Olaylar Ve Görüşler

‘Ilımlılar’, ‘okumuşlar’ ve ‘suskunlar’ - Daver DARENDE

29 Ağustos 2023 Salı

1970’li yıllarda Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında değerli hukuk bilgini Prof. Dr. Seha L. Meray’ın yazıları uzun yıllar okurlarına yol göstericilik yaptı. Her biri bir ders niteliğinde olan bu yazılar bugün de günümüz olaylarına ışık tutuyor. Prof. Dr. Meray’ın yıllar önce yazdığı bu yazılarda politikacıların kimi özelliklerini tanımlarken “Nasıl aldırmıyorlar, bu karmaşık uluslararası politika ortamında ulusal sorunlarımıza? Nasıl yapmacık sorunlar yaratıp onlarla savaş Donkişotluğuna kalkışıyorlar?” sözleri belleğimizden silinmedi. Prof. Dr. Meray için önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’nin tehlikeye düşürülmemesi idi. Bu konuda kafa yormak, yeni düşünceler üretmek gerekiyordu.

BİLİNÇLİ BİR ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

Prof. Dr. Meray, yazılarında akıl öğretenleri, iri iri laf edenleri, kendilerini dev aynasında görenleri tek tek ele alır, onların özelliklerini bir ruhbilimci gibi gözler önüne sererdi. “Okumuşluk” yalnız belirli yaşlarda birtakım okullara gidip öğretilenleri ezberlemek, sınavlarda başarı kazanmak anlamına gelmiyordu onun için.

“Okumuşluk” her şeyden önce, gerçek bir alçakgönüllülük vermeli kişiye. Öyle yapmacık, öyle “aman beni bir kat daha övsünler” istemiyle değil, içten, bilinçli bir alçakgönüllülük. Kendini beğenmişlik, kıskançlık, korku hepsi bir araya gelince böyle bir ortamda “adamlık” kendine nasıl yer bulsun?

HER BİRİ DERS KONUSU OLAN DENEMELER

Prof. Dr. Meray’ı en iyi tanıyan, yakın dostu Haldun Taner, “Ölürse Ten Ölür, Canlar Ölesi Değil” adlı yapıtında değerli hukuk bilginini şöyle tanımlar: “İçerik yönünden her biri bir ders konusu olan denemelerini heyecan duyarak yazardı. Türkçenin vardığı aşamaya hayranlık duyar, denemelerini arınmış güzel Türkçesi ile yazarken dilimize sevgi ve saygının hepimizin borcu olduğuna inanırdı. Lozan Antlaşması zabıtlarını ciltlerce yayını, onca işinin arasında dilimize çevirmeyi kendine ödev bilmişti.”

Günümüzde hemen her gece iktidara yakın televizyonlarda, mesleklerinde en üst düzeye ulaşmış, emekli olmuş kimi bürokratların, gazetecilerin, politikacıların, akademisyenlerin, duyarlı konular gündeme geldiğinde yanlı ve çoğu kez çekingen davranışlarına ne demeli? Ekranlarda sık sık görünen bu kişilerin ortamı toz pembe göstermeleri, gerçekleri söylemekten çekinmeleri dikkatlerden kaçmıyor.

Açık oturumlarda kimi “okumuşlar” dan “Kemalizm yenilmedi, yenilmeyecek. Kuvayı Milliye ruhu devam edecek, Aydınlanma çağına, laikliğe ve çağdaş uygarlıklara sahip çıkacağız” şeklindeki sözler artık duyulmuyor. Ne acıdır ki bu gruba muhalefet partilerini de eklemek gerekiyor.

Türkiye çok tehlikeli bir süreçten geçiyor. Ülkemizi denetim altında tutan yüzyıllık proje gündemin başköşesinde yer almaktadır.

Çokuluslu çıkarların şaşırtıcı ittifaklara dönüştüğü bu kaygan ortamda çok dikkatli olmak zorundayız.

Ilımlı olmayı düşünsel eylemsel bir günah saydığımız bu günlerde, ülkemiz ne acıdır ki “ılımlılar”, “okumuşlar” ve “suskunlar”ın da katkısıyla çok zor bir süreçten geçiyor. Artık tehlikenin farkında olmalıyız.

DAVER DARENDE

EMEKLİ DİPLOMAT/YAZAR



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları