Olaylar Ve Görüşler

Covid-19 Sonrası Türkiye’de Sağlıklı ve Kontrollü Turizm Gelişmeli - Prof. Dr. Ozan BAHAR

24 Mayıs 2020 Pazar

       Müşteri beklentileri Covid-19 sonrası tamamen değişecek. Daha küçük, topluma yararlı, katma değer yaratan, yeterince hizmetin arz edileceği bir döneme girilecek. Daha büyük-kocaman oteller değil, daha küçük ve yeteri kadar tesisler öne çıkacak. “Medikal, termal, ileri yaş ve engelli turizmi” şeklindeki sağlık turizmini, pandemi krizi açısından lehimize çekebiliriz.

Turizm illerimizdeki kamu ve özel sektöre bağlı hastanelerimizin kadrolarını güçlendirerek sağlık turizmine katabiliriz. Böylece yaşanılan olumsuz kriz ortamından yararlanabiliriz.
AB nüfusu yaklaşık 520 milyondur. Bunun 125 milyonu yaşlı nüfus olup, sayı sürekli artmaktadır.

Yaşlı nüfusun %1’inin Türkiye’ye gelmesi ise 1 milyon 250 bin kişinin tatil amaçlı ülkemizi tercih etmesi anlamına gelir. Bu yaşlılar aylık 3-4 bin Avro civarında sağlık harcaması yapmaktadır. Bu harcamayı 5-6 ay boyunca ve tatillerini sıcak bölgelerde geçirerek yapıyorlar. Yani yaşlı bir turistten yıllık 20 bin Avro gelir elde etmek mümkün.

Önümüzdeki 6 yıllık süreçte Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki AB Başkanlığı, 20 milyarı medikal ve 25 milyarı ileri yaş olmak üzere toplam 45 milyar dolarlık sağlık turizmi geliri elde etmeyi amaçlıyor. Sağlık turizmini iyi planlarsak; hastaneleri, çalışanları, yatakları, turistik tesisleri dinamik hale getirerek, kadrolarını güçlendirerek, sadece bundan 45-50 bin dolar kazanabiliriz.

ALGIYI İYİ YÖNETMELİ, SAĞLIK HİZMETİNİ FIRSATA ÇEVİRMELİ 
Ciddi bir yapılanmayla turistleri kışında bölgemize çekip, bu hastanelerin olduğu yerdeki otelleri kullanabiliriz. Türkiye’ye bir saat 12 ve 4 saatlik uçuş mesafesinde olan 57 ülke var. Bu ülkelerin nüfusu 1.5 milyar. Bu insanların kaliteli ve ucuz sağlık hizmeti almasında, Türkiye oldukça önemli bir arza ve stratejik konuma sahip. AB başta olmak üzere birçok ülkede sağlık harcaması her geçen gün artıyor.

Dünya genelinde 1.5 milyara yakın yaşlı ve engelli nüfus ile 30 milyonluk bir hasta trafiği var. Şu an ki pazarın büyüklüğü 100 milyar dolar. Böylesi bir pazardan aldığımız pay %1 ile 1-2 milyar dolar civarında. İlerleyen süreçte payımızın %1’den, %10’a çıkması 10 milyar doların ülkemize döviz girdisi olarak girmesi demektir. 2023 yılında, bu pazarın 500 milyar dolara çıkması bekleniyor. Bunun %10’u, 50 milyar dolar eder.

Türkiye’nin kasasına 3-5 yıl sonra 50 milyar doların girmesi, Türkiye’nin dış ticaret ile cari açığının neredeyse kapanması demektir. Türkiye’nin sağlık hizmeti ile kalitesi, pandemi sürecinde Avrupa’da çok da iyi sağlık hizmeti alamayan Avrupalı turistlere rahatlıkla pazarlanabilir. Bundan sonra değişecek olan tatil anlayışında, sağlık ve turizm hizmeti birleştirerek sunulmalıdır.

"KONTROLLÜ VE SAĞLIKLI TURİZM"
İşletmeler satış, pazarlama, hizmetin sunumu ve dizaynı, hijyen, sağlık ve pek çok alanda artık daha dinamik olmak zorundalar. İnsanlar tatilde; sağlık, hijyen, temizlik ve güven arayacak. Türkiye olarak “Temizlik imandandır” yaklaşımı ile geleneksel bakış açımız ve bu konularda var olan hassasiyetimizle, doğru pazarlama ve tanıtım ile diğer Avrupa destinasyonlarına nazaran daha avantajlı olabiliriz.

Temizlik, hijyen ve sağlık açısından tasarlanacak görsel ve yazılı mesajlar değişik reklam mecraları ile sosyal medya hesaplarında sürekli paylaşılmalı. Algıyı iyi yönetmek gerekiyor. Algı yönetimi, daha sağlıklı yaşam ve tatil yapmak düşünce ile entegre edilerek iyi kullanılmalıdır. Buradan hareketle, yurtiçi veya dışı tatile gelen misafirlere virüs taşıyan var mıdır, kalacağım oda temiz midir, yiyeceğimiz-çocuklarımıza yedireceğimiz yiyecekler, gıdalar vs. hijyenik midir, doğal mıdır gibi pek çok sorunun yanıtını arayacaklar.

Çocukları için bulundukları ortam, animasyon alanları, yediği yemekler ne derece sağlıklı bunlara çok daha fazla dikkat edecekler. İnsanlar birbirlerine yakın olmak istemeyecekler. Restoranlarda açık büfe değil set menü uygulanacak, uçaklardaki koltuklar ya da kumsallardaki şezlonglar arasında mesafeler açılacak. Bir turizm analisti olarak, bunu
Kontrollü ve Sağlıklı Turizm olarak adlandırıyorum.

PROF. DR. OZAN BAHAR 
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İİBF,
İktisat Bölümü Öğretim Üyesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları