Olaylar Ve Görüşler

Kamu borç yönetiminin yeniden düzenlenmesi

27 Aralık 2019 Cuma

Bülent TANIK

Eski Çankaya Belediye Başkanı

Cumhur Başkanı R.T. Erdoğan’ın, büyükşehir belediye başkanları ile 11 Eylül 2019’da Beştepe’de yaptığı toplantıda “ekonomik durum ve borçlara ilişkin bir sunum yapıldığı” da açıklanmıştı. 

27 büyük kentin seçilmiş belediye başkanının, ekonomik gidişat ve mali durum hakkında birinci elden bilgilendirilmesi, alışıldık bir davranış değildi. Büyükşehir belediyelerine verilen öneme işaret eden, paylaşımcılığa açık bir uygulama görüntüsü verdi. 

(Keşke bir “sandalye bacağına” heba olmasaydı.) 

Bir ay sonra medyaya bir haber daha servis edildi; Tüm belediyelerin bütünleşik ve merkezi bir internet sistemine bağlanması yönünde sona yaklaşıldığı bu sayede büyük zaman ve kaynak tasarrufu yapılacağı haberi. 

Bu iki haberin birbiriyle ilgisi kurulmayıp tek başlarına değerlendirildiklerinde olumlu adımlar atıldığı düşünülebilir. Oysa birlikte okunduklarında ve siyasal arka plana bakıldığında aynı olumlu sonuca ulaşmak zor. 

Kamu finansmanı ve borç yönetimi

9 Ağustos 2018’de yayımlanan 7 Sayılı Cumhur Başkanı Kararı ile Belediyeler, İl Özel İdareleri ve bunların Birlikleri, Tek Hazine Kurumlar Hesabı (THKH) kapsamına alındılar. Ayrıca kamu idarelerinin mali kaynaklarının toplandığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yönetilecek yani THKH kapsamına alınacak hesaplar da belirlendi. 

Belediyeler, il özel idareleri ve bunların birlikleri ile ortaklıklarının tüm banka hesaplarının kapatılması; tüm mali kaynak ve varlıklarının “Bakanlık” tarafından namlarına açılacak tek, gelir ve gider hesabına aktarılması” ve bu hesaplarda biriken mali kaynakların ve getirilerinin yönetimi, Hazine ve Maliye Bakanı’na devredildi.

Cumhurbaşkanı Kararı ile aynı gün yayınlanan Hazine ve Maliye Bakanlığı THKH Uygulama Yönetmeliği, üç ayrı kanunda değişiklik yapan 4749 Sayılı bir “torba” Kanun’a dayandırılıyor. Bunlar Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi, Hazine Müsteşarlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşkilat ve Görevleri ve Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkındaki Kanunlar.

4749 Sayılı Kanun’un amacı başlangıçta “Devletin iç ve dış borçlanmasına, hibe almasına, borç ve hibe vermesine, nakit yönetiminin maliye ve para politikaları ile koordineli bir şekilde yürütülmesine, verilecek garantilerin, bu borçlanma ve garantilerden doğan finansal alacaklar ile devlet iç ve devlet dış borcunun etkin bir şekilde yönetimine ve izlenmesine,” biçiminde tanımlanmış. Özetle amaç, “Devlet iç ve dış borçlanma ve borcun yönetimine” dönüktür.

Kanun, 3 Kasım 2002’de kurulan ilk Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetinden önce çıkarılmıştı. Ancak AKP döneminde 15 kez değiştirilmiş amaç, içerik ve kurumsal ilişkiler düzeni, adım adım yeniden kurgulanmıştır. Adeta metamorfoza uğratılmıştır. 

Ayrıca 4740’ın uygulanacağı ortam, devlet ve idare yapılanması da çok köklü değişikliklere uğramıştır. TBMM ve hükümet/bakanlar nitelikçe başkalaşmış yürütmenin siyasal kimlikli organları elemine olmuş yerlerini bürokratlar almıştır. Devletin bütün kuvvetlerinin, partili Cumhurbaşkanında toplanması, yerinden yönetim örgütleri üzerindeki vesayetin de seçilmişler değil atanmışlar eliyle uygulanacağı bir yapı doğurmuştur.

Hazine Müsteşarlığı’nın yetki ve sorumluluğu, Bakanlık birleştirilmesi üzerinden doğrudan ilgili “Bakana” kaydırılmış; kurumlar arası yetki paylaşımı ile sağlanan denge ve denetim imkânı kısıtlanmıştır. Ekonominin tüm karar erki ancak Cumhurbaşkanıyla var olabilen tek bakanda toplanmıştır. 

Hem öz hem de bağlam değişmiştir.

Tek Hazine kurumlar hesabı 

Aslında THKH uygulaması, Tek Hazine Cari Hesabı adı altında, Hazine Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı ve Ziraat Bankası arasında yapılan bir protokol ile 2007’de başlatılmıştı. Buna göre taşrada ve merkezde genel bütçeye dahil muhasebe birimlerinin bütün ödeme ve tahsilat işlemlerinin tek bir yerde toplanması ve Kamu Elektronik Ödeme Sistemine geçilmesi devam ediyordu. THKH uygulaması Cumhurbaşkanı Kararındaki kapsamına bugüne kadar genişletil(e)medi. Kurumların teknolojik alt yapısının yetersizliği, beklemenin nedeni gösterilse de muhtemelen siyasal ve ekonomik uygun zaman gözlendi.

Başa dönersek, belediyelerin THKH uygulamasını taşıyacak dijital teknolojik kapasiteye ulaşıyor olduklarına işaret eden haber ve Beştepe’deki mali durum sunumu haberi birleştirildiğinde, belediyeler için köklü bir yetki kısıtlamasının kapıya dayandığını görmek gerekir. 

İdarenin yerinden yönetim örgütleri olan belediyeler ve il özel idarelerinin, kendi bütçelerini yapma ve seçilmiş organları eliyle yönetme erki, böyle bir düzenlemeyle ellerinden alınır ise Anayasanın 123 ve 127. maddeleri ve Avrupa Yerel Özerklik Uluslararası Sözleşmesi ihlal edilmiş olacaktır. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları