Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Hak, hukuk, boykot

06 Nisan 2025 Pazar

1832 Norfolk doğumlu Charles Cunningham Boycott, Birleşik Krallık ordusundan kendi isteğiyle ayrıldığında yüzbaşı rütbesi taşıyordu.

O çağda krallığa bağlı İrlanda’ya yerleşti ve çiftlik kâhyası oldu. 1879’da Mayo bölgesinde Erne kontu ve toprak ağası John Crichton’un tarım arazilerini işletiyordu.

Tarihe soyadıyla geçecek “abluka” eylemi, işte o köyde, o yaz patladı.

Henüz hasat başlamamıştı. Ama tarlalardaki ürün öylesine cılızdı ki milliyetçi Tarım Partisi başkanı ve “İrlanda’nın taçsız kralı” diye anılan Charles Stewart Parnell’in çağrısıyla örgütlenen köylüler; Erne kontunun toprak kirasından sadece bir yıllığına, yüzde 25 indirim yapmasını istediler.

Kont Crichton, öneriyi reddetmekle kalmadı. Aktif kâhya, emekli Yüzbaşı Boycott’u kiralarını ödemeyen köylüleri mülkünden sürmek ve hasatı kiralık tarım işçilerine yaptırmakla görevlendirdi. Zaten yoksul köylüler evlerinden ve tarlalarından atılacaktı.

UĞRADIĞI HEZİMETLE ANILMAK

Yüzbaşı Boycott, yanına silahlı adamlarını alıp yola çıktı. İngiliz askerlerin korumasında gelen kiralık tarım işçileriyle Lough Mask köyünde buluşacaktı.

Oysa örgütlü köy halkının gözü, cılız hasadın tamamını feda edecek kadar kararmıştı. Lough Mask’ı tahkim edip ablukaya aldılar. İngiliz askerleriyle gelen kiralık tarım işçileri geç kalınca; kâhya Boycott ve adamlarını köye sokmadılar. Yakın tarihin “boykot” denilecek ilk direniş eylemi, işte böyle başladı.

O güne değin abluka, ambargo vb. denilen direniş biçimi; 1880’den öteye tüm dünyada “boykot” olarak anılmaya başladı.

Erne kontunun emrinde acımadığı halkın acımasızlığıyla yüzleşen Yüzbaşı Boycott’un ise önce kâhyalığı bitti, sonra kimse iş vermedi, 1897’de yoksulluk içinde öldü.

BARIŞÇIL DİRENİŞ YÖNTEMİ

Boykot, başka adlar altında yüzyıllardır başvurulan bir protesto yöntemi. Gerekçeleri sosyal, siyasal ya da ekonomik olabiliyor.

Devletler devletlere, halklar iktidarlara, patronlara, enflasyona; topluluklar herhangi bir tutum, ayrımcılık ya da zararlı ürünlere boykot uyguluyor. Savaş halinde ülkelerin uluslararası anlaşmalara aykırı davranışları, katliamlar, hukuksuz davranışlar da yerli ya da yabancı halkların sorumlu tuttukları devleti cezalandırmak için başvurdukları bir pasif direniş, boykot.

Boykotun değişmeyen özelliği, gerekçe ne olursa olsun protesto edilen ülke, iktidar, marka ya da kişiye ekonomik boyutta uygulanması. Küresel kapitalizmde cezalandırmanın biricik barışçıl yolu, para musluğunu kısmak ve mümkünse kapatmak çünkü.

Yöntemin ne kadar etkili olduğu, tarihçesinden belli.

BOYKOT, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDADIR

Dünyada boykota uğrayan pek çok ülke, kurum, marka vb. “Boykot suçtur” diye zıplayıp yasaklatmaya çalışmış. Eğer şiddet ve açık biçimde ırkçılık, ayrımcılık gibi öğeler içermiyorsa yasaklanamamış.

Şimdilerde Türkiye’de hiç denenmemiş bir yasakçılık uygulanıyor: İktidarın çağrısı ve desteğiyle yapılan boykotlar yasal, muhalefetin desteklediği boykotlar suç.

Oysa gerek iktidar gerekse muhalefetin Türkiye’nin katılmasını canı gönülden istediği Avrupa Birliği’nin hukuk zemini Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde “Doğru gerekçelendirilmiş ve nefret söylemi içermeyen boykot eylemi ifade özgürlüğü kapsamındadır”.

Örneğin 2015 yılında Fransa’da İsrail ürünlerine karşı başlayan boykot, Yargıtay tarafından “ayrımcılığı özendiren eylemler ifade özgürlüğü sayılamaz, bir kimlik türüne farklı davranmaya kışkırtmadır” gerekçesiyle yasaklanmıştı.

İKTİDAR İYİ DÜŞÜNMELİ

AİHM’ye taşınan bu karar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğünü tanımlayan 10. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle bozuldu. Fransız Yargıtay da verdiği kararı paşa paşa iptal etti.

Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tarafıdır. Sözleşmeye taraf tüm devletler AİHM kararlarına uymak zorunda olduğu içindir ki kaybettiği onlarca davada, davacılara büyük tutarlarda tazminat ödemek zorunda kaldı ve kalıyor.

Bence iktidar, boykota çağrı yapanları tutuklarken önünü arkasını iyi düşünmeli.

Tutuklananlar AİHM’ye gittiklerinde ve muktedir boykotun yasal, muhalif boykotun suç sayıldığını belgeleriyle ortaya koyduğunda; sonucu tahmin etmek zor değil.

Boykotun yandaş ekonomiye verdiği sınırlı zarar, sınırları aşıp taşabilir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kırmızı alarm 13 Nisan 2025
Zorunlu ateşkes 12 Nisan 2025
Hak, hukuk, boykot 6 Nisan 2025

Günün Köşe Yazıları