Sadece CIA ve FBI değil aynı zamanda Pentagon da sosyal medya sitelerini kullanıyor, ABD dış politikasına karşı fikirler paylaşan kullanıcıları fişliyordu. Yani modern çağdaki politik tartışmaların vazgeçilmezi sosyal medya siteleri ABD’deki belli bir zümrenin çıkarlarını korumaya zorlanmışlardı.

Ünlü milyarder Elon Musk’ın Twitter’ı alması ve sonrasında yaptığı ifşalar sadece ABD değil tüm dünya siyaseti üzerinde yeni tartışmalar doğurdu. Açıkçası paylaşılan belgeler ve iddialar çok ciddi olsa bile Amerikan medyasında beklenen etkiyi yaratmadı. 

Bunun başlıca nedeni paylaşılan belgelerin Twitter’dan çok daha büyük bir çarpışmaya ait olmasıydı. Elon Musk, geçmişten bu yana kısmen muhafazakâr kimliğini gizlemeyen birisi. Aslında paylaştığı belgeler siyasete giriş hikâyesini de anlatıyor. Tüm hikayenin 2016 ABD seçimleriyle başladığını söylemek abartılı olmaz. ABD gibi bir ülkenin başına ilk kez müesses nizamın pek “hazzetmediği” biri gelmişti: Donald Trump.

MÜESSES NİZAM

Müesses nizamdan kasıt ABD’nin tüm güç odakları denebilir. FBI, NSA, CIA istihbarat, Pentagon ordu, Wall Street’in finans devleri ise ekonomi kanadını oluşturuyordu. ABD’de kimse bu gruplara rağmen göreve gelemezdi.

Trump ne kadar müesses nizamın belli bir kanadını temsil etse de Cumhuriyetçi Parti’nin önemli isimlerini zamanla kaybetti. En şahin muhafazakârlar 2020’de Trump’a karşı Biden’ı desteklediler. Öyle bir iklim oluştu ki “Ne kadar popüler olursa olsun, Trump bir daha kazanamaz” algısı zamanla yerleşti. 

İşte pandemi ve bu seçim dönemi Twitter belgelerindeki olayların yaşandığı dönemdi. Bu belgelerle biz, ABD’nin istihbarat kuruluşlarının sosyal medya sitelerini propaganda silahına çevirdiğini, aykırı buldukları düşünceleri “dezenformasyon” ya da “nefret suçu” olarak işaretleyip sansürlemeye çalıştıklarını, tamamen keyfi biçimde kullanıcıları engellediklerini öğrendik. 

Hatta bu durum o kadar arttı ki Twitter çalışanları bazı noktalarda isyan ettiler. CIA’nın giderek agresifleştiğini söylediler. Müesses nizamın farklı gruplarından bir günde 3-4 kere brifing alıyorlardı. Ortadoğu’da psikolojik savaş unsurları korunuyor, Batı’nın Ukrayna savlarına aykırı paylaşım yapanlar takibe alınıyordu.

AMERİKA İÇİN SAVAŞ

Durum sadece dış siyaset ve “ulusal güvenlik” meselesinden ibaret değildi. Twitter, Biden ekibiyle de birlikte çalışıp kendisiyle ilgili çıkan büyük skandalları gizlemeye çalışıyordu. Biden’ın oğluna ait laptop skandalı ortaya çıkmadan günler önce tüm sosyal medya sitelerine iletilmiş, konuyu gizlemeleri yönünde “emirler” verilmişti. Seçimden sonra ise haberin gerçekliği itiraf edildi.

İşte Trump’la “küsen” ABD müesses nizamı, kontrolü kamuoyu üzerinde böyle sağladı. Bu konuda biraz çaresiz kalan Cumhuriyetçiler ise hem Demokratların elindeki bu güçlü aparatı ifşa ederek etkisiz hale getirmek hem de Trump’tan kurtularak müesses nizamla barışmak istiyorlar. Elon Musk da kişisel çıkarlarının yanında bu savaşın bir parçası. İşte bu yüzden savaşın diğer cephesinde olan ABD merkez medyası neredeyse Snowden’in NSA olayı kadar büyük bu hadiseyi görmezden geliyor.

Dünyanın geri kalanı için ise ABD’nin diğer ülkelerin iç siyasetine ne kadar kolay müdahil olabildiğini görmemiz açısından olumlu ancak bir o kadar da korkutucu bir gelişme. Ancak şu belli ki Amerika için savaş küresel dengelerin sonucunu da belirleyecek. İzleyip göreceğiz.

SARP SİNAN HACIR

ARAŞTIRMACI