balıkesir’e gelip Balıkesir Müdafaa-i Hukuk grubuna katılmıştır.

İşgal günlerinde, Ege ve Marmara Bölgesi’nde bir Kuvayı Milliye müfreze komutanı olarak; kalemi, süngüsü ve inancı” ile canla başla savaşmıştır. Hem okumuş yazmış aydın hem de çarıklıdır yani...

Ankara’da açılan TBMM’ye Mustafa Necati, Saruhan Milletvekili olarak girmiş, bu arada yeni devlet de kurulmuştu. İçte yeni kurulan devlete karşı isyan edenler için Samsun ve Kastamonu çevresine bakan İstiklal Mahkemesi’ne başkan oldu. Ateşten gömlek giydi ve hiç çekinmeden de bu görevi yaptı.

1923’te İskân Bakanı, 1924’te Adalet Bakanı oldu. 1925’te Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildi. Birbirinden önemli bakanlıklara getirilen otuz yaşlarında, Mustafa Kemal Paşa’nın çok güvendiği ateş gibi bir delikanlıydı…

KISA AMA DOLU DOLU BİR ÖMÜR

Milli Eğitim Bakanı olarak neler yaptı onu da kısaca özetleyelim: Talim Terbiye ve Teftiş Kurulları’nı kurdu. İlkokul müfredat programını yaparak ulusal bilince dayalı Milli Eğitimi başlattı. Milli Eğitim kadrolarından gerici, tutucu, yobaz kesimleri uzaklaştırdı.

Nafi Atuf Kansu gibi ilerici, bilim yanlısı, uygar, çağdaş eğitimden yana kadroları getirdi. Okuryazarlığı yaygınlaştırmak, kültürün kolayca yayılmasını sağlamak için gericilere savaş açarak Yeni Türk Abacesi”ni kabul ettirdi. Millet Mektepleri”ni açtı. Gazi Eğitim Enstitüsü”nü, Köy Öğretmen Okulları”nı açtı. Karma eğitime geçildi. Öğretmenliğe yeni başlayanlara her bir öğretmene mektup yazarak onları özendirdi.

Eğitimcilerden seçilen 133 kişiyi yurtdışına uzmanlık için gönderdi. Öğretmenlere rehberlik yapmak için bilimsel bir dergi çıkarmaya başladı…

"DEVRİMİN KUTUPYILDIZI"

35 yıl gibi kısacık ömrüne; koca bir Kurtuluş Savaşı, İstiklal Mahkemesi Başkanlığı, Cumhuriyetin ilk yıllarında üç önemli bakanlık ve bu bakanlıklarda büyük devrimleri sığdıran Mustafa Necati; 1 Ocak 1929’da apandisit patlaması gibi şimdilerde basit bir sağlık sorunundan dolayı bu dünyadan ayrıldı.

Biz eğitimciler için Mustafa Necati: Devrimin Kutupyıldızıdır. Atatürk’ün Devrimci Milli Eğitim Bakanı”dır. Yeni kurulan yoksul devletin olanaksızlıklarına, saltanat ve halifelik taraftarlarının saldırılarına karşın eğitimde büyük devrimler onun zamanında gerçekleştirilmiş, başarılı olmuştur.  

Asıl önemlisi de Mustafa Necati, milleti kulluktan özgür vatandaşlığa doğru sürükleyecek bir eğitim sürecini başlatmıştır. Gericilere boyun eğmediği gibi çağdaş, bilimden yana, uygarlıktan yana bir eğitimin en büyük savunucusu ve uygulayıcısı olmuştur. Mustafa Necati, Türk halkını uyandırmak için çok hızlı harekete geçmiş ve on yıllarda zor gerçekleşecek devrimleri üç yılda gerçekleştirmiştir.

DÜŞÜNDÜRÜCÜ VE ÜZÜCÜ

Bugün, onun çok eğitim kurumunun önüne heykeli dikilecekken, kendi yaşadığı ev, adına müze yapılacakken, bir başkasının adına müze yapılması üzücüdür, üzücü olduğu kadar da düşündürücüdür.

Son olarak bir kez daha şunu vurgulamak isteriz ki, Mustafa Necati gibi cesur, korkusuz ve başarılı bir Cumhuriyet kahramanının adı, ideali ve fikirleri yok edilemez!

Türkiye Cumhuriyeti yaşadığı sürece, Mustafa Necati, adı da, Türk milletinin kalbinde daima yaşayacaktır.

ERDAL ATICI
EĞİTİMCİ / YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları