Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demokrasi masalları
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Turan Karakaş
(MASALDIR BUNLAR AMA ANLATIR GERÇEĞİ ANLAYANA)
Dondum TV Masalı
Kar, tipi, boran;
Yazın da yemyeşil bir bereket sarar yaylaları,
Kars’tan ta… Sivas’a kadar…
Dondum TV’nin kuruluşu:
Kars, Erzurum, Erzincan bir de Sivas,
ortaklaşa kurduk Dondum TV’yi.
Gerçeği söylemek bizim işimiz;
bu amaçla kurduk Dondum TV’yi.
Bizim Dondum TV, davul zurna, türkü, halay, gürültü ve şamata ile açıldı. Nutuklar çekildi; alkışlar, yaşa, varol sesleri! Dondum TV, sonunda yayına başladı. Beş altı ay geçti aradan. İzleyici sayısı her geçen gün biraz daha eriyor. Beş altı ay oldu yedi sekiz ay. Amma gel gelelim bizim Dondum TV’yi izleyen yok.
Akşam uzun hava, sabah uzun hava, seyirci de bıkıyor yapımcı da. Ne etsin seyirci? Ne yapsın yapımcı? Yani olan izleyici de televizyonun kumandası ile oynarken, kanaldan kanala zıplarken ve de zaplarken, Dondum TV ile karşılaşınca, yılan görmüş gibi başka kanallara kaçıyor. TV yöneticileri bakıyorlar bu iş böyle gitmez. Zarar kapıya dayanmış. Ha bugün ha yarın icralar da dayanacak kapıya.
Televizyonun büyük temsilcilerini ateş basıyor. Otursalar alttan yanıyorlar, yatsalar yerden yanıyorlar. Dondum TV temsilcileri çaresizlik içinde birbirine koşuyorlar.
Teyo pehlivan diyor ki:
- Ola yanirem. Kurduğumuz TV bağıra bağıra gidir. Kar gibi eriyir. Ola Sivas’ta toplanak. Onların topalı Bağdat’ta olur. Gerisini sen düşün. Onun için çoğu zengindir.
Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas sırayla toplana toplana gidelim.
Sivas zengindir para verir. Erzincan olduğu kadar verir. Erzurum para vermez canını verir. Ne etsin para yok pul yok. Kar kış kıyamet. Kars’a gelince, bize birer kaz verir. Çıkar geliriz.
Neyse sonunda TV temsilcileri toplanıyor. Toplantı Sivas’ta oluyor. Toplantıya katılan büyüklerimiz şunlardır: Kars’tan Tellal Hasan, Erzurum’dan Bitini Yemez Şahmeddin Ağa, Erzincan’dan Deli Aziz. Bu Aziz, bir aşk divanesidir; gaipten haberler verir, şaşar kalırsın. Sivas’tan Sürmeli dayı; bu zatların hepsi biraz deli, biraz veli, biraz Nasreddin Hoca gibi; biraz da Bektaşilik oluşturur kişiliklerini.
Bu topraklar da deliye divane derler ve ona hafif bir kutsallık da verirler.
Mesela, Tellal Hasan Kars’ta saygın bir insandır.
Neyse, uzatmayalım sözü, kaçırmayalım özü. Toplantı başlıyor. İlk sözü Tellal Hasan alıyor. Diyor ki, ay gardaşlar:
-Bizim Dondum TV izleyicileri kar gibi eriyir. Beş on izleyici ya kaldı ya kalmadı. Reklam veren yok. Her akşam, üç beş geveze çıkıp dünyanın en büyük düşünürleri gibi konuşuyorlar. Bu gevezeler bir şey yaptıklarını zannediyor. Bu gevezeler de bezdirdi. Televizyon gevezeleri sahte mütefekkirleri…
Bu gevezeler iç politikayı, dış politikayı, orta politikayı bildiklerini zannederler. Amerika, İran paşasını öldürür, bunlar hemen ekranlarda peyda olurlar. Daha Tramp (Trump) bile konuşmamış bunlar ötüşüyorlar. Tramp’a akıl veriyorlar. Ekran başında hırstan çatlatıyorlar.
İstanbul Kanalı ne olacak? Gene bunlar dizilmiş ekranlara. Ekonomi desen bunlar, sosyoloji desen bunlar, sağlık desen bunlar, uzay desen gene bunlar. Bunların itiştiğine, birbirine bağırıp çağırdığına aldanmayın. Birbirine bağlı, hepsi gardaş gibidirler. Ayrı bir örgüt bunlar. Sırt sırta vermişler dır dır dır… Vır vır vır… İnsanların bildiğini de bilmez hale getirirler.
Hepsi de iri mütefekkir. Ekranlardan sallıyorlar. Bazen birbirlerine de saldırıyorlar; diyorsun valla buradan kan çıkar! Sonra bir bakıyorsun sarmaş dolaş olmuşlar.
Aya yeke(büyük) mütefekkirler, böyle körün değneğini salladığı gibi sallamayın, başımıza gözümüze değer. Birbirinizin gözünü çıkarabilirsiniz, aman bize bir zararınız olmasın.
Bu dört temsilci, dört gün dört gece tartışmışlar. Buldukları çözüm şu: Emre Kongar ile Merdan Yanardağ’ın programına benzer bir program yapmaya karar vermişler.
Sivaslı Sürmeli Dayı söz aldı. Dedi ki, program tamam da bunu uygulayacak adamlar nerde? Kim yapacak?
Düşün taşın, doldur boşalt. Sonunda iki kişi bulmuşlar. Bir Teyo Pehlivan. Diğeri de Keleş Efendi. Bu iki kişiyi tanıyalım; Dondum TV sunucusu Bedriye Teneke tanıtıyor.
Önce Teyo, sonra da Keleş Efendi tanıtılıyor. Şimdi o tanıtma işine geçmeden spiker Teneke Bedriye’yi biraz tanıyalım. Teneke Bedriye Erzurumlu olup, mahalle kavgalarından yetişme bir sunucudur. Elini beline koyup da öbür eliyle bir saydırmaya başladı mı, mahallenin kadını da erkeği de saklanacak delik arar. Zaten program ilerledikçe bizzat kendiniz tanıyacaksınız.
Bedriye Teneke:
- Bu bir masal; kimse üzerine alınıp da bize darılıp kırılmasın diye, birkaç kere duyurdu ve sonunda buyurdu…
- Sayın Teyo Dayı diyor, Bedriye Teneke… Halkımız, hatta bütün Türkiye, hatta ve hatta bütün dünya tahsil hayatınızı çok merak ediyor; ‘Bu Teyo hem bir pehlivan hem de böyle bilgili bir insan nasıl oldu’ diye soruyorlar. Tahsil hayatınızdan biraz sallar mısınız? Yani pardon, bahseder misiniz?
Teyo Pehlivan:
-Aslında ben bir pehlivanım. Bütün dünya baş pehlivanlarını yenerek pehlivanlar pehlivanı oldum. Bu arada kırk tane de üniversite bitirdim. Kırkında da profesör oldum. Şimdi aynı zamanda ben profesörler profesörüyüm. Bütün dünyanın baş profösörüyem. Aynı zamanda da baş pehlivanı.
Spiker Bedriye Teneke:
-Sayın Teyo Dayı, bu kadar diploman var, birini göster de biz de buradan halkımıza gösterek.
-Gız cırdım attım hepsi kafamda ne edim diplomayı.
Teneke Bedriye:
-Yani şimdi hiç diploman yok. Arkadaşlarını da unuttun. O da yok. Ee hocalarından birinin adını söyle desek, o da yok. Attın, yırttın, unuttun...
E diyelim seni çoooook yüksek bir göreve seçecekler. Senin diploman yok, ne olacak?
-Gızıma bak. Bana o görevi versinler diploması benden. İstediğin kadar diploma getireyim. Tayyip İde yüksek bir göreve aday olacak da diploma sıkıntısı çıkacak. Yoktan var ederim valla.
Bedriye:
-Sayın Teyo Dayı, sen de Erzurumlusan ben de. Bu dünyada en çok yalanı kim kime söylemiştir?
Teyo:
• Efendiler kölelere, büyük toprak beyleri marabalara, kapitalist zenginler işçilere en büyük yalanları söylediler.
Devlet ve siyaseti zenginleşme aracı gören siyasilerin demokrasi adına söylediği yalanlar…
Bedriye: Gerçek demokrasi nedir sayın Teyo Pehlivan Dayı?
• Gerçek demokrasinin üç temeli vardır: İletişimde demokrasi, ekonomide demokrasi ve siyasette demokrasi.
Bedriye Teneke: Süremiz bitti. Bizi izlemeye devam edin sayın seyirciler. Haftaya, mübarek cuma günü saat tam 20:00’de Teyo Pehlivan ile Keleş Efendi’nin sohbeti devam edecek. Sakın bir yere kaybolmayın. Demokrasi yalanları halkımızı perişan etti.
Ve sunucu Bedriye, programı şu sözlerle kapattı:
Yalan talan temelinde kurdular düzenlerini.
Efendiler ve köleler vardı.
Demokrasi yalanıyla zincire vurdular köleleri;
demokrasi masalları anlattılar.
Büyük toprak beyleri
ve onların marabalarına geldi sıra.
Onlar da demokrasi yalanları ile kandırıldılar.
İliklerine kadar sömürüldüler.
Ve derken,
kapitalizm felaketi çıktı tarih sahnesine
Sermaye ve emek mücadelesini daha açık gördük.
Demokrasi yalanını en çok kapitalist sınıf söylemiştir.
Bütün egemen sınıflar yalancıdır.
En çok da demokrasi yalanı söylerler.
Gelecek sayıda demokrasi masalları devam edecek.
Ve Keleş Efendi tanıtılacak.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Sanıklar tek tek ifade verdi
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- Ünlü fenomen adeta bir servet kazandı!
- Galatasaray, Tottenham'ı sahadan sildi!
- Milyarlık vurgun iddiası!
- Konserve ton balığında cıva tespit edildi
- Köy tipi yoğurt diye yedirmişler!
- Arbede çıktı, oturuma son verildi