Olaylar Ve Görüşler

Sevginin billurlaşması - Gani Aşık

05 Nisan 2025 Cumartesi

Türkiye çeyrek asra yakındır, 61 yaşındaki Vahdettin’in koltuğunu korumak için vatanını satmasına ve sonunda da düşman İngiliz gemisiyle kaçmasına rağmen ona hayran olan, yüce yaratanın Türk ulusuna ve tüm yoksul, mazlum milletlere özel armağanı olan en büyük Türk Atatürk’e şaşı bakan bir kadronun elinde.

Deve kini, bunların Atatürk’e olan kininin yanında şefkat sayılır. Türkiye, “şeri devlet -laik cumhuriyet” kavgasının alevlendiği tarihsel bir dönemeçte. Devleti tümüyle teslim almaları nedeniyle bu kavgadaki güç dengesi Vahdettinciler lehine görünüyor. Yaşım itibarıyla 70 yıl geriye doğru Türk devlet ve siyaset yaşamındaki gelişim ve dönüşümleri bilen bir yurttaş olarak ifade etmek isterim ki Türkiye’yi İslam ülkeleri içinde kutup yıldızı durumuna yükselten demokratik ve laik Cumhuriyetin tehlikede olmasından kaygılanılan her durumda halk, devletini kastederek “Cumhuriyet sahipsiz değildir” tesellisiyle rahatlardı. Yaşadığımız süreçte siyasal İslamcıların kucağına oturan devlet, bırakınız Cumhuriyeti korumayı, yıkmak için seferber olmuş durumda. Bu tabloda laik, sosyal ve hukuk devletini (Türklüğü ve Türk yurdunu da diyebiliriz) kurtaracak güç, Hakk’ın gücü anlamına da gelen halkın gücüdür.

BİR YILDIZ DOĞUYOR

Ruhunun derinliklerinde marazi otorite virüsü olanlar, demokratik yollarla geldikleri iktidardan -Everest büyüklüğünde idari, hukuki ve akçeli günahlar da işlemişlerseseçimle gitmek istemezler.  Anayasa hükmünü çarpıtarak 3’üncü kez seçildiği cumhurbaşkanlığını dörtlemek istediği için Erdoğan’ın, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olan ve hep yenildiği İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na asla tahammülü yok.

Erdoğan, İmamoğlu’nun yasal üniversite diplomasını iptal ettirdi. Hazreti Ali, “Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende varken başkasını ayıplamaktır” der. Firavun’un muhafız birliği komutanı Potifar’ın, suçsuzluğunu bildiği halde hapse attığı Hz. Yusuf gibi, FETÖ yöntemleriyle İmamoğlu hapse atıldı.

Ekrem İmamoğlu, “Benim suçum yenilmemek” diyorsa da sayacağım başka “suçları” da var. Halk İmamoğlu’nu, İmamoğlu halkı seviyor. “Sevgi ruhun derinliklerinden gelen fısıltıdır. Sevgi iki yüreğin aynı ritimde attığı şarkıdır.” Ekrem Bey her yurt gezisinde gittiği yörenin iklimini değiştiriyor, halk sokağa dökülüyor, kadınlar balkonlardan konfetiler atıyor. Pozitif enerjisi, güler yüzü, sevgiyle bakan gözleri ile halkın yaralı gönlü bütünleşerek iktidarın yıllardır zehirlediği siyasi atmosferi Isparta’nın gül bahçelerine çeviriyor. Halkın İmamoğlu’na beslediği sevgi seli, önüne kurulacak barikatları saman çöpü gibi sürükleyecek debidedir. Eski bir yazımda da belirttiğim gibi: Atatürk’ün özel dostu Sadettin Kaynak’ın özgün eseri Yanık Ömer’in, zamanla Mehmetçiğin cephelerdeki destansı kahramanlığına muhteşem bir müzikal yapıt olarak somutlaşması, İmamoğlu’nun siyasi serüveni ile benzerlikler taşır:

“Yanık Ömer her savaştan bir yara taşıyor/yanık Ömer siperleri aşıyor/ Savaş biter yanık Ömer köye döner/ köylü bütün bayram eder/ Yanık Ömer kutlulanır/ nişanlısı mutlulanır” Şeriat mı, laik devlet mi kavgasında cumhuriyet cephesinin doğal önderi olan İmamoğlu’nun sonu da çıktığı bu vatan yolculuğunda Yanık Ömer gibi parlak olacaktır.

GANİ AŞIK

ESKİ CHP KAYSERİ MV., MÜFTÜ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları