Olaylar Ve Görüşler

Hukukçunun hukuku

09 Ekim 2015 Cuma

Demokratik hukuk devletinde herkesin hukuka uyma zorunluluğu bulunmasına karşın, hukuka aykırılığın yaptırımını göze alan yurttaşları sorgulayan, yargılayan cumhuriyet savcılarının ve yargıçlarının hukuka uymamaları adil yargılamaya, hukukun üstünlüğüne, yurttaşın hukuka güvenine büyük bir darbe vurur...

Yazıya bu başlığı koymamın sebebi bir köşe yazarının köşesinde dile getirdiği bir olaydır... Yazarın anlattığı olayı okuyunca 28 yıl hukuku uygulamakla geçiren, hâlâ yaşamakta olan meslektaşlarımın tanıklıklarıyla tarafsız ve adil davrandığımı savlayan bir hukukçu olarak susmayı vicdanıma sığdıramadığım için bu yazıyı yazma zorunluluğunu hissettim...
Olay şu ki, Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Çiğdem Toker, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün oğlu Ahmet Münir Gül’ün ticaret ilişkisi dair bir yazı yazar. Ahmet Münir Gül, “düzeltme ve cevap” hakkını kullanmak üzere sulh ceza yargıçlığına başvurur. Yargıç, gerekçe göstererek isteğin reddine karar verir. Yasa gereği bu karara başka bir sulh ceza yargıçlığına itirazda bulunulur ve itirazda reddediler. Bu şekilde isteğin reddi kararı kesinleşir...
Bu kez Ahmet Münir Gül, Başka bir ildeki sulh ceza yargıçlığına aynı istekle başvurur. Yazarın avukatı bu olay hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, bir olayda kesinleşmiş mahkeme kararı varsa o olayın yeniden görüşülemeyeceğini söyleyerek savunmada bulunmasına karşın, yargıç isteği kabul eder...

Şahsa göre hukuk
Bu karara yapılan itirazı görüşen sulh ceza yargıcı da itirazı reddeder. Bu suretle aynı olay hakkında iki ilde birbirleriyle çelişen iki karar ortaya çıkar...
Bu durumun hukukta yeri yoktur. Şahsa göre hukuk uygulaması, hukuksuzluğun en tehlikelisidir. Yargıçlar ve cumhuriyet savcılarının adil yargılama yaptıklarının ve tarafsız davrandıklarının kabul edilebilmesi için öncelikle kendilerinin hukuka uymaları zorunludur...
Hukuk kurallarını göz ardı edenler adalet dağıtamazlar. Hukuka uymayan bir yargıç ve cumhuriyet savcısı, yargının eleştirilmesine, yurttaşın yargıya olan güveninin tükenmesine neden olacağı bilinmelidir...
Bir hukukçu olarak bu tür olayları öğrendikçe, her zaman belirttiğim gibi içimin acıdığını hissederim. Yargıçlık ve cumhuriyet savcılığı saygın bir meslektir. Değerli meslektaşlarımın bu bilinçle yargıyı eleştiriden uzak tutmaları ve meslek saygınlığına gölge düşürmemeleri kaçınılmaz görevlerinin başında gelmelidir...
İçimizi acıtmadan ve başımızı eğmeden...  

GÜNDÜZ AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları