Olaylar Ve Görüşler

İşin aslı ne?

02 Aralık 2019 Pazartesi

Yazar: Ali Balkız - Eski Alevi Bektaşi Fedarasyonu Genel Başkanı

İzmir Gaziemir’de bir Alevi inançlı yurttaşın evinin duvarına “Defol Alevi” yazılması üzerine ortalık karıştı.

Bu tür olaylar ilk kez olmuyor. Yurdun birçok yerinde defalarca benzer olaylar yaşanmış, devlet yetkilileri, “çocukların işi”, “ sarhoşlar yapmıştır” gibi bahanelerle olayın üstünü örtmüşlerdi. 

İzmir Valisi, konu hakkında “kavga nedeniyle asayiş olayı” dese de, şimdiye dek olmadığı biçimde, İçişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı aynı gün konu hakkında konuştular.

İçişleri Bakanı, “O eve yapılan işareti kendi evime yapılmış işaret olarak görüyorum. İçişleri Bakanlığı olarak bizatihi tarafız, hukuken de tarafız. Adaletin önüne o kişi çıkacak ve bunun hesabını ödeyecek” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise; 6. Din Şûrası’nın kapanış konuşmasında, “Bazı evlerin kapılarına bazı işaretler konuyor. Ülkemizi parçalamak için. Açık ve net söylüyorum. Böyle bir sorunumuz yok. Bunlar yakalandığı zaman da hesabı sorulacaktır. Bunları Çorum’da, Maraş’da yaşadık. Bu tarz girişimlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız” dedi.

Herkes işin peşinde

Cumhurbaşkanı yetinmedi; Alevilikle ilgili bir konuya daha değindi: “Batı’da pişirilen ülkemize ihraç edilmeye çalışılan ‘Ali’siz Alevilik’ gibi kimi yıkıcı projelerin toplumumuz içinde pohpohlanmasının gerisinde yine bu senaryolar var. Alman devleti Ali’siz Alevilikle (...) Ülkemizde bir bölünmenin tohumlarını ekmek istiyor.”

Cumhurbaşkanı ayrıca şu düşüncesini de bir kez daha yineledi: “ ... tek parti yıllarında olduğu gibi İslamı gerilik emaresi olarak gören faşist zihniyet ülkemizde tarihe karışmıştır.” 

Evinin duvarına yazı yazılan Bayram ŞENAL; gazetecilere; şikâyeti üzerine olay yerine gelen polislerin; “ Bu sarhoşların ya da çocukların işidir. Bir yeri aradınız mı, kimseyi aramayın.” dediklerini aktarıyor. 

Evin 30 yaşındaki işsiz, bekâr oğlu Eren Şenal ise, karakolda verdiği ifadede eve gelen polislerin, rızaları olmadan kırmızı boya ile yazılmış olan İbareleri sprey ile kapattıklarını söylüyor ve soru üzerine, Gaziemir Belediye Başkan Yardımcısı Necati Kırmaz’ dan şüphelendiğini zira 1.5 -2 ay önce babası ile birlikte bu belediyeye gittiklerinde; Kırmaz ve adamlarınca darp edildiğini ve şikâyetçi olduğunu ifade ediyor. (26.11.2019) 

Eren Şenal; olayı anlamaya, geçmiş olsun demeye gelen İzmir’deki Alevi örgütlerinin yöneticilerine da onları görür görmez; “Belediyeyi savunmaya mı geldiniz?” diyor. 

Eren Şenal, anne ve babası devam eden günlerde Alevi örgütlerinin yöneticilerinden olabildiğince uzak durmaya çalışıyorlar.

Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ise yaptığı açıklamada; Eren Şenal’ın doğru söylemediğini olay nedeni ile üzgün olduklarını, ellerindeki belgeleri kaymakamlığa ve Emniyet’e verdiklerini, ayrıca MİT’in de olayı araştırdığını ifade ediyor.

Bir özet çıkaracak olursak; Gaziemir Emniyeti, İzmir Emniyeti, İzmir Valisi, İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı işin peşindeler. Ayrıca ATV ve MİT de... 

Gerçek böyle mi?

Bir yurttaşımıza, ailemize, sırf inancı nedeni ile, kin dolu, aşağılayıcı, düşmanca duygularla saldırıda bulunulması karşısında, mahalle karakolundan Cumhurbaşkanlığı’na kadar tüm devlet organlarının bu denli duyarlı davranmaları elbette olağandır, olması gerekendir, ayrıca görev ve sorumlulukları dahilindedir.

Dahilindedir de; acaba gerçek böyle mi?..

Devleti, aşama aşama öyle bir noktaya getirdiler ki; öylesine deforme etti, parçaladı ve kendilerine benzettiler ki; keza o, kıvançta ve tasada bir ve beraber olan toplumu öylesine böldü ve parçaladılar ki; birbirlerine selam vermez hale getirdiler.

Kan (oy) kaybettikçe; ne pahasına ve nasıl olursa olsun, kan (oy) almaya öylesine şartlandılar ki... Bu uğurda başvurmadıkları yol ve yöntem kalmadı.

Baba-oğul Şenal’ın, CHP’li Gaziemir Belediye Başkan Yardımcısı’ndan “şüpheli” diye bahsetmiş olmaları, yalnız başına bu durum bile yüce devletimizin tepeden tırnağa bu olaya odaklanmalarına yetmiş olmasın?..  

Hakkı yok

Alevi bir aile CHP’li bir belediye yöneticisinden şikâyetçi... Maraş katliamından bu yana Alevilerin bu X (çarpı) işaretine karşı alerjileri biliniyor nasıl olsa... Erdoğan da Maraş’ı özellikle hatırlatıyor. Bu nedenle olmasın?..

Erdoğan’ın din şûrasında belirttiği “Ali’siz Alevilik” konusuna gelince: Aleviliğin ne olup olmadığı, kökleri, gelişimi, özellikleri, ritüelleri, tarih boyunca aldığı yol, geldiği nokta, diğer inanç ve kültürlerle ilişkisi, etkileşimi, insana ve doğaya bakışı, dünya ve yaşam tasavvuru (özlemi, dileği, kuramı), herkesten çok kendilerini ilgilendirir. Elbette bu; tarihin, teolojinin, felsefenin, sosyolojinin, halkbiliminin de konusudur. Aleviler kendi içlerinde konuyu araştırır konuşurlar. 

Bilim insanları kürsülerde keza konuyu bilimin ışığı altında araştırır ve konuşurlar. Aleviler Aleviliğin ne olduğunu kendi ulularından öğrenmişlerdir. Hiç kimsenin bu konuda onlara söz söylemeye hakkı yoktur. Aleviller  yüzyıllardır Nehc’ul Belaga’yı da okurlar, Makalat’ı da okurlar... Günümüzde de Faik Bulut’un Alisiz Alevilik kitabını dileyenler kitaplığında bulundururlar. Kime ne...

“Alevileri ülkemizi bölmek, parçalamak isteyenlerin tohum atacakları verimli bir tarla gibi görmek isteyenlerin aksine bir Cumhurbaşkanı’nın öncelikle her yurttaş gibi Alevilere de saygılı olması gerekmez mi?..  Mesela cemevine, ‘cümbüşevi’ dememelidir. Bu milletin çocuklarına mahkeme karalarına rağmen zorla din dersi okutmamalıdır.  Alevi köylerine hizmet için önce cami yapmayı önkoşul koymamalıdır. Onları ötekileştirmemelidir. Miting meydanlarında yuhalatmamalıdır. Atatürk’e faşist-sarhoş dememelidir. Zira kimi aleviler; Mustafa Kemal Atatürk’ü Hz. Ali’nin günümüze zuhur etmiş hali sayarlar.

Koz mu görülüyor?

Ülkemizde neredeyse her yurttaşın, o yöre belediyesi ile bir takanağı, isteği, problemi, anlaşmazlığı hatta davası vardır. Sorun kendi yolunda, kendi kuralları içinde çözülür. Ama iş iktidar ile muhalefet arasında giderek sertleşen ve iktidarın bu uğurda neredeyse her yol ve yöntemi mubah gördüğü ortamda; mağdur Alevi aile ile şüpheli (!) CHP’li belediye olduğunda iktidarın eline oldukça önemli bir koz mu geçmiş oluyor?..

Tabi işin bir de şu yönü var:  Alevi aile kimilerince yönlendiriliyor olamaz  mı?... Canalıcı, IŞİD, şeriatçı, insanlık düşmanı örgüt ya da kişileri gizlemek için de bir amaç güdülmüş olamaz mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları