Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs’ta öncelikli sorun güvenlik - Ahmet GÖKSAN

08 Haziran 2022 Çarşamba

Türk Yunan ilişkileri özellikle son yıllarda dalgalı seyir izlediği için bilinen sıkıntıların aşılması olanaklı olmuyor. Öyle ki dalgalı denizdeki fırtınayı da çağrıştırıyor. Zürih ve Londra’da 1959 tarihinde imzalanan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluş antlaşmalarının imzalandığı dönemin dışında iki ülke arasındaki ilişkiler yukarıdaki söylemi doğruluyor. Yine bu antlaşma ile Kıbrıs Türklerine verilen ayrıcalık adanın Yunanistan ile birleşmesi önünde engel olarak görülüyordu. Bu nedenle adada terör eylemleri başlatıldı. 

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olan ülkeleri ziyaret eden Cumhurbaşkanı Makarios, adı geçen cumhuriyetin anayasasının Türklere tanıdığı 13 maddenin değiştirilmesi için zemin yokladı. Kıbrıs Türkleri ile Türkiye Cumhuriyeti yapılmış olan önerileri kabul etmediklerini ilgili makamlara duyuruyordu. 

ÇELİŞKİLİ AÇIKLAMALAR

Tartışmaların yaşandığı günlerde Ahmet Şükrü Esmer, 12 Ekim 1963 tarihli Ulus gazetesinde “Makarios’u Uyarma” başlıklı yazısında, “Makarios’un Kıbrıs anayasasını değiştirmek kararında olduğunu bilemeyiz. Kaç defa tekrar etmiş. Buna garantör devletlerin hakları olmadığını” belirtiyordu. 

1963 Aralık ayında başlayan çatışmalar ortasında uyuşmazlığa çözüm bulma çalışmaları için yapılmış olan çabaların nerede ise tamamı karşımızdaki unsurun engeline takılıyordu. Bugüne değin ortalıklara konulan çözüme ilişkin önerileri kabul etmeyenler 23 Mayıs 2022 tarihinde diplomasi kurallarını hiçe sayan altı sayfalık önerilerle ortalıklara çıktılar. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Sevgili Ersin Tatar diye başlayan söyleminin içtensizlik önerisi olarak kaydedilmesi gerekiyor. 

Bazıları bu önerilerin basına sızdırılması konusunda çelişkili açıklamalar yaparken önerilerin bilinçli olarak Türk tarafının tepkileri ölçmek için sızdırıldığının bilinmesi gerekiyor. Dünya kamuoyuna dönerek bakın bizler çözümden yanayız, buna karşın Türkler sürekli olarak önerilere karşı çıkıyorlar mesajını vermek için tuzak kurduklarının bilinmesi gerekiyor. Çözümü Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) diyerek Maraş konusu dayatılıyor. AB ülkelerine giderek konuyu onlara anlattıkları zaman bekledikleri olumlu tepkiyi alamadıklarını itiraf ediyorlar. 

Yeni diyerek ısıtılan ve bugüne değin açıklanan ve uygulama şansı olmayan önerilerden oluşan altı sayfalık taslakla ilgili Anastasiyadis, ‘İstenmeyen ve başarılması olanaklı olmayanı değil, gerçekçi olanı müzakere etmeliyiz. Elbette iki devletli çözüm ve egemen eşitlik gibi yeni fikirlerden söz ediyorum’ diyor. ‘Bugüne değin bizim sunduğumuz önerileri kabul ediniz. Sizin önerilerinizi daha sonra görüşürüz’ diyerek bir anlamda dalgasını da geçiyor.

KISIR DÖNGÜ

11 Ocak 2014 tarihinde Derviş Eroğlu ile yaptığı görüşmesinde kapalı Maraş merkezli  Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) önerisi eksenlerine oturtarak desantralize önerilerini bir kez daha gündeme taşıyor. Anastasiyadis, iki toplum arasında yaşanan güven-sizlik konusunda bilgi vereceğini belirtiyor. BM parametreleri ile genel yazmanın yetkileri dışındaki öneriler olanaksıza başvurma hırsının son perdesine giren yeni fikirlerden söz ediyor diyerek Türk tarafının tezlerinin kabul edilemez olduğunu da belirtmiş oluyor. 

Bunu yaparken de BMGK’nin 716 sayılı kararına değinerek “Oluşturucu devletçik”ten söz ediyor. (Annan Planı’nda böyle bir yapıdan söz ediliyordu) Bu devletçikler, kendi bölgelerinde egemen olmaları ve kimlik kartı taşımaları öngörülürken dışarıya karşı tek egemenlik ve tek kimlikten söz ediliyordu. Dönüp dolaşıp dolap beygiri gibi aynı noktaya geliyoruz. Görünen o ki karşımızdaki unsur Kıbrıs Türklerini tam teslim alana dek tuzaklarını ve oyunlarını sürgit ettireceklerdir. 

Bu yaklaşımın sürgit etmesi durumunda adada güven sorununun yaşanacağını bir kez daha kaydediyoruz.

AHMET GÖKSAN

YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları