Olaylar Ve Görüşler

Eylemli sendikacılık - Engin Ünsal

28 Ağustos 2024 Çarşamba

Protesto hakkı sendikacılığın doğasında vardır. Hükümetin olumsuz ekonomik politikaları karşısında ezilen halkın sesi olmak; emek sömürüsü yapan, işçilerin yasal haklarını kullanarak sendika üyesi olmalarını onları işten çıkararak yanıtlayan işverenleri protesto etmek sendikaların ve işçi sınıfının en doğal hakkıdır.

Yükselişi önlenemeyen yaşam pahalılığının halkımızı ezdiği açıktır. Ürününü değerine satamayan çiftçi Cumhuriyet tarihinin en zor günlerini yaşarken AKP hükümeti çiftçiyi tarihe gömmek için 118 kalem tarım ürününü ısrarla ithal etmekte bir sakınca görmüyor. İşçiler yasal hakları olan sendika üyeliği hakkını kullanınca işten çıkarılıyor. İşverenler kayıt dışı göçmenleri işe alarak Türk işçilerinin işsizlik ordusuna katılmasına ve işsizlik sayısının inanılmaz boyutlara ulaşmasına neden oluyor. 

Milyonlarca işçi ve emekli yoksulluk sınırında yaşam savaşı veriyor. İşverenlerin milyarlık vergi borçları silinirken, yandaş şirketlere yıllarca ödenecek akıl dışı paralar konusunda hiçbir adım atılmazken, halkın sırtına zam üstüne zam yüklenirken tasarrufun adını anmayan ve su gibi para harcayan Beştepe’nin durumu halkın vicdanında fırtınalar yaratıyor. Susarak aslında çok acı konuşan halkın acısını AKP iktidarı anlamadı ve anlamaya da niyeti yok.

İŞÇİLER MEYDANLARA İNİYOR

Türk-İş 1952’de kuruluşundan sonra uzun yıllar Amerikan sendikacılığının partiler üstü ve dışı sendikacılık modelini uyguladı ama hiçbir sınıfsal sorunu çözemedi. Eylemsiz sendikacılığın hiçbir soruna çare olmadığı, çalışma yaşamı kaynaklı sorunların ve AKP’nin olumsuz ekonomik politikalarının işçinin sırtına bir bıçak gibi saplandığı günümüzde nihayet ayağa kalkmak zorunda kaldı. Türk-İş yaptığı açıklama ile 20 Ağustos’ta 81 ilde hükümet politikalarına karşı eylem düzenleyeceğini açıkladı ve beklentilerini açıkça dile getirdi. Bu Türk-İş’in yakın tarihinde gerçekleştirdiği en önemli ve doğru eylemdi. Türk-İş’in böylesine önemli bir duruşu, geç de olsa sergilemesi sendikacılığımızın geleceğine örnek olması açısından da önemlidir. Türk-İş kamuoyuna “Hak verilmez alınır” sloganını hatırlattı ve eylemli sendikacılığını sürdüreceği işaretini verdi. DİSK zaten siyasal sendikacılık kulvarında yürüyen başarılı bir konfederasyon. Bugüne kadar AKP iktidarının gölgesine sığınmış Hak-İş Konfederasyonu’nun da AKP karşıtı, uyarıcı mitingler yapacağını açıklaması son derece önemli bir gelişmedir.

İŞARET FİŞEĞİ

Türk-İş’in uyarı eylemi çok iyi bir başlangıçtır ama yetmez. Büyük illerde milyonluk katılımlarla ve tüm sendika-konfederasyonların desteği ile yeni eylemlerin sergilenmesi iktidarı mutlaka etkileyecek ve doğru kararlar almasını sağlayacaktır. Türk-İş Başkanı Meclis’in açılmasının ardından Ankara’da işçi tarihinin en büyük mitingini yapma sözü vermiştir. Bu yıllardır işçi sınıfının ve yurtseverlerin duymak ve görmek istediği bir dik duruştur. İşçi sınıfı bu iktidara erken seçim kararı aldıracak kadar güçlüdür. Yeter ki sendika yöneticilerimiz güçlerinin ayırdına varsınlar ve eylemli sendikacılık kararlarını uygulasınlar. 

AKP iktidarı ülkeyi yönetme yeteneğini ve halkın desteğini yitirmiştir. Bu hükümet ve politikaları ile halkın mutlu olması olanaksızdır. Siyasal bir düzen değişikliğine mutlaka gereksinim vardır. Meydanlara inen işçilerin sergileyeceği eylemler erken seçimin ve düzen değişikliğinin işaret fişeği olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları