Olaylar Ve Görüşler

Kültürel kimlikler ve kutuplaşma - İsmail DOĞAN

14 Ekim 2023 Cumartesi

İnsanoğlu varoluşu ile birlikte yaşamını idame ettirebilmek için akıl ve içgüdüleriyle doğa ile uğraşmaya, savaşmaya başlamıştır. Çözebildiği birtakım kazanımların dışında çözemediklerini gizli bir güce bağlamıştır.

Süreç içinde avcı toplayıcı topluluktan yerleşik düzen ve tarım toplumuna geçmiştir. Gelişen süreç içinde dinin etkisi ile farklı toplum ve yönetimler oluşmuştur. Bu uzun zaman dilimi içinde kültürel değer, kültürel kimlik ve aidiyetler ortaya çıkmıştır. O günün koşulları içinde topluluklarını, yaşamını devam ettirebilmeleri için bunlar birer sosyal gereksinim olmuştur.

ÖNCELİKLERİN BELİRLENMESİ 

Ancak ülkemizde o günün maddi-manevi koşulları içinde oluşan ve birer öğretilmişlik olan bu kültürel aidiyet ve değerleri günümüz çağdaş koşullarına göre genel olarak güncelleyemediğimiz için; gerek sosyal, gerek siyasal ve gerekse ekonomik sorunlar artmış durumda, ülke siyasal kutuplaşmalarla uçuruma sürüklenmektedir. Bütün bu sorunların temel nedeni kültürel değerlerin, kimliklerin insanların yaşamında birinci derecede belirleyici referans olarak oluşmasıdır.

Ülkemizin sosyal yapısını incelediğimizde, kültürel değer ve kimliklerin, insanın ortak  temel ihtiyaçlarının ve etik değerlerinin önüne geçtiğini gözlemlemekteyiz. Halbuki bizlerin insan olarak yaşamımıza devam edebilmemiz için temel ihtiyaçlarımızın (adalet, sağlık, eğitim, aş, iş, barınma, güvenlik ve insanlık onuru gibi) öncelikli olması gerekir.

Her kesimin ve herkesin kültürel değer ve kimlikleri saklı kalmak ve devlet güvencesinde olmak kaydıyla, hepimizin ortak değerleri, ortak paydaları, seküler ve laiklik anlayışı ile öncelikli olmalı ve bu konuda tüm toplumsal kesimlerin bu durumu ortak kabul olarak görmelidir.

ORTAK FAYDADA BİRLEŞMEK

Fakat ülkemizin sosyal ve siyasal gidişatına baktığımızda kültürel değer ve kimlikler üzerinden bölünüp yönetildiğini görürüz. Toplumun sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik olarak bir mutsuzluk ve çıkmazın içinde olduğunu gözlemlemekteyiz. Halbuki sosyal bir varlık olan insanın düzenli sosyal bir yaşam için; etik değerlerin ve ortak temel ihtiyaçların öncelikli görebilmek için matematik ve fen bilimlerin yanında sosyoloji, sosyal psikoloji ve felsefi konularda yeterli çabayı sarf etmediğimizden insanların derinlikli bilinç düzeyi gelişememektedir.

Ancak toplum bunun farkında ve bilincinde olmadığından çoğunluk dini kimlik ve değerleri önceleyerek AKP’yi iktidara taşımaktadır.

Bu durumu fırsat gibi gören bugünkü iktidar, insanların aidiyet duygusu olan dini kimlik ve değerleri, inançları siyasallaştırarak, siyasal İslam ideolojisi oluşturup çoğunluğun maalesef öncelikli referansı etrafında kutuplaştırarak iktidarını sürdürmektedir.

ÇÖZÜM

Yerel kültürel kimlik ve aidiyetlerin saklı tutarak evrensel değerleri benimsemiş çağdaş Cumhuriyet değerlerine sahip ilerici insanların, kuruluşların ve partilerin yapması gereken şey; insanların bilinçlenmesi, çağdaşlaşması, seküler ve laiklik anlayışının gelişmesi ve yaygınlaşması doğrultusunda ortak temel ihtiyaçlarını öncelleyip ortak payda ve ortak fayda etrafında tüm insanların huzura ve refaha erişmesi için mücadele vermelidir.

Aksi takdirde AKP’nin kimlikler, özellikle dini kimlikleri ve değerleri öncelikli alıp toplumu yönetmeye devam etmesi, toplumu ve ülkeyi bir çıkmaza sürüklemeye devam edecektir.

Cumhuriyet değerlerinin sigortası olarak gördüğümüz CHP öncülüğünde tüm muhalefet partilerinin, laiklik ışığını yayarak ortak payda-ortak fayda için bilinçli ve objektif bakış açısı ile hareket etmelerini bekliyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları