Olaylar Ve Görüşler

Liberalizm Çöktü - PatrIck J. DENEEN (Çeviren: M. Birol GÜGER)

23 Ağustos 2020 Pazar

Notre Dame Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Patrick J. Deneen’e göre, eski aristokrasinin keyfi yönetimini devirmek için ortaya çıkan liberalizm, yeni seçkinlerin doğmasına neden oldu. Kendini işçi sınıfından tamamen yalıtan bu seçkinler, bugün yozlaşmış ve oligarşik bir düzene hükmediyor...


Çoğu insan, Amerikanın tanımlayıcı özelliğinin liberal bir ulus” olduğu konusunda hemfikir. Öyle ki Amerika Birleşik Devletleri, kuruluşundan bu yana çoğu kez liberal felsefeye bağlılığıyla tanımlanmıştır.

Liberalizm, belki de her şeyden önce, doğarken üzerimize yüklenen kimliklerden bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz; kim olduğumuzdan çok, olmayı istediğimiz kişiyi kucaklayan bir anlayıştı. Ancak ABD, kuruluşundan bu yana hiçbir zaman bu felsefeye tam uyumlu olmadı ve dahi liberal felsefeyle çelişen birçok başka mirasa ve uygulamaya sahipti.

Bugün, liberal felsefenin bizi dönüştürmeye çalıştığı; birbirlerine karşı yükümlülük ve sorumluluk taşımayan, geçmiş ve gelecek nesillere karşı görevleri olmayan insanlar; kötüye kullanma hakkına sahip olduğumuzu düşündüğümüz doğanın efendileri ve vatandaşlardan ziyade tüketiciler haline geldik.

ABD'de 1932'den bu yana Noel alışveriş sezonunun başlangıcı kabul edilen 'Kara Cuma'dan bir kare / Reuters

HERKESİN HERKESE KARŞI SAVAŞI’

Manevi duyguların zayıflaması ve yurttaşlık sorumluluğunun kaybıyla birlikte, herkesin herkese karşı savaşı” şeklinde tanımlayabileceğimiz Hobesyan (1) bir düzenin koşullarını isteyerek ve el birliğiyle yarattık. Bizi kişiler arası yükümlülüklerden kurtarmayı amaçlayan liberal düzenin araçları artık bizim kontrolümüz altında görünmüyor.

Amerikalılar artık kendilerini özgür hissetmedikleri endişesini ve korkusunu dile getiriyor; özgürlüğün devlet, piyasa ve teknolojiye tabi olduğunu düşünüyorlar. Liberalizm, teorideki haline evrildikçe, çelişkili bir biçimde, mütevazı bir liberalizmi mümkün kılan koşulların altını oydu, The Great Gatsby (2) öldü.

Dahası, eski aristokrasinin keyfi yönetimini devirmek için ortaya çıkan bu sistem, yeni bir güçlü elitin doğmasına neden oldu. İnsanları doğum yeri, aile, gelenek ve tarihten özgürleştirmeyi vaat eden bu sistem, ancak sınırsız seçimlerin olduğu sınırsız bir dünyada yetişen küçük bir insan altkümesi için ideal olduğunu kanıtladı.

Dünyaya yön veren üç iş insanı: Bill Gates (Microsoft), Mark Zuckerberg (Facebook) ve Jeff Bezos (Amazon)

KÜRESEL EŞİTSİZLİK

Sözde ilericiler, eşitlikçi salvolar attıkları ve yalnız kalantorlardan oluşan dar bir grubun kabul edildiği akademiler gibi elit kurumlara hükmederken sözde muhafazakârlar”, serbest kapitalizmin zayıflattığı “aile değerlerini” desteklediklerini iddia ederken liberal serbest piyasayı geliştirdiler.

Bugünün seçkinleri, ülkenin zengin ve pahalı kentlerinde dar gruplar halinde yaşam sürüyor, artık işçi sınıfının yanında yaşamıyor ve kırsalda yaşayanların geleneksel görüşlerini küçümseme eğilimi gösteriyor.

O esnada yerel kurumlar, özellikle işçi sınıfının insana yakışır yaşam olanaklarına zarar verecek şekilde yıprandı ve çöktü. Ekonomik ve sosyal istikrarı çöken işçiler arasında, çaresizlikten kaynaklanan ölümlerde büyük artışlar yaşanıyor.

II. Dünya Savaşı’nın sonundan bu yana sık sık muhafazakâr” etiketini kullanan, ancak bugün çoğu Avrupa ülkesinde liberal” olarak tanımlanan Klasik liberalizm” savunucuları, liberalizmin ahlaki üstünlüğünün kanıtı olarak ekonomik ve maddi başarı ölçütlerine işaret ediyorlar.

Kapitalizm mucizesi, küresel servet birikimini tanımlıyor, ancak dağılımını görmezden geliyor. Klasik liberalizm, son nefesine kadar bu eşitsizliğin meşruiyetini savunacaktır, ancak geleneksel yaklaşım bu tür bir eşitsizliği adaletsiz, oligarşik ve son derece istikrarsızlaştırıcı olarak görmekte.

Zira seçkinlerin servetlerindeki artış karşısında, işçi sınıfı içinde yaygın uyuşturucu ölümleri ve artan intihar oranlarına tanık olmaktayız.

İnsanlar Yunanistan'ın Atina kentindeki bir kilisenin işlettiği aşevine girmek için sıra bekliyor. 15 Şubat 2017, REUTERS / Alkis Konstantinidis

LİBERALİZM SONRASI DÜZEN

Liberalizm, kendimizi bağımsız” kılabildiğimiz zaman mutluluğa ulaşacağımızı öngörüyor, ancak çoğu insanın ihtiyacı olan ve arzuladığı şey, bugünkü liberal toplumda adeta lüks haline gelen karşılıklı ilginin derin bağlarıdır.

Liberalizm başarısız olduğu için bugün siyaset, huzursuz ve vahşi hale geldi. Liberalizm sadece izole ve özerk insan vizyonunun gerisinde kaldığı ve kamu sorunlarına kayıtsız bir toplum inşa etme çabası içinde olduğu için değil, bu toplum tipini yaratmayı başardığı için de başarısız oldu.

Birkaç yüzyıl önce köklü bir değişim çağrısında bulunan, ancak bugün yozlaşmış oligarşik bir kurum haline gelen eski liberallerin yaptığı türden hayati tartışmalar, bugün liberalizm sonrası geleceğin temellerini inşa etmek isteyenler arasında yaşanıyor; Washington, D.C.nin şık mahallelerine bakarak, bize her şeyin yolunda olduğunu söyleyenler bu gruba dahil değil.

YAZAR: PATRICK J. DENEEN, NEWSWEEK
ÇEVİREN: M. BİROL GÜGER


1) Felsefede materyalizmi, etikte haz ahlakını, siyasette monarşiyi benimseyen İngiliz filozof Thomas Hobbesun genel görüşleri.

2) Muhteşem Gatsby: Amerikalı yazar F. Scott Fitzgerald tarafından kaleme alınmış, Amerikan rüyasını eleştiren bir roman.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları