Olaylar Ve Görüşler

Güvenilir ve tarafsız mı?

04 Kasım 2015 Çarşamba

Devlet Denetleme Kurulu’nun kapasitesi aldığı görevi bağımsız şekilde yürütmeye ve kamuoyuna sağlam bulgulara dayalı güvenilir rapor üretmeye elverişli midir? Bu sorunun irdelenmesi her zamankinden daha anlamlı ve önemlidir.

 

14 Ekim 2015 tarihli gazetelerde yer alan habere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara’daki katliamın araştırılması için Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) talimat vermiştir.

Kurumsal kimlik
DDK, 1.4.1981 tarih ve 2443 sayılı yasayla bir 12 Eylül kurumu olarak Devlet Başkanlığı’na bağlı bir kurul biçiminde kurulmuştur.
Kurulun statüsü ve çalışma şekli YÖK Denetleme Kurulu ile paralellikler göstermektedir. Demokratik ülkelerde DDK türünden bir denetim organına rastlamak çok zordur.

Kurulun görevleri
Yasanın 1. maddesine göre: “Yönetimin hukuka uygun, düzenli ve verimli bir şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacı ile Devlet Başkanlığına bağlı ‘Devlet Denetleme Kurulu’ kurulmuştur”.
Yasanın 2. maddesine göre: “Devlet Denetleme Kurulu’nun görevi Cumhurbaşkanının isteği üzerine;
*Tüm kamu kuruluş ve kurumlarında,
*Tüm kamu kuruluş ve kurumları tarafından en az sermayelerinin yarısından çoğuna katılmak suretiyle oluşturulan her türlü kuruluşta,
*Kamu kurumu niteliğinde olan meslek kuruluşlarında, lHer düzeydeki işçi ve işveren meslek teşekküllerinde,
*Kamuya yararlı derneklerde,
*(Ek bent: 23/07/1999 - 4416/1 md.) Vakıflarda, her türlü inceleme, araştırma ve denetlemeler yapmaktır. Silahlı Kuvvetler ve yargı organları Devlet Denetleme Kurulu’nun görev alanı dışındadır.”
DDK’nin, adli soruşturma ve kovuşturma alanlarında görev alması kendisinin kuruluş amacına (Yasanın 1. maddesine) aykırıdır. DDK’nin görev alanı 2443 sayılı Kanunun 2. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlarla sınırlıdır.

Kurul üyeleri
Kuruluş yasasının 3. maddesinde “Bu üyeler, yükseköğrenimlerini bitirdikten sonra en az on iki yıl devlet hizmetinde başarı ile çalışmış ve temayüz etmiş olan tecrübeli kimseler arasından Cumhurbaşkanınca atanır” hükmü bulunmaktadır. Yani, denetim elemanlığında çalışmış olmak veya denetim meslek kökenli olmak kurul üyeliği için gerek şart değildir. Bu durum kurulun bağımsız bir organ olarak tasavvur edilmediğinin bir kanıtıdır.
Kurulun ve üyelerin bağımsız ve tarafsız şekilde çalışması yasada teminat altına alınmamıştır. Makama “bağlılık” teminatların yerine geçmiştir.

Çalışma esasları
Yasanın 5. maddesindeki “Kurul; inceleme, araştırma ve denetimini bir ya da birden çok üyesinin sorumluluğu altında yürütür. Gereken hallerde ve konunun niteliğine göre sözleşmeli ve geçici uzmanlardan yararlanır, inceleme, araştırma ve denetleme komisyonları kurar.” şeklindeki hüküm konuyu geçiştirmekten başka bir anlam taşımamaktadır.
Araştırma, inceleme ve denetleme terimlerinden ne kastedildiği yasada açık seçik belirtilmemiştir. Bu belirsizlik Kurul’un çalışma ve ürün kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir.
Yasanın 4. maddesinde “Kamu kurum ve kuruluşları, Kurul tarafından gerek görülecek müfettiş, araştırmacı ve diğer uzman personeli Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri’nin isteği üzerine Kurul Başkanlığı emrine geçici olarak göndermek ve gerekli yardımı sağlamakla yükümlüdürler” denilmekte ve fiiliyatta araştırma, inceleme ve denetleme işleri müfettiş, araştırmacı ve diğer uzman personel eliyle görülmektedir. Yani Kurul emanet yöntemiyle işlerini yaptırmaktadır.

Kurulun raporları
Kuruluş yasasının 6. maddesine göre; “Kurul raporları Cumhurbaşkanının onayı alındıktan sonra Başbakanlık’a gönderilir. Kurul raporlarında; incelenmesi, teftişi, tahkiki veya dava açılması istenilen konular en geç kırk beş gün içinde gereği yapılmak üzere Başbakanlıkça yetkili mercilere intikal ettirilir.
Sonuçtan Başbakanlık aracılığı ile Cumhurbaşkanlığı’na bilgi verilir. Cumhurbaşkanı gerek gördüğünde önemli konularla ilgili raporları doğrudan adli ve idari mercilere intikal ettirir.”
Bu hüküm Kurul’un raporlama yönünden de bağımsız olmadığını gözler önüne sermektedir Kurul sanki ikinci bir Başbakanlık Teftiş Kurulu hüviyetindedir.

Sonuç
DDK’den bir denetim organı olarak bağımsız ve tarafsız şekilde ve çağdaş denetim standartlarına uygun çalışmasını ve sağlam bulgulara dayalı güvenilir rapor üretmesini beklemek tek kelimeyle hayaldir.  

SACİT YÖRÜKER Emekli Sayıştay Denetçisi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları